1929 ekonomik buhran sonrası Mustafa Kemal Özel kalemi Hasan Rızaya şunları söyledi;bunalıyorum çocuk, büyük bir ıstırap içinde bunalıyorum.görüyorsun Her gittiğimiz yerde sürekli dert dinliyoruz her taraf derin yokluk maddi manevi perişanlık içinde. beni en çok üzen şeyde nedir bilir misin? herkesin tevekkül ve rehavet içinde tüm iyilikleri benden beklemesi. nihayet ben de insanım be birader Kutsi bir kuvvetim yok ki..
Sayfa 170Kitabı okudu
Büyük Buhran, yerel halkların haksızlığa uğrama duygusunu artırarak 1945 sonrası dönemin sömürge kolonilerinden çekilme hareketlerinin zeminini hazırlamaya yardımcı oldu. Farklı yönetimlere sahip olan Sovyetler Birliği ve Japonya, Asya milliyetçilerine hem fikri hem de maddi destek vereceklerdi. Birincisi, hazır sömürge karşitı bir ideoloji sağlıyordu ve komünistler zaten hem 1930-31 Vietnam ayaklanmasında hem de 1928 Cava ayaklanmasında yer almışlardı. İkincisinin askerî ve teknolojik başarıları Avrupa üstünlüğüne dair ırkçı fikirleri çökertti ve Aung San, Ne Win ve U Nu gibi genç Birmanya milliyetçileri sonunda askerî destek için Japonya'ya yöneleceklerdi. Büyük Buhran'ın Avrupa sömürgeciliğinin geleceğine yönelik belki de en önemli etkisi, İngiliz deflasyonist politikalarının Hindistan köylülerinin Gandhi'nin Milli Kongre Partisi'ni desteklemelerine yol açması ve bu partiye 1937 seçimlerinde zafere ulaşmasına yardımcı olan seçim temeli kazandırmasıdır. İşte bu andan itibaren en önemli Avrupa sömürgesinin elden gitmesi sadece bir zaman meselesiydi ve ardından kaçınılmaz olarak daha az önemli olan sömürgeler izledi.
Sayfa 557 - 1914-1939 Arasında Dünya Ticareti: De-globalizasyonKitabı okudu
Reklam
1877–1878 Savaşı Abdülhamid'i vahim bir durumla gerçek bir çöküşle karşı karşıya getirmiştir;yeni baştan derlenip toparlanmak,iktidarı ayakta tutmak için büyük bir cesarete, azimkârlığa ve dirayete ihtiyaç vardı.İngiliz tarihçisi Medlicott, “Berlin Kongresi ve Sonrası” adlı eserinde şöyle yazar: O kadar zeki ve hamiyetli genç bir padişaha sahip olmasaydı, Devlet-i Aliye büyük bir ihtimalle param parça olurdu. Toprakları insafsızca elinden alınmıştı, Rus askerlerinin ve onların kışkırttığı Slav halkının zulmünden kaçan bir sürü Müslüman muhacir akın etmişti İstanbul'a.Bu felaketler yetmiyormuş gibi malî buhran gittikçe korkunçlaşıyordu. Hemen hemen boş olan devlet hazinesine Berlin Muahedesi,Rusya'ya tazminat-ı harbiye ödemek gibi bir mecburiyet yüklemişti Nisbi bir denge sağlamak için yıllarca zamana ihtiyaç vardı.Padişah bu işe adadı kendini, adadı ama gayretleri iki taarruzla engellendi.Şark buhranının bir nevi harman sonu ganimeti: Fransa 1882’de Tunus’u gasp etti. İngiltere Mısır'ı işgal etti.
Sayfa 130
Hiç mi bir politikacımız şunu okumadı acaba? s. 246-250
- Aynı vakıanın iki yüzü. Biz bir taraftan bir medeniyet ve kültür buhranı içindeyiz; diğer taraftan bir iktisadi reforma ihtiyacımız var. İş hayatına açılmamız lazım. Bunların birini öbürüne tercih edecek vaziyette değiliz. Buna hakkımız da yok. İnsan birdir. Çalıştıkça ve bir şey yarattıkça kendisini bulur, iş mesuliyeti, mesuliyet düşüncesi
Sayfa 246 - ÜÇÜNCÜ BÖLÜM: SUATKitabı okudu
BİLANÇO TABLOSU BİR MUHASEBE
Görüşlerimi toparlamaya hazırlanırken, bu bölümde birkaç noktaya temas etmek istiyorum. Öncelikle, İngilizlerin Hindistan'da yaptıkları her şeyi kötülemek gibi bir niyetim olmadığını söyleyeyim. İnsanoğlunun yaptığı her işte olduğu gibi sömürgeciliğin de olumlu ve olumsuz tarafları vardı. Hindistan'daki bütün İngiliz yetkililer Clive
A L I N T I L A R "Aşk şüphesiz mutluluk getirir. Ama unutulmamalıdır ki sıkıntı da getirir. Aşk dediğin bir tutkudur, zamanın sildiği bir tutku. İlk günkü gibi kalanı, devam edeni çok azdır. Devam eden aşk bir piyango gibidir, nadir insanlara isabet eder." "Merakınızı anlayacaksınız, yeteneklerinizi tartacaksınız ve eksiklerinizi
Reklam
22 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.