Eylül 1939'dan önceki yıllarda "Nazizm dehşetleri" konusunda aralıksız endişelenmesi ve yazdığı her şeyi evirip çevirip Hitler hakkında bir kınamaya dönüştürmesi gerekiyordu: Eylül 1939'dan sonra, yirmi ay boyunca, Almanya'nın ona yapılanlar karşısında suç işlemiş sayılamayacağına inanmak zorundaydı ve "Nazi" sözcüğü, en azından basılı yayınlarda sözcük dağarcığından çıkmalıydı. 22 Haziran 1941 sabahı saat sekiz haberlerini duyar duymaz Nazizmin dünyanın gördüğü en büyük kötülük olduğuna yeniden inanmak zorundaydı. Bu tür değişiklikler yapmak bir siyasetçi için kolaydır fakat bir yazar için durum biraz daha farklıdır. Sadakatini doğru anda değiştirecekse kişisel duyguları hakkında yalan söylemesi ya da onları bastırması gerekir. İki durumda da dinamosunu tahrip etmiş olur. Artık düşünceler aklına gelmeyi reddedecek, hatta kullandığı sözcükler bile dokunuşuna karşı katılaşmış görünecektir.