Dünya içinde yangınlar yanan bir kar üresine benziyordu. Küreyi çevirince içeriden ateşin sesi yükseliyor; tersi çevirdiğindeyse yanan ateşlerin üstüne buz gibi sular dökülüyordu. Ateş ve su birbirine karışıyor, fakat ne ateş sönüyor ne de su buhar olup yok oluyordu.
Şehir ucube bu gecede Hayaletler her köşe başında, nefesimden bile korkuyorum. Sokağına her karanlık çöktüğünde köşede bekliyor olacağım diyen hayaleti arıyor gözlerim. Kalbimin üstüne, göğüs kafesimin içine buz dağını koyup gitmiş. Soğuk yakar ya hani, öyle bi soğuk. Ayağımda ha koptu ha kopacak bi zincir. Saçlarım en sevmediğim halinde ama yüzüm tertemiz. Üzerimde beyaz bol uzun bir elbise. Her adımda zarar görme hissi korkutmuyor artık beni. Adım atıyorum karanlığa doğru neden neden neden diye. Cevap alamadıkça hayattan daralıyorum bu şehirde. Bu pejmürdelik maskesizlik içimi temizliyor sanki. Unutmak istiyorum herşeyi ya ölerek ya yaşayarak. O kadar ağlıyorum ki zehrim yıkıyor bedenimi.
Reklam
"Buz üstüne yazmak isterdim bütün bu şiirleri. Ve sonra çekip gitmek dalgın bir cırcır böceği gibi."
AŞKA SIFIR BİR BAŞLAMAK
Öyle güzel sevmedin ki beni Sımsıkı kapatmıştın cennete giden kalbini Bir olmuyora sığdırmıştın karşılıksız hisleri Seninle geçirdiğim kısacak zamanda anlasam da gerçeği Gitmeye kararlı tavırların dehşete düşürmüştü hayallerimi Boş gözler Duygusuz bir yüz ifadesi Aceleye getirilmiş bir kaç veda cümlesi Omzundan yükleri atmışsın gibi Üstüne hiçbir şey eklenemeyecek kadar her şey çok netti Arkanda bırakmıştın tuzla buz olan beni Hızlı adımlarla geleceğe bırakırken kendini Kim bilir hangi başlangıçların heyecanı sarmıştı bedenini? Yüreğime koyduğun mesafeler hangi kalpte aşka dönüşecekti? Bu sevgisizliği hangi sevgi ile çarparsan çarp Sonuç hep ayrılığa denkti Bu hikaye, aşkın doğmadan ölümle tanışmasından ibaretti.
matlığın arkası
ışığın sarı yuvarlağının aydınlatamadığı matlığın arkasına saklanmış,etrafında konuşulan cümleleri birleştirmeye çalışıyordu. bütün seslerin kulağındaki sert duvara çarparak sessizliğe gömüldüğünü bilsede,duyduğu cümleleri birleştirmek için çabalamaktan vazgeçmiyordu.Bütün cümleler ,bütün başka yarı aydınlık ve aydınlıktaki ağızlardan çıkan
Geceye şiir..
Servistan IV / Yâsin Sükûneti Hüsrev Hatemi Sevilen sevene karşı sessiz, Başkasına sevinçler de dağıtsa... Sükût, kara yazısı sevenlerin, Onlar da ne türlü bir kâğıtsa, Hep keder üstüne yazdılar aşkı. Sessizce haykırıp durdular, Bu da ne biçim bir ağıtsa. Bizim illerde kara sevdâ gibiydi kar Çünkü sessizdi ak da olsa. Karanlık ve derin bir sükût idi kar, Acısı uzardı, sevinci kısa; Şimdi dilerim yine yağsın, buz kessin ortalık, Buz kessin, karayel essin, her bir şey tükensin. Bilirim helâke gidecek ben, Kalacaklar arasında sensin. Yetmez mi, “ Hüzünler Perisi” yetmez mi? Sana bir “ İnşirah Sûresi” neşesi Bana bir “Yâsin”.
Reklam
392 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.