"Bu romanı büyük bestekârımız Eyyubi Bekir Ağa'nın ruhuna ithaf ediyorum" AHT
Mahur Türk müziği makamlarının en önemlilerinden biri, Tanpınar'ın romanlarında Ebubekir Ağa'nın, Dede Efendi'nin ve Neşati'nin mahur besteleri geçiyor.
“Gittin amma ki kodun hasret ile cânı bile
İstemem sensiz olan sohbet-i yârânı
Rahimdeki gelişimin bu aşamasında vaktin büyük bir kısmı uykuda geçer. 24 saat, yaklaşık 6 saatlik NREM uykusu, 6 saatlik REM uykusu ve tam olarak REM ya da NREM uykusu olarak adlandıramayacağımız ama tam uyanıklık hali de sayılamayacak bir ara uyku haliyle geçer. Gerçek uyanıklığın ilk belirtileri fetüsün son 3 aylık döneme girmesiyle başlar. Gerçi bu uyanıklık süresi tahmin edeceğinizden çok daha kısadır, rahimde her gün en fazla 2 ya da 3 saat uyanık geçer.
bir tüccarın her zaman ben mutsuzum diyen bir oğlu varmış. tüccar mutluluğun sırrını öğrenmesi için oğlunu zamanın en bilge kişisinin yanına yollamış. delikanlı o bilge kişiye ulaşmak için çölde kırk gün yürüdükten sonra bir tepenin üzerinde bilgenin sarayını görmüş. muaazam bir saraymış. hemen oraya tırmanmış ve bilge ile görüşmek istediğini
Neş’elerim geride kaldı eski günlerde,
Güzel günlerim vardı yağmurlarla ıslanan,
O doğduğum diyarda, o kuru ıssız yerde,
Petrol değil masaldı lambalarında yanan
Neş’elerim geride kaldı eski günlerde…
Büyük kentlerde dünyayı çok az ayrımsarız, kendi azınlığımıza çekiliriz. Küçük kasabalar ve köylerde azınlıklar yoktur; insanlar yeterince kalabalık değildir. Dünyayı orada mecburen fark edersiniz. Her insanın kendisi bir sınıftır; her saat kendi taze heybetini taşır.
Minnet ifadesi insanlarda çok nadir görülen bir şeydir, özellikle de minnet duygusu büyük olanlar, duygularını açığa vuracak ifadeyi bulamazlar; şaşkın şaşkın susarlar, utanırlar, zaman zaman da duygularını saklamak için yüzlerini asarlar.