Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Katılıyorum :)
"Bazen hüzünlü bir kalbe en iyi gelen şey seni güldüren bir kitaptır."
Sayfa 256 - GraceKitabı okuyor
"Tarih bazen tekerrür ediyordu. Bu gece hem dünyadaki hem de cennetteki ruhlar ağlıyordu."
Sayfa 250Kitabı okudu
Reklam
Dünyayı isteyenin düşmanıydı zaman, onu eksiltir, ondan alırdı. Lakin ahireti isteyene ilişmezdi. Sureta eksiltse de aslında tamamlardı zaman dünyadan vazgeçmiş olanları. Öyle ki zaman, sevdiği dünya olanı sevdiğinden ırak eder lakin sevdiği Allah (c.c.) olanı sevdiğine yakın ederdi.
Görünür dünya tek dünyadır, "gerçek dünya" ona bir yalanla eklenmiştir."
Sayfa 215 - -NietzscheKitabı okuyor
"Zavallılar ve acizler sizi kullanır ve suçlu sizmişsiniz gibi üste çıkmaya çalışırlar. Bir de bunun güç olduğunu zannederler. İşte gerçek zayıflık budur." F.C
"... Sözün özü, güzellik, hakikatte ne görenin, ne görülenin, bizâtihi görüşün âlâmetidir..." D. C...
Gülşah Kutlu

Gülşah Kutlu

@Gulsahh3
·
06 Mayıs 01:06
“Güzelliği belirleyen bakan kişiyse, o kişi başka yere bakmaya karar verdiğinde ne olur?”
Reklam
06/05/1997
“𝗞𝗼𝗿𝘂𝗺𝗮 𝘀𝗶𝗻𝗮𝗻,𝘆𝗮𝗸ışı𝗸𝗹ı 𝘀𝗶𝗻𝗮𝗻,ş𝗮şı𝗿𝘁𝗮𝗻 𝘀𝗶𝗻𝗮𝗻,𝗵𝗲𝗿𝗸𝗲𝘀𝗶 𝗯𝗮𝘆ı𝗹𝘁𝗮𝗻 𝘀𝗶𝗻𝗮𝗻..." 𝗶𝘆𝗶 𝗸𝗶 𝗼𝗸𝘂𝘆𝗼𝗿𝘂𝗺 𝘀𝗲𝗻𝗶 ;) 𝗘𝗳𝘁𝗮𝗹𝘆𝗮’𝗻ı𝗻 𝗸𝗮𝗿𝗱𝗲ş𝗶,𝗮𝗿𝗸𝗮𝗱𝗮şı,𝘀ı𝗿𝗱𝗮şı 𝘃𝗲 𝗸𝗼𝗿𝘂𝗺𝗮𝘀ı 𝗯𝗶𝗻𝗹𝗲𝗿𝗰𝗲 𝗸𝗲𝘇 𝗶𝘆𝗶 𝗸𝗶.... 𝗔𝗱𝗻𝗮𝗻 𝗔𝘁𝗮𝗹𝗮𝗿'ı𝗻 𝗺𝗮𝗻𝗲𝘃𝗶 𝗼ğ𝗹𝘂 𝗶𝘆𝗶 𝗸𝗶 𝘃â𝗿 𝗼𝗹𝗱𝘂𝗻... 𝗘𝗻 ç𝗼𝗸 𝗱𝗮 𝗘𝗳𝘁𝗮𝗹𝘆𝗮’𝗻ı𝗻 𝘆𝗲𝗿𝗶𝗻𝗲 𝗔𝗱𝗮𝗻𝗮𝗻 𝗔𝘁𝗮𝗹𝗮𝗿'ı𝗻 𝗺𝗲𝘇𝗮𝗿ı𝗻𝗮 ç𝗶ç𝗲𝗸𝗹𝗲𝗿 𝗲𝗸𝘁𝗶ğ𝗶𝗻 𝗶ç𝗶𝗻 𝘁𝗲şş𝗲𝗸ü𝗿𝗹𝗲𝗿:) 𝗘𝗳𝘁𝗮𝗹𝘆𝗮’𝗻ı𝗻 𝗱𝗲ğ𝗲𝗿𝗹𝗶𝘀𝗶𝗻i 𝗵𝗲𝗿 𝗱𝗮𝗶𝗺 𝗸𝗼𝗿𝘂𝗱𝘂ğ𝘂𝗻 𝗶ç𝗶𝗻 𝗯𝗶𝗻𝗹𝗲𝗿𝗰𝗲 𝗸𝗲𝘇 𝘁𝗲ş𝗲𝗸𝗸ü𝗿𝗹𝗲𝗿 𝗘𝗳𝘁𝗮𝗹𝘆𝗮’𝗻ı𝗻 𝗮𝗶𝗹𝗲𝘀𝗶𝗻𝗱𝗲𝗻 𝗸𝗮𝗹𝗮𝗻 𝘀𝗼𝗻 𝗽𝗮𝗿ç𝗮𝘀ı 𝗵𝗲𝗽 𝘃â𝗿 𝗼𝗹 𝗶𝘆𝗶 𝗸𝗶 𝗱𝗼ğ𝗱𝘂𝗻 𝗦𝗶𝗻𝗮𝗻 𝗬𝗮𝗺𝗮𝗻! 🐊💐
