Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
........................................ BÖLÜM XII ..................................... Ç O R A K D İ Y A R
Sayfa 394 - Metis Yayınları, Yedinci Basım: Temmuz 2023Kitabı okuyor
Beşinci alâmet ellerde belirir; Allah korkusu taşıyan kimse, ellerini haram değil, Allah’ın rızasına uygun şeylere doğru uzatır. Nitekim sahabîlerden Ka’b’ul-Ahbar’ın (r.a.) şöyle dediği rivâyet edilir; “Yüce Allah (c.c), her bölümü yetmiş bin gözlü, yetmiş bin bölümü olan yakuttan yapılma bir köşk yaratmıştır. Kıyamet günü bu köşke ancak önlerine çıkan haram şeylerden Allah korkusu ile uzak duranlar girebileceklerdir.”
Reklam
Allah Teâlâ’dan [c.c.], Rasûlullah [s.a.s.]’den ve Hulefâ-i Râşidîn [r.a.]’den sonra hükümdarların sözü kadar yüce, faydalı ve doğru söz yoktur. Çünkü hükümdarların vasat olanı dahi halkın havas tabakasından daha akıllı ve daha faziletlidir. Özellikle sözleri yazıya geçirilen (tedvîn) ve hayatları ebedileşen hükümdarların havâssından olanları artık sen düşün!
Ebû Ubeyde b. el-Cerrâh r.a. anlatır: “Dedim ki: -Ey Allah’ın Rasûlü! Allah Teâlâ c.c. katında şehitlerin en değerlisi hangisidir? - Zalim bir valinin (yöneticinin) karşısına dikilip iyiliği emrederek kötülüğe engel olmaya çalışan ve bu sebeple öldürülen kişi! Eğer öldürülmezse ne kadar yaşarsa yaşasın, kalem artık onun için günah yazmaz!”
Sayfa 100Kitabı okudu
"Mutlu bir yaşam olanaksızdır: İnsanın ulaşabileceğinin en fazlası, k a h r a m a n c a b i r y a ş a m d ı r ."
Sayfa 37 - Arthur Schopenhauer'in sözü
Kelâm ve felsefe ilminin hükmü.
"Benim ümmetim sapıklık üzerinde ittifak etmez."(1) Süfyan (r.a.)'dan şöyle dediği rivayet edilmiştir: "Bir müçtehit dağ başında da bulunsa, o tek başına bir cemaattır." Bunun manası şudur: O âlim bulunduğu yerde, cemaatın yolunda devam eder, böylece tek başına bir cemaat gibi olur Nitekim Hz. İbrahim hakkında Cenab-ı
Çağrı yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Bir dişiye aşık olduğumuzda, kolayca nefret duyarız doğaya, her dişinin karşılaşmak zorunda kaldığı itid doğal işlevleri anımsadığımızda; bunun hakkında hiç düşünmemeyi tercih ederiz, oysa ruhumuz bir kez bu konulara dokunmuşsa, sabırsızca atılır ortaya, dediğimiz gibi, doğaya nefret dolu bir bakış fırlatır: - İndniriz, doğa sanki mülkiyetirnize el koymuş gibidir, hem de hiç kutsanrnanuş ellerle. Böyle durumlarda insan fizyolojiye ait hiçbir şey duymak istemez, gizlice kendi kendine ilan eder: "İnsanın r u h v e b i ç i m d e n fazla bir şey olduğu hakkında hiçbir şey duymak istemiyorum!" "Derisinin altındaki insan, bütün sevgililer için bir dehşet ve düşünülmez bir şeydir, Tanrıya ve aşka sövmedir.-
Sayfa 68
Sevgi, öyle, biçimsiz, kaypak,belirsiz birşey değildir : sanki benim 'sahip' olduğum, ve 'sevdiğim' kişileri de içine soktuğum, 'amorf' birşey, değil ---sevgi, her ortaya çıkışında, belirgin bir biçimde sevemezsin; her bir sevdiğin, b i r ve b i r i c i k t i r ---hiçbir başka kimse ile de 'karış'tıramayacağın kadar, t e k v e b e n z e r s i z...
Sayfa 154
İnsan yaşamak ister, kendini satmak zorundadır, oysa bu ihtiyacını sömürenleri küçük: görür ve işçi s a t ı n a l ı r . Tuhaftır, güçlü ye, korkutucu olana; evet, tiranlar ve generaller gibi korkunç kişilere boyun eğmek, endüstrinin bütün büyükleri olan bu bilinmeyen ve ilginç olmayan kişilere boyun eğrnek kadar utanç ve aa verici biçimde yaşanmaz: İşçilerin işverende gördüğü şey, genellikle yalruzca aldatıa, tüm sıkıntılardan çıkar sağlayan, kan ernid bir köpek insandır, işverenin adı, vücut yapısı, davranışları, ünü işçinin ilgisini çekmez. Şimdiye dek fabrikatörler ve büyük ticari girişimdler, bir k i ş i y i tek başına i I g i n ç kılacak bütün o d a h a y ü k s e k ı r k ı n işaretlerinden, tarzlarından belki de çok fazla yoksun kaldılar; doğuştan gelen soyluluk, gözlerinde ve davranışlannda görünseydi, yığınlann sosyalizmi belki de olmayacaktı. Çünkü yığınlar temelde her çeşit k ö l e I i ğ e boyun eğmeye hazırdırlar, yeter ki üstlerindekiler sürekli olarak daha yüksekte oldukları, d o ğ u ş t a n emir verme gücü taşıdıklan konusunda kendilerini haklı göstersinler - kibar davranışlarla! En sıradan insan, kibarlığın birdenbire kendiliğinden oluşmadığını, onun meyvesine erişme şerefinin uzun bir zaman dilimi içinde kazarnlacağını sanır, - oysa yüksek yaşam biçiminin eksikliği ve kıpkırmızı tombul elleriyle ünlü fabrikatör kabalığı, onları şu düşüneeye getirir: Ancak kazara, ancak şans eseri, bir insan diğeri üstünde yükselir: İşte o zaman, diye düşünür, deneyelim b i z de şansımızı öyleyse! Atalım zarlanrnızı! İşte böyle doğar sosyalizm!
Sayfa 53
Ne bulunmuyordu ki artık benim ardımda! Bu çöl parçası, tükenmişlik, inançsızlık, bu gençliğin ortasındaki buz kesme, bu yanlış yerde araya giren yaşlılık, bu acının zulmü, işte, acının s o n u ç I a r ı n ı -sonuçlar tesellilerdir- yadsıyan gururun zulmü tarafından da aşılmış; insam aşağılanmalara karşı bir kendini savunma olarak bu yalnızlığa kaçış, bu temelden acı, mayhoş ağrı verici bilgiyle kısıtlanma, tedbirsiz ve şırnarık tinsel diyetten yavaş yavaş ortaya çıkmış bir t i k s i n t i n i n düzenlediği - adına Romantizm denen -, Ah kim bütün bunları benim duyduğum gibi yeniden duyabilir!
Sayfa 13
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.