Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zavallı adamın banknotları ayağıyla ezişini ayrıntılarıyla anlatıp bitirince Lise birden ellerini birbirine vurdu, son derece duygulu, - Niçin vermediniz ona parayı? diye haykırdı. Niçin bıraktınız onu? Ah, Tanrım, bari peşinden koşsaydınız, yakalasaydınız onu... Alyoşa, - Hayır, Lise, dedi, koşmamam daha iyi oldu. Yerinden kalktı, odanın içinde
Sayfa 303 - İletişim Yayınları
Ey yüksek insanlar, şunu öğrenin benden:Pazaryerinde kimse yüksek insanlara inanmaz. Orada ille de konuşmak isterseniz, buyurun! Ama yığın, "Biz hepimiz eşitiz!" diye göz kırpar. "Ey yüksek insanlar!" diye göz kırpar yığın. "Yüksek insan diye bir şey yoktur, hepimiz eşitiz; insan insandır; Tanrı'nın önünde hepimiz eşitiz!" Tanrı önünde ha! Ama o Tanrı öldü artık. Ama yığın önünde eşit olmak istemeyiz. Ey yüksek insanlar, çekilin pazaryerinden!
Sayfa 305Kitabı okudu
Reklam
Issızkılık V
Kalmadığında maskem Kırıldığında kuklam Ellerimde ip Devamını getirmek istediğim şiir Bittiğinde tiyatro oynanırken değil
Issızkılık IV
Kalmadığında maskem Kırıldığında kuklam Ellerimde ip Devamını getirmek istediğim şiir Bittiğinde tiyatro oynanırken değil
Issızkılık III
Kalmadığında maskem Kırıldığında kuklam Ellerimde ip Devamını getirmek istediğim şiir Bittiğinde tiyatro oynanırken değil
Issızkılık II
Kalmadığında maskem Kırıldığında kuklam Ellerimde ip Devamını getirmek istediğim şiir Bittiğinde tiyatro oynanırken değil
Reklam
224 syf.
·
Puan vermedi
·
29 saatte okudu
“ Sevildiğin yere çok gidip gelme , kesilir muhabbet itibar olmaz”
Aşık Sümmani
Aşık Sümmani
sözüyle başlmk istedim, kendimce incelememe..
Nurdan Gürbilek
Nurdan Gürbilek
, ara, ara olsada bu sekizinci, buluşmamız, keyıfli gecen tadı damakta kalan hem hal oluşumun sonuna., gelmiş bulunuyoruz ruhumu besleyen verimli bir okuma oldu yıne.. Kalemine sağlık olsun.
Nurdan Gürbilek
Nurdan Gürbilek
Yazarlar yapıtlarının dünyaya verilmiş benzersiz yanıtlar olmasını ister. Ama bir yapıtın neden benzersiz olduğunu görmek için ona bir başkasının ışığını düşürmek gerekir.. Başkaları ne söylerken o bize bunu söylemiştir? Aynı soruyu başkası nasıl, o nasıl yanıtlamıştır? Başkasının probleminin yerine kendi problemini geçirebilmiş midir? Benden Önce Bir Başkası bir yazarı bir başkasının ışığında okuyan denemelerden oluşuyor. Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sını Kafka'nın Dönüşüm'üyle, Kafka'nın Babama Mektup'unu Oğuz Atay'ın "Babama Mektup"uyla, Tanpınar'ın günlüklerini Dostoyevski'nin Yeraltından Notlar'ıyla, Benjamin'in Pasajlar'ını Tanpınar'ın Beş Şehir'iyle birlikte okuyan ikili denemeler. Peyami Safa'nın "Şark Nedir?"ini Cemil Meriç'in Bu Ülke'siyle, Cemil Meriç'in Bu Ülke'sini Edward Said'in Şarkiyatçılık'ıyla birlikte ele alan, bir çapraz okuma perspektifiyle birbirine bağlanan karşılaştırmalı denemeler.
