Deli Kurt'ta Zaman ve Tarih: Deli Kurt, 1403 yılının sonlarında başlar; bazı atlamalarla, 1444 Kasım'ının ortalarında biter. Eserin başlarındaki "Deli Kurt” başlıklı bölüme kadar (s. 32) 185 geriye dönüşlerle İsa Bey ile Çakır arasındaki ilişkiler anlatılır. "Aradan on yıl geçti." cümlesiyle başlayan "Deli Kurt”
Aziz Nesin, okuyucularına karşı hiç de cimri değildi. Her zaman çağırıldığı söyleşi ve imza günlerine gitmeye çalışırdı. Bu yolculuklarda genelde arkadaşları O'na eşlik ederdi. İşte yine böyle bir yolculuk sırasında, Müjdat Gezen'in kullandığı araba ile Bursa'ya gitmektedirler. Gemlik Körfezi'ne yaklaştıkları sırada Müjdat Gezen şu uyarıyı yapar: -Önümüzdeki tepeyi aşınca denizi göreceksin. Sakın şaşırma. Buna rağmen tepeyi geçince büyük bir şaşkınlık kaplar Aziz Nesin'i. Hatta sağ elinin parmağını ön cama çarpar, denizi gösterip "Aaaa! Deniz..." diye bağırırken.
Reklam
Mertebe Tesellisi
Kişinin başarı üstüne başarı kazandığı, herkesin onun yü­züne güldüğü, ona iltifatlar yağdırdığı dönemlerde enaniyet ve nefs hakim duruma gelir ve birlikte sahibini hastalıklı ruh hallerine sürükleyebilirler. Ama işler tersine dönüp insanlar ve hadiseler sağlı sollu ona çarpıp geçmeye başladığında tedavi süreci devreye girmiş ve manevi yolculuk hızlanmış demektir. Bu sebepten olsa gerek maneviyat büyükleri daima rahattan kaçmış, hayranlarının olduğu, tebriklerin yağdığı, alkış tufanlarının koptuğu daha doğrusu yüksek mertebelerinin ifşa edil­diği yerlerden kaçarcasına uzaklaşmışlardır. İrşat vazifesi için Bursa'ya yerleşen Şeyh Hamid-i Veli'yi hatırlayalım. Çilehanenin yanına yaptırdığı fırında pişirdiği ekmekleri sokak sokak dolaşarak 'somunlar, müminler' nida­sıyla insanlara dağıttığından dolayı adı 'Somuncu Baba' olarak bilinir. Yıldırım Beyazıd Niğbolu zaferini kazanınca, 'şükür nişanesi' olarak Bursa Ulu Camii'ni yaptırır. Ulu Cami'nin açılış hutbesini okuması için Somuncu Baba ikna edilir. Hut­bede, Fatiha Suresi'ni yedi nefs mertebesine göre ayrı ayrı yo­rumlayan Somuncu Baba'ya padişah başta olmak üzere tüm cemaat hayran olur. Bu hadiseden sonra manevi halleri ve bil­gelik yönü şehirde çok konuşulmaya başlanan Somuncu Baba şöhretten sakındığı için talebeleriyle birlikte Bursa'dan ayrılır ve Aksaray'a yerleşir.
Sayfa 133Kitabı okudu
5.Yolculuk: Sultan Çelebi Mehmed (1389-1421)
"Osmanlı Padişahları arasında ölümü gizlenen ilk padişah oldu. Cenazesi Bursa'ya getirilerek Yeşil Türbe'ye defnedildi."
Sayfa 51 - İnsanKitabı okuyor
Oysa nefsimizin en çok istediği ve uğruna çok yorulduğumuz şey...