Fizikte termodinamik prensiplerinin tartışıldığı bir dönemde yaşayan Freud, bu kadınların -çoğunlukla Viyanalı kadınlar- psikodinamiğinde bozukluk olduğundan şüphelendi. Beyinlerindeki bastırılmış düşünceler bir şekilde bedenin diğer bölümlerinde baskı oluşturuyor olabilirdi. Sorunun, hastaların farkında olmadığı, ama zihinlerinin “bilinçaltı” bölgesinde toplanarak fiziksel rahatsızlığa neden olan, bastırılmış anılardan kaynaklandığı fikrini geliştirdi. Hastalara bu anıları hatırlamaları, sonra da onlar hakkında konuşmaları sağlanırsa, belirtilerin ortadan kalkacağına karar verdi. Ama anıları hatırlamalarını ve serbest bırakmalarını nasıl sağlayacaktı? Bir divana uzanıp, özgürce konuşurlar ve akıllarına her geleni söylerlerse, belki de hatırlayabilirlerdi. Bu yönteme "serbest çağrışım" adı verildi; çünkü beynin içinde bilinçdışı bir düzeyde gizlenen çeşitli çağrışım (bağlantı) zincirlerini dışarı çekmeye dayanıyordu.
Sayfa 85 - Sigmund Freud'un serbest çağrışım kavramı
Mal barkir yar çû zozana Şivan pez berda xozana Ez bûm kulîlkê li ser dara Yarê tu zanî.
C. Chaplin’in dediği gibi dünyayı anneler, şairler ve öğretmenler yönetseydi, kimseler sızlanmazdı! Ama o da bencileyin hayalci.
Reklam
Değersizlik hissine karşı bilişsel terapi
İç eleştirinize karşı konuşun! Değersizlik hissi içiniz deki kendinizi eleştİren diyalog tarafından oluşturulmuştur. "Hiç iyi değilim." "Berbatım." "Diğer insanlara göre aşağıdayım." ve bunun gibi değer düşü­ rücü ifadeler, umutsuzluk duygularını ve düşük özgüveni yaratır ve besler. Bu kötü zihinsel alışkanlığın üstesinden gelmek için, üç adım gereklidir: a) Aklınızdan geçtikçe eleştirel düşünceleri tanımak ve yazmak üzere kendinizi eğitin. b) Bu düşüncelerin neden çarpıtılmış olduğunu öğrenin. c) Daha gerçekçi bir kendini değerlendirme sistemi geliştirmek için bu düşüncelerinizle konuşun.
Sayfa 83
#ayet
Diyanet Takvimi Ön Yüz: Hıdırellez-Hızır günlerinin başlangıcı (186 gün) Andolsun biz Mûsâ’ya apaçık dokuz mucize verdik. Haydi İsrâiloğulları’na sor; Mûsâ onlara geldiğinde Firavun ona, “Ey Mûsâ” demişti, “Senin büyülenmiş olduğunu düşünüyorum!” (İsrâ, 17/101) Diyanet Takvimi Arka Yüz: MUCİZE: PEYGAMBERLERE VERİLEN OLAĞANÜSTÜ LÜTUF Sözlükte âciz bırakan anlamına gelen mucize; peygamberlere Allah tarafın- dan bahşedilen, onların peygamberliğini kanıtlayan ve diğer insanları da bir benzerini meydana getirmekten âciz bırakan olağanüstü olaylar şeklinde tarif edilmektedir. İslam âlimleri mucizeleri amaçları bakımından üçe ayırmıştır: a) Hidayet Mucizeleri. İnkârcıların gözü önünde ve onları acze düşürecek şekilde zuhur eden, meydan okuma şeklindeki mucizelerdir. Hz. Mûsâ’nın asası ile parıltılı eli, Hz. Muhammed’in Kur’an mucizesi gibi. b) Yardım Mucizeleri. İnananların ihtiyaçlarını gidermeye yönelik olarak zuhur eden ilahi yardımlardır. Hz. İsa’nın gökten yiyecek dolu bir sofra indirmesi, Bedir ve Hendek gazvelerinde meleklerin Müslümanlara yardım etmesi gibi. c) Helak Mucizeleri. Peygamberlerin birçok delil sunmasına rağmen inanmamakta ısrar eden inkârcıların cezalandırılmasına yönelik mucizelerdir. Lût kavminin zelzeleyle, Firavun ve ordusunun denizde boğulmak suretiyle yok edilmesi bu tür mucizelere örnektir. T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
"İnsanoğlu ne garip değil mi? Kendi içeceği su kaynaklarını korumak için gerekli ihtimamı göstermeyen insanlar, kirlettikleri suları temizlemek için bazı zehirli dezenfektanlara müracaat ediyor... Neticesinde de yediden yetmişe her yaşta artan kanser için güya çareler arıyor. Bir yandan çare arıyor, bir yandan katlanılması güç harcamalara girişiyor, bir yanda da bütün bu yaşadıklarının Allah'ın imtihanı olduğunu sanıyor. Oysa Allah (c.c) bu konuda kesin hükmünü şöyle koyuyor:" Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir."
Sayfa 192Kitabı okudu
Tarihte İran'ın sınırları zaman zaman Mezopotamya'dan Hindistan ve Çin'in sınırlarına kadar uzandı. Uzun süre elinde tutamasa da o topraklarda bulundu. İran, tüm bunların ötesindedir. İran, siyasi olmaktan ziyade duygusal bir bağdır. Bir coğrafyayla sınırlı olmayan bir cazibedir. Bu sebeple bugünkü sınırların İran kültürü açısından çok da bağlayıcı bir yönü yoktur.
Sayfa 124Kitabı okudu
Yûnus Suresi 24. Ayet
İnnemâ meśelu-lhayâti-ddunyâ kemâ-in enzelnâhu mine-ssemâ-i faḣteleta bihi nebâtu-l-ardi mimmâ ye/kulu-nnâsu vel-en’âmu hattâ iżâ eḣażeti-l-ardu zuḣrufehâ vezzeyyenet vezanne ehluhâ ennehum kâdirûne ‘aleyhâ etâhâ emrunâ leylen ev nehâran fece’alnâhâ hasîden keen lem taġne bil-ems(i)(c) keżâlike nufassilu-l-âyâti likavmin yetefekkerûn(e) Dünya hayatının misâli şudur: Bir yağmur, onu gökten indiririz. İnsanların ve hayvanların yiyip istifade ettikleri yeryüzü bitkileri o yağmuru emerek boy atıp gürleşir, sarmaş dolaş olur. Derken yeryüzü bütün takılarını takınıp, regârenk süslenerek olanca güzelliğiyle göz kamaştırır hâle gelir. Orayı ekip biçenler bütün bunların kendi güçlerinin eseri olduğuna ve artık onun ürünlerini toplama zamanı geldiğine inandıkları sırada, bir gece vakti veya gündüz oraya azap emrimiz gelir; sanki dün orada hiçbir şey yokmuş gibi, her şeyi kökünden biçiveririz. İşte, sistemlice düşünüp ibret alacak kimseler için âyetleri böyle ayrıntılarıyla açıklıyoruz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.