_İzmir İktisat Kongresi Açış Söylevi -1923_
_Ekonomi demek, her şey demektir. Yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne gerekse onların tamamı demektir. Efendiler, tarih, milletlerin yükselme ve düşmesi sebeplerini ararken birçok siyasî, askerî, sosyal nedenler bulmakta ve saymaktadır. Fakat bir milletin doğrudan doğruya hayatıyla,
Jean-Paul Sartre (1905-1980) sadece Nobel ödülünü değil diğer resmi kuruluşlardan kendisine layık görülen tüm ödülleri de reddetmiştir. O, ilkelerini ve felsefi doktrinlerini sadece ortaya koymakla kalmamış kendi hayatının zeminine de bilakis uygulamış ve uygulatma çabasına girmiş, ilkeli ve saygın bir
Eser; çağdaş siyasi düşüncenin büyük en büyük ekolleri olan faydacılık, liberal eşitlikçilik, özgürlükçülük, Marksizm, komünitecilik ve feminizmi kapsamakta. Eserin temel odağı haklar, özgürlük, ortak yarar, sömürü ve adalet gibi kavramların anlamı üzerine geleneksel felsefi ihtilafları netleştirmek. Bütün bunları ise literatürdeki temel ekollerin onlarca yıllık gelişimi, eskiyen/yanlışlanan kuramlarını geride bırakıp zayıf yönlerini geliştirme süreci üzerinden ele alıyor. Kitabı bitirdiğinizde en temel çağdaş siyasal ideolojilerin ana hatları ve temel argümanları zihninizde belirginleşiyor. Bu niteliği ile Kymlicka'nın bu kitabı ileri siyaset felsefesi okumaları için etkili bir baz sunuyor.
Özellikle son yirmi yılda çağdaş siyaset felsefesi üzerine yazılan birbirinden kopuk, yoğun teori fetişi ile kendi iç dinamiklerinde boğulmuş ve ötekini yanlışlamak üzerine kurgulanmış tez ve makalelerin sayısının giderek arttığı göz önünde bulundurulduğunda Kymlicka'nın eserinin bu kavramsal/ideolojik karmaşayı bertaraf etmek için önümüzdeki yıllarda kıymetinin giderek artacağını düşünüyorum.
En basit anlatımıyla faydacılık, ahlak bakımından doğru eylem ya da politikanın toplumun üyelerine en büyük mutluluğu getiren eylem ya da politika olduğunu savunur.
“Felsefe, bizi başkası için değil kendimiz için,
güçlü görünmek için değil, güçlü olmak için
yetiştirir” (
Montaigne).
Kendimi bildim bileli inişli çıkışlı da olsa sürekli okuyan biriyim. Bu okuma serüvenimde ister hikâye, ister roman, tiyatro, sanat eseri ve düşünce kitabı okuyayım, öğrendiğim en önemli konulardan biri de hemen hepsinin arka
Rawls'a göre dezavantajlı bir sınıf ya da ırk içinde doğan insanların, toplumsal faydadan yoksun bırakılmaması yeterli değildir; bu insanların bu dezavantajlarının giderilmesini isteme hakkı da vardır.