Koskoca çalınmış bir hayat, bir umut, yıllara sığamayan hayaller.....
Daha neler sayamıyorum.
Bir kadını dövmek,vurmak adamlık değil o bir can o bir hayat o bir hayal o bir Özgecan o ölmek istemeyen bir can bir KADIN !!!!
Sözcükler dile getirilmiyor. Onca hayat onca hayal umut onca kadın öldürülüyor. Hangimiz başımızı kaldırıp yapma dedik. Kimimiz hakketi dedik kimimiz korktuk. Sonra ne oldu öldü öldü öldürüldü. Anlayın şunu demek istiyorlar kadınsan öldürülmeye mahkumsun diyorlar. Ya ben yaşamak mutlu olmak istiyorsam benimde hakkım değil mi nefes almak yaşamak...
Onca çalınan hayat varken onca gömülen hayat varken dışarda özgür gezen kendini adamdan sayan ahmaklar, caniler var.
1K’da bulunan Değerli Yazar Şiir dostu "Yusef Masadow" Bey’in nazik jestiyle kendine yakışır güzel temennileriyle imzalı yollamış olduğu "Rima'ya Mektuplar" kitabı için kendisine bir kez daha gönül selamıyla Teşekkür ediyorum.
Herkesin Bir Hikayesi Vardır Kimseye Anlatamadığı..
Sevdaları, hayal kırıklıkları,
Yıkıntılar leşler ve mezarlar
Ve gece hışırtıları içinde
Bin yıllık kar altından
Ölüler kentinden
Sıyrılarak
Geceyi ışıklarla delerek
Gelenler var biliyorum
Gelenler var biliyorum
Yaklaşıyorlar gölgeler
Hayaller anılar ve sesler
Büyük aydınlıklarla birlikte geliyorlar
Gittikçe beliriyorlar
Gittikçe yoğunlaşıyor
Doku et kemik kazanıyorlar
Kasları çağa gerilmiş
Er kişiler çıkıyor bir bir geceden
Biliyorum geliyorlar sancaklarıyla
Geceyi silen sancaklarıyla
Gök yeşilini getiriyorlar
Güneşin ışığını taşıyorlar
Koşanlar bunlardır çağırdığım fecre doğru
Yoğrulacak bir fecre doğru
Aydan sütundan taşıyorlar
Gün ışığından kemerler
Çerçeveler yerleştiriyorlar dört yöne
Hayatları bir ölümce yağma edilmiş
Anne ve babalarının çilesinden
Çalınmış miraslarının içinden
Örselenmiş kefenlerin içinden
Geliyorlar ustalar çıraklar
Şafak işçileri
İkindi mimarları