Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yaşıyorum, yaşıyorum da bitmiyor, Bir tutam sakız oluyor ağzımda zaman..
Unutmak istiyorum zaman zaman, Ne yapsam, ne etsem olmuyor...
Reklam
Yalnızlık sade şurda burda değil, Düşüncede, hatırada ve dilekte.
Sabahın ikisi. Sıçanlar çöp tenekelerinde ölü günün artıklarını kemiriyorlar: şehir hayaletlere, katillere, uyurgezerlere ait. Neredesin, hangi yatakta, hangi rüyada? Sana rastlasam beni görmeden geçerdin, çünkü rüyalarımız tarafından görülmeyiz. Aç değilim: bu akşam hayatımı bir türlü hazmedemiyorum. Yorgunum: hatırandan yakayı sıyırmak için bütün gece yürüdüm. Uykum yok: ölüm için bile iştahım yok. Bir sıraya oturmuş, sabahın yaklaşmasıyla kendime rağmen sersemlemiş, seni unutmaya çalıştığımı kendime hatırlatmaktan vazgeçiyorum. Gözlerimi yumuyorum... Hırsızlar yalnız yüzüklerimize, aşıklar tenimize, vaizler ruhumuza, katiller canımıza göz dikerler. Benimkini alabilirler: ondaki hiçbir şeyi değiştiremeyeceklerine bahse girerim. Tepemde yaprakların kımıldanışını hissetmek için başımı arkaya atıyorum... Bir korudayım, bir tarlada... Zaman'ın çöpçü, Tanrı'nın da belki paçavracı kılığına girdiği saat bu. Cimrinin teki, dikkafalının teki olan o, meyhane kapılarındaki istiridye kabuğu yığınları içinde bir inci tanesinin kaybolmasına razı olmayan o. Göklerdeki babamız... Kahverengi pardösülü yaşlı bir adamın gelip yanıma oturduğunu görecek miyim hiç; benimle buluşmak için Tanrı bilir hangi nehirden geçmiş olduğundan ayakları çamurlu bir adamın? Sıranın üstüne yığılıp kalırdı, kapalı avucunda her şeyi değiştirmeye yetecek çok değerli bir hediye tutarak. Parmaklarını yavaş yavaş, tek tek, büyük bir dikkatle açardı, çünkü uçup gidebilir... Ne olurdu elinde? Bir kuş, bir tohum, bir bıçak, yüreğin konserve kutusunu açacak bir anahtar mı?
umut yoktur kimse yoktur umut etmemeyi önleyecek çünkü umut kaçınılmaz gelecektir bütün gümbürtüsüyle umut kaçınılmaz gerçektir çünkü biri Asya'da biterken sözgelişi, Şili'de öbürkü başlar
Reklam
“Her şeyi düzeltmeye kalkışmanın yok ettiği…"
Mehdi Gelmeden Önce
Zaman kısalacaktır. Sene ay gibi, ay hafta gibi, hafta gün gibi, gün saat gibi, saat kıvılcım gibi olacaktır. Büyük depremler, şiddetli yağmurlar, garip salgın hastalıklar, kuraklık ve kıtlıklar görülecektir. Sosyal anarşi, büyük bir savaş, iç çatışmalar olacak çok acılar çekilecek ve insanlık ahlaki bir zafiyet yaşayacaktır. Sahte peygamber ve imamlar ortaya çıkacaktır. Bütün kaynaklara göre, ‘zuhur’ un amacı dünyaya adalet ve barış getirerek çekilen acılara, zulüm ve savaşlara son vermek maddi ve manevi bir mutluluk dönemini başlatmaktır. İmam’ın yönetimi böylece milenyum rüyasını, ideal İslam toplumunun gerçekleşmesini hayata geçirecektir.”
Bir gün unuturmuş insan En sevdiği hatıraları bile Bari sen her gece yorgun sesiyle Saat on ikiyi vurduğu zaman Beni unutma Büyük acılarla tutuştuğum gün Çok uzaklarda da olsan yine gel Bu ölürcesine sevdiğine Ne olur,Tanrı’ya kavuştum gün Beni unutma…
Reklam
"Belki de sevmek bir seçenek değil,sadece kalpten gelen bir şeydir, İçime işlemişsin, çıkarıp atamıyorum Bütün mümkünlerin kıyısındayım."
üşürüz suçluluktan suçluyuz yaşamaktan
Sayfa 267 - YKY 34. BaskıKitabı okuyor
“her kişinin ukalâ ömrü yeter sanılır çiçeklenmeye ve dünyanın karanlığından bir aşk bahanesiyle kurtulmaya”
"Şöyle sessizce ölüp gitmeliyim Bir yaz gecesi Gülhane parkında. Şu hazin ömrü tamam etmeliyim..."
"Ama devran eski devran değil. Ne oldu,ne olmadı şaşırdık? Bir bulduk,bir yitirdik kendimizi..."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.