Benden Önce Bir Başkası
Benden Önce Bir Başkası
Deneme yi bırde
Nurdan Gürbilek
Nurdan Gürbilek
'ten okumk isterseniz BUYURUN
Benden Önce Bir Başkası
Benden Önce Bir BaşkasıNurdan Gürbilek · Metis Yayınları · 2016137 okunma
GALATASARAY LİSESİ Galatasaray Lisesi Türkiye’de kuruluş tarihi en eski olan okuldur. Temeli Fatih Sultan Mehmet’in oğlu II. Sultan Bayezit tarafından atılmıştı. Rivayet edilir ki: O zamanlar, Galata’nın arkasındaki sırtlar, yani Beyoğlu, muazzam bir ormanla kaplı bir kırlıktır. Avcıların gezip dolaştığı yerlerdendir. Bir kış günü Sultan Bayezit da oralarda avlanmağa çıkar. Bugünkü Boğazkesen Caddesi’nin geçtiği vadide tipiye tutulur. Sığınacak bir yer ararken gözüne bacasından duman tüten bir kulübe ilişir ve hemen oraya at sürüp kapısını çalar… Kapıyı beyaz sakallı, yüzü nurlu bir ihtiyar açar, “Buyurun padişahım!” der. Sultan Bayezit içeriye girer. Girer ama şaşırır kalır; kulübenin içi gül saksılarıyla doludur. Fidanların hepsinde taze taze güller açmıştır. Padişah ile münzevi derviş saatlerce sohbet ederler. Sultan Bayezit kalkacağı sırada: “Gül Baba! Benden ne istersin?” deyince münzevi de: “Padişahım, burada bir mektep yaptır. Bu mektepte okuyup yetişenleri de devlet hizmetinde kullan” cevabını vermiş. Saraya dönen Padişah hemen emir vermiş. Orada şu kadar bin dönümlük arazinin etrafına duvar çekilmiş. İçinde iki yüz çocuğun okuyabileceği üç koğuşlu bir okul yaptırmış. Okula bir camii, her koğuşa birer hamam, çocukların başındaki amirler için daireler yapılmış. Farsça, Arapça, okuma-yazma, musiki hocaları tayin edilmiş. Bu arada Gül Baba da bu yatılı okulun elifba hocası olmuş…
Tarihimizdeki Garip Olaylar
Tarihimizdeki Garip Olaylar
— Saklı bir hakikatin örtüsünü kaldıracağım gözlerinizin önünden... şimdi beni can kulağıyla dinleyin Albay! şu yaşadığımız dünyada aslolan tek hakikat nedir bilir misiniz? ben söyleyeyim: bu dünya var ya, paranoyak olmuş!... ya! bildiğin paranoyak! olmayan şeyleri var sanıyor, çizmiş işte kafayı! maalesef Albay, maalesef!... eh orduyu benden iyi bilirsiniz Albay, gezin bütün kışlaları teker teker, bir er bulamazsınız! niye, çünkü alayı general!... baştan sona arşınlayın demiryollarını, bir bekçi bulamazsınız! niye, çünkü alayı baş mühendis! alayı baş makasçı mühendis! alayı baş yüklükçü mühendis! — Öyle! öyle! aynen öyle! — Eh bakın tiyatroya... aynı bok tiyatroda, buyurun... bizim köylü güzeli, ömrü hayatı “yumurta tavuk”, bir gün atlar trene, gelir şehre, istikamet doğruca Elysee - des - Beaux - Arts pasajı, Brichantzky ’ den ayaküstü bir iki ders, oldu bitti tamam! şanmış, dansmış, diksiyonmuş, salla! koy götüne repertuarın!... abla bitirdi olayı!...
ÇATIŞMA Çürümeden çok önce, galiba kokuşmadan da evvel, ölümle dirim arasında geçen kavganın sonundaki boşlukta; birtakım ecza şişelerinin küçüklü büyüklü, sıra sıra dizildikleri, ağızlarını açıp bekleştikleri zamanı; ötekisi ile; sıcacık bir oda ve bir sepet içinde kokmaya, bir kurt yüzünden bozulmaya, delirmeye, canlanmaya hazırlandıkları zaman
414 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.