·
Puan vermedi
Spirit of Capitalism
> "It was the power of religious influence, not alone, but more than anything else, which created the differences of which we are conscious to-day” Max Weber saw reformation as a new form of religion control, not elimination of Church’s ones. His aim focused on finding intimate relationship between asceticism and capitalism. He
Reklam
Her zaman etkileyici olan şeylere kapılan insanlık, asla sabırlı ve adil olanlara değil, sabitfikirlilere, kendi hakikatlerini mümkün olan tek gerçek, kendi iradelerini dunya kanununun temel biçimi olarak ilan etme cesaretini gösterenlere biat eder.
Ahlaklı bir kimse, salt varlığıyla bile etkileyici olur; çünkü varlığı etrafında ikