Küçük beyinler büyük zekalardan daima korkar.
Osmanlı uyguladığı baskı politikalarının yanı sıra Kürt elitini yanına çekmek, onları padişah iktidarının mütte- fiki kılmak, böylece yükselen Kürt hareketlerini geri çekmek ve denetime almak için de farklı yöntemlere başvuruyordu. Bab-ı Ali zaman zaman onları İstanbul'a davet eder, unvan, nişan, para, sarayda ve devlette görev verirdi. Kürtlük davasından uzaklaşmış ve tamamen resmi ideoloji ile yetiştirilmiş beyinler için en iyi uygulama alanı "aşiret mektepleri" ve "askeri okullar" olmuştur. Osmanlı devleti bu okullarda belli bir kontenjanı ağa, şeyh, bey çocuklarına ayırarak en büyük kıyımı buralarda beyin sömürüsü ile gerçekleştirmiştir. Fakat her şeye rağmen, yine siyasal tablodan ileri olan isimler yine "aşiret mektepleri ve askeri okullardan" çıkmıştır. (Şeyh Said isyanında idam edilen Dr. Fuat, askeri tıbbiye kökenlidir. Yine İttihat ve Terakkinin kurucularından İshak Sükuti askeri tıbbiyelerdendir. Cibranlı Halid aşiret mekteplerinden çıkmıştır)
Sayfa 85 - Aram YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Tespitler
Şehvet, hayatın en büyük prensibidir. İnsan neslinin tükenmemesini sağlar. İnsan, akıl ve duygu bakımından çok üstün ve ileri olduğu için bu prensibi de olgunlaştırmış, güzelleştirmiştir. Yiyeceğini, giyeceğini, barınacağını güzelleştirdiği gibi. Şehvet, aşk haline geldikten sonra artık insanlar arasında yarış başlamış ve beyinler, muhayyeleler gerçekte olan güzellerle kanmayarak onları icad etmek yoluna girmiştir. Sevgiliyi âşık yaratır, sonra tapar. Onda eşsiz güzellikler, büyüklükler bulur. Aslında alelâde bir kız veya kadındır ama Mecnûn’un Leylâ’yı görüşü gibi onu ilâhlaştırdıkça artık aşk denilen tezahür başlamıştır. Bununla beraber aşk lüzumlu bir şeydir...
Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri konuşur. -Hyman Rickover-
Herkesin gözünü hırs bürümüş. Söyler misiniz geçici bir dünya için değer mi? İnsanlığın içi fesatlık dolmuş. Söyler misiniz insanlar bu kadar değersiz mi? Gözlerini para bürümüş. Söyler misiniz maddiyat için maneviyatı harcamak mantığa uyar mı? Teknolojinin içine hapsolmuş beyinler var. Hayatları bundan ibaret. Bakar mısınız hayatı bu kadar boş geçirmek dışardaki güzelliklere haksızlık değil mi? Kitaplar en büyük düşmanları olmuş. Anlatır mısınız o kitapların içinde var olan hayatlara en büyük ayıp bu değil mi? Herkes aynı olmaya başladı. Söyler misiniz herkesin aynı olduğu bu zamanda farklılığın dışlanması , görülmemesi körlük değil mi ? Bencillik kök salmış. Çoğu Rabbine sırt çevirmiş. Yapmasınlar dimi , bu kadar kolay değildir dimi, sevgi hiç biter mi? Adaleti ölmüş, gelecek kaygısı yaşatan, ömrümüzü çürüttüğümüz sıralarla dolu , hala eski kafada yaşayanlarla , pis zihniyetlerle dolu ,hayallerimizi yaşayamadığımız bir dünyaya gelmek bizim seçimimiz değilken kendimizi bu dünyadan soyutlamak- soyutlamaya çalışmak- bizim suçumuz, sanki gelmeyi biz dilemişiz gibi sanki hiç gitmeyecekmişiz gibi . Sözde müslüman bir ülkeyiz ya Söyler misiniz kendi isteğiyle gelmediği dünyada hayalleri çalınmış bir çocuğa kendi isteklerini dayatmaya çalışan bu sistem en büyük günah değil mi?? ~Lavinya~
