Kitap Özeti
Paul Lafargue tarafından yazılan "Tembellik Hakkı" (Le Droit à la paresse), 1880 yılında yayımlanan ve kapitalist çalışma etiğini eleştiren bir eserdir. Kitap, dönemin yaygın inanışının aksine, çalışmanın değil tembelliğin insanın doğal hakkı olduğunu savunur. Temel Argümanlar: * Çalışma, bir sömürü aracıdır: Lafargue,
İktidar Nedir Cioran?
İktidarın kötü, çok kötü olduğuna inanıyorum. Onun varlığı karşısında mütevekkil ve kaderciyim, ama bir musibet olduğunu düşünüyorum. Bakın, iktidara ulaşmış kimseler tanıdım ve bu korkunç bir şey. Ünlü olmayı başaran bir yazar kadar korkunç bir şey. Üniformalı olmak gibi bir şey bu; üzerinizde bir üniforma varsa, artık aynı insan olamazsınız: İşte, iktidara ulaşmak da, daima aynı olan görünmez bir üniformayı giymektir. Kendime soruyorum: Normal olan, ya da normal gibi görünen bir insan, iktidarı neden kabul eder? Sabahtan akşama meşgul yaşamayı neden kabul eder? Muhtemelen hükmetmek bir zevk, bir zaaf olduğu içindir bu. Bunun içindir ki kendi isteğiyle iktidardan feragat eden hiçbir diktatör ya da mutlak şef örneği yoktur: Sulla vakası hatırladığım tek örnek. İktidar şeytanidir: Şeytan, iktidar hırsı olan bir melekti sadece. İktidarı arzulamak insanlığın uğradığı en büyük lanettir.
Sayfa 22
Reklam
Siyah, minimalist bir kapağı ve içine sıkıştırılmış yıpranmış bir kitap ayracı olan kalın bir kitap uzatıyor. En sevdiğim yazar S.T. Nicholson'ın Bu Kitap Sana Musallat Olacak kitabının kopyası. Evim yansa önce kedimi sonra da bu kitabı kurtarırdım. Elinden kaptım, yüzüm ısındı. Çantamın yaklaşık beş kilo hafiflediğini fark etmediğime inanamıyorum. Eve geldiğimde kitabımın kaybolduğunu fark etseydim, kelimenin tam anlamıyla ağlardım. S.T. Nicholson'ın çok satan kitabının ilk baskısı, patlamadan ve New York Times Bestseller listesine girmeden önce. Başından beri onun en büyük hayranı olduğumu hatırlatıyor.
Gül Kokuyorsun gül kokuyorsun bir de amansız, acımasız kokuyorsun gittikçe daha keskin kokuyorsun, daha yoğun dayanılmaz birşey oluyorsun, biliyorsun hırçın hırçın, pembe pembe öfkeli öfkeli gül gül kokuyorsun nefes nefese.
Başta yurt dışında yaşayanlar olmak üzere pek çok Siyonist, yazar Israel Zangwill'in meşhur ettiği sözlerle Filistin'in "vatansız bir halk için halksız bir vatan" yahut son derece ıssız ve seyrek nüfuslu bir ülke olduğuna inanıyordu. Çöllerle kaplı olan güneydeki topraklar sahiden de seyrek nüfusluydu. Ne var ki ilk Yahudi yerleşimcilerin birçoğunun da kabul ettiği gibi, topraklarının büyük bir kısmı ekiliydi ve mukim Arapların çoğu Yahudi yerleşimlerine karşıydı. Henüz 1899 gibi erken bir tarihte, Kudüs'ün eski belediye başkanı Yusuf Ziya el-Halidi, Theodor Herzl'a gönderdiği bir mektupta, Yahudilerin Filistin'deki tarihsel haklarını tanıdığını belirtmekle birlikte, "Allah aşkına, Filistin'i kendi haline bırakın" diye rica ediyordu." Herzl ise buna cevaben, Yahudi yerleşimcilerin kötü niyetli olmadığını, bilakis Yahudilerin getireceği servetin bölgeye faydası dokunacağını belirtiyordu.
Sayfa 20 - Say YayınlarıKitabı okudu
“Bir gün beni unutacaksın,” demiştin. “Büyük bir yazar olacaksın, kadınlar pervane gibi dönecek etrafında. Seninle konuşabilmek, esmer tenine dokunabilmek için birbirleriyle yarışacaklar. Ve o kadar güzel olacaklar ki kapılıp gideceksin birinin cazibesine.”
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.