"Beyaz sandaletlerden düşen prenses!
gecenin sarrafı ol, hatırla o büyüyü
yorgun atların uzağa varan düşü
kuyulara tüneyen bir yıldız gibi
gel, her harften ölümler peydahla bana..."
Her şey seninle şimdi, masum ve dilsiz
öyle çıkıyoruz yukarılara
ağzın ötelerin şelâlesidir
saçlarına kar değmemiş daha ne ?
ellerinden tutayım bırakma beni.
sesin okunuyor su çırpıntısından
Her şey seninle şimdi, karanlık kışla
gömleğime değen berrak bir türkü
al al götür beni akşamlarına
gideceğim adres yeni değil ki
oralarda selvi, bir kaç menekşe.
Cafer Turaç
gün biterdi gözuçlarımda saçlarının şiddetine sokulurdum
gözlerine karşılık vermeye gelirdim ardımda şehirler bırakarak
eline hangi çiçeği alsan suyun hükmü kırılırdı, duyardım
hangi şekilde bıraksan da gövdeni uykusuz kalırdım.
adını ağzımda köz tutar gibi tutardım, ölüm
harfi harfine çınlardı akşamları alışırdım
alışırdım köpüklerini bir