Alman araştırmacı Tania Singer, acı içinde kıvranan birisini seyreden erkek ve kadınların beyin taramalarını gerçekleştirerek, nasıl tepki verdiklerini test etmiştir. Her iki cinsiyet de acı çekerken gördükleri kişinin acısını derinden hissetmişlerdir. Eline orta şiddette elektrik akımı verilen kişiyi izlerken kendi beyinler- deki acı bölgeleri etkinleşmiş ve sanki acıyı çeken kendileriymiş gibi tepki vermişlerdir. Ancak bu tepki, izledikleri sevdikleri ya da deney öncesinde birlikte dostça oyun oynadıkları bir kişiyse gerçekleşmiştir. Eğer acı çeken kişi, bir önceki oyunda dürüst davranmamış biriyse verilen tepkiler büyük oranda değişmiştir. Aldatıldıklarını düşünen izleyiciler, acı çeken kişinin kendilerini aldatan kişi olduğu durumlarda bundan çok fazla etkilenmemişlerdir. Kadınlar az da olsa yine empati göstermelerine karşın, erkekler tamamen duyarsız kalmışlardır. Aksine, az önceki oyunda adil olmayan kişiye elektrik verildiğini izleyen erkeklerin beinlerdeki zevk alma merkezleri etkinleşmiştir. Bir anda empatiden adalete kaymış ve başkasının cezalandırılmasından memnun olmuşlardır. Belki de, en azından erkekler için düşmanlarının ateşte kavrulduklarını izleyebilecekleri, Tertullian'ın tasvir ettiği bir cennet vardır, kim bilir!
Sayfa 333 - Akılçelen KitaplarKitabı okudu
Reklam
288 syf.
10/10 puan verdi
Kalıcı değiliz madem nedir bu prangalar?
Esselâmu aleyküm ve rahmetu’llâhi ve berekâtûhû.. بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم Öncelikle iyi ki okudum demek istiyorum, iyi ki nasip oldu da okudum Bu güzel esere benden önce kıymetli ablam
ℳüTℰᏉᎯℤıᎾᏦUℛℋᎯℕıℳ
ℳüTℰᏉᎯℤıᎾᏦUℛℋᎯℕıℳ
'cığımın gözleri, elleri, hisleri değdi. Ondan da bana nasip oldu elhamdülillah. Yaşanmışlık var idi (çizili
Dünyaya Geldim Gitmeye
Dünyaya Geldim GitmeyeKemal Sayar · Turkuvaz Kitap · 20193,007 okunma
Bu aynı zamanda daha önceki ılımlı ve örüntülü bir deneyimin güçlenme etkisinin bir sonucu olarak bir kişi için travmatik stres içeren bir olayın bir diğeri için önemsiz olabildiği anlamına da gelir. Tipkı bir vücut geliştiricisinin antrenmansız insanların yerinden bile kıpırdatamayacağı ağırlıkları kaldırabilmesi gibi bazı beyinler de başkalarını yıkan travmatik olaylarla daha iyi başa çıkarlar. *İçerik, zamanlama ve başkalarının tepkileri çok büyük bir önem taşır.* Bir ebeveynin ölümü, elli yaşındaki evli ve çocuklu bir erkeğe kıyasla bekar bir annenin iki yaşındaki çocuğu için çok daha travmatik olur.
Sadece mutluluğumuz değil zihinsel açıdan gelişimimiz de irade terbiyesinden geçiyor. İşin püf noktası büyük sabır göstermekte saklı. Sanıldığının aksine bilimsel, büyük edebi eserler olağanüstü beyinler sayesinde değil başarılı bir otokontrol ve kendine hakim olma neticesinde doğar.
Sayfa 199
352 syf.
·
Puan vermedi
20.yüzyıl edebiyatının en büyük isimlerinden biri olan George Orwell,II.Dünya savaşından sonra yazıp yayımladığı (1943_1948) 1984 adlı satış rekorları kıran romanında,dünyanın gelecekte yaşayabileceği büyük bir tehlikeyi,tarihin en büyük totaliter/baskıcı devletini (okyanusya'yı) anlatmıştır. İnsanları en özel alanlarına kuşatıp kontrol
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2023166,9bin okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.