Kişinin başarı üstüne başarı kazandığı, herkesin onun yüzüne güldüğü, ona iltifatlar yağdırdığı dönemlerde enaniyet ve nefs hakim  duruma gelir ve birlikte sahibini hastalıklı ruh hallerine sürükleyebilirler. Ama işler tersine dönüp insanlar ve hadiseler sağlı sollu ona çarpıp geçmeye başladığında tedavi süreci başlamış ve manevi yolculuk hızlanmış demektir. Bu sebepten olsa gerek maneviyat büyükleri daima rahattan kaçmış hayranlarının olduğu tebriklerin yağdığı daha doğrusu yüksek mertebelerin ifşa edildiği yerlerden kaçarcasına uzaklaşmışlardır. İrşat vazifesi için Bursa ya yerleşen Şeyh Hamid-i Veli'yi hatırlayalım. Çilehanenin  yanına yaptırdığı fırında pişirdiği ekmekleri sokak sokak dolaşarak "somunlar müminler" nidasıyla insanlara dağıttığından dolayı adı  "Somuncu Baba" olarak bilinir. Yıldırım Beyazıt Niğbolu Zaferini kazanınca "şükür nişanesi" olarak Bursa Ulu  Camii"ni yaptırır. Bursa Ulu Camii"nin  açılış hutbesini  okuması için Somuncu  Baba ikna edilir. Hutbede Fatiha süresini yedi nefis mertebesine   göre ayrı ayrı yorumlayan Somuncu  Baba"ya padişah başka olmak üzere bütün halk hayran olur bu hadislerden sonra manevi halleri ve bilgelik yönü  şehirde çok konuşulmaya başlanan  Somuncu Baba şöhretten sakındığı  için talebeleriyle birlikte Bursa'dan ayrılır ve Aksaray'a yerleşir.
- Düşünebiliyor musun, yıllarca bana deli gözüyle bakan bir adam geldi birkaç gün önce, köye gitmemi ve onun adına rey vermemi istiyor. Bir deliden medet uman adamdan muhtar olur mu sence? Yıllar önce deli demişti bana. Bir şey demedim, gelmeyeceğimi söyledim. İnkârın adına ne demeli bilmem. İnsan inkâr ettiğini kabul ederse aşağılanır, kaybolur, küçülür ya da yücelir. Ortası yok, yücelmek ya da kaybolmak var inkâr ettiğini kabul etmekte. Niyet önemli, niyet eğer halis ve temizse insan inkâr ettiğini kabul ettiği zaman da yücelir. Karmaşık bir duygu ve anlatım oldu. Anladığını düşünüyorum... Mekân aynı, hareket yok. Sakin bir deniz kıyısı değil, bahara ulaşmaya çalışan yeşillikler var ve yoldan geçen araçlar var. Uzak uzak sesleri geliyor. Çocukluğuma dönüyorum. Gece uykuya varınca rampaya saran kamyonların sesiyle uyurdum Bursa İzmir yolundaki köyde. Ulubat gölüne bakardı köy ve çocukluk yıllarımdan gelen hatıraların seline teslim oluyorum. Hep uzaklara gitmeyi isterdim, yolculuk yapmak, yollara çıkmak ve uzakların büyüsünde kaybolmak. Şimdi geceleri kan damlıyor yüreğimden, sabah ezanları okunuyor ve ben hâlâ uyanık oluyorum. Seni yazmak için, diyemedim. Bir uzun macera oldun bende Ulu Kam diyemedim. Sen, bildiğin gibi yaşa, Ulu Kam gibi yaşa. Sen böyle yaşadıkça ben seni yazacağım ve anlatacağım insanlara. Çünkü sen bilinmekliğini istedin diyemedim. O bana baktı, ben ona baktım, zor bir sohbetti yaşadığımız.
Sayfa 133 - Matbuat Yayın, 2. Basım - Aralık 2016, BÖLÜM 2, AKIL AKINCISI
Reklam
Emir Sultan hemen herkesle "Babam" diye konuşurmuş. Peygamberin neslinden olan Emir Buharî geleneğe göre bu yeni imparatorluğun merkezine gitmek için Medine'de doğrudan doğruya Hazret-i Muhammed'den izin alır. Hattâ bütün yolculuk boyunca başının üstünde bir kandil ona Bursa'ya kadar yoldaşlık eder ve Bursa'ya geldikten sonra da üç gün üç gece üst üste bu kandil görülür.
Sayfa 109Kitabı okudu
MÜNEVVER ANDAÇ NÂZIM HİKMET 1. 'Saklı Su' Nâzım Hikmet'in dayısı Mustafa Celalettin Bey'in kızı olan Münevver Hanım; 1917'de Sofya'da doğar. Annesi Gabriel, Marsilyalı bir Fransız'dır. Babası Mustafa Celalettin Bey, Fransa'da öğrenimini yaparken Gabriel'le tanışıp evlenmiştir. Münevver Hanım,
Abidin Dino, Nâzım Hikmet'in "Sesini kaybeden Şehir" ile "Bir Ölü Evi" adlı kitaplarının kapaklarını, iç desenlerini yapar. Arkadaşlıkları ömür boyu sürer. Nâzım Hikmet, cezaevinde kendisini görmeye gelen Münevver Berk'e âşık olup Piraye'den ayrılmak istediği, üç ay sonra ise, sevgilisinin evine dönmesi üzerine,
20 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.