Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Selçuklu dönemi ve Kudüs,
Kudüs'te Mardin adıyla anılan dev bir hânkah bulunmakta olup bu yapı; Bânisi ise bir rivayete göre S e l ç u k l u l a r ın Kudüs'ü. h i m a y e için gönderdikleri Artuk Bey, bir başka rivayete göre ise soyundan gelip Kudüs'ü himaye eden ardıllarıdır.(H.712)
🌟İsminin son harfi seni sana anlatıyor. 🌸🕊️ A - lider ve azimli B - açıkfikirli ve sağlam C / Ç - enerjik ve kıpır kıpır D - sabırlı ve mantıklı E - empatik ve anlayışlı F - sıcak ve özverili
Reklam
Beyinlerimizi biraraya getirebilir miyiz?" diye seslenıni­şim sana, en başlarda; çok sonra da, şuna benzer birşey söyledim: "Cinselliğin ancak birçok başka varoluş düze­yinde kurulmuş anlaşmalar üzerinde oluşabilecek bir an­lamu olabilir." C i n s e l l i k çok garip bir yer tutar ilişkide:-
S e v g i d i r en yalnız kişinin tehlikesi, her şeye duyulan sevgi, c a n l ı o l s u n y e t e r k i ! Gerçekten gülünç benim deliliğim ve sevgideki alçakgönüllülüğüm!
Sayfa 152
"Anladınız mı beni? Çarmıhtakine karşı Dionyssos..."
Bugüne değin “doğru” (Wahrheit) dedikleri ne varsa yalanın en kötüsü, en iki yüzlüce, en iğrendirici biçimi olarak açığa çıkarılmıştır: o kutsal “sözde neden”, insanlığı d ü z e l t m e k , gerçekte yaşamın iliğini, kanını emecek bir kandırmaca olarak töre bir kan emicilik olarak ortaya çıkarılmıştır: Törenin ne olduğunu bulan, onunla birlikte
Ecrasez l'infame! : Ezin alçağı! (Voltaire'in kiliseyi kastederek söylediği söz.)Kitabı okudu
Reklam
Bir insan türüne değer biçmek için onun sürüp gidişinden ne sonuç çıkarılıyor bu düşünülmelidir – varoluş koşullarını bilmelidir onun. İyilerin varoluş koşulu bir y a l a n d ı r : başka bir deyimle gerçekliğin temelde ne türden olduğunu, hangi anlamda alınırsa alınsın, görmek i s t e m e m e k t i r . Oysa gerçek tüm iyiliksever içgüdüleri gerektirecek, o beceriksiz, iyi ellerin ikide bir kendi işine karışmasına göz yumacak türden d e ğ i l d i r. Genelde tüm türden s a k ı n c a d u r u m u n u bir karşı çıkış, ortadan kaldırılması gereken bir şey diye anlamak, e ş s i z b i r n i a i s e r i e ‘dir [bönlük] tümden ele alınırsa, sonuçları bakımından açık bir yıkım, korkunç bir salaklıktır.
Biliyorum başıma geleceği. Söylenecek adım, günün birinde korkunç bir olayın anısıyla benim, -yeryüzünde benzeri görülmemiş bir bunalımın, çok derin bir vicdan çatışmasının (Gewissens-Callision), o güne değin istenmiş, inanılmış, kutsallaştırılmış ne varsa, tümüne karşı yöneltilecek bir sözün anısıyla. Ben bir dinamitim, insan değilim. Din kurucularını anımsatan bir yanım yoktur benim tüm bunlara karşın, -ayaktakımının işidir dinler, dokununca dindar birine, yıkamam gerekir ellerimi. İstemiyorum “inananları”; biraz acımasızım kendi kendime inanç konusunda bile, öyle sanıyorum, yığınlar için değildir konuşmam benim…Ödüm kopuyor, korkuyorum, günün birinde e r m i ş l e r katına koyacaklar beni diye. Anlıyorsunuz, ö n c e d e n çıkarıyorum bu kitabı gelecekte benim adıma sarsaklıklar yapmasınlar diye. İstemem ermiş olmak bir soytarı olayım daha iyi…Sanırım öyleyimdir de. Buna karşın, daha doğrusu karşın d e ğ i l –ermişlerden daha iyi dolandırıcı gelmemiştir çünkü, - Benim ağzımdan doğrulardır çıkan. Ancak k o r k u n ç t u r benim doğrularım: bugüne değin yalana doğru dediler çünkü.
1.330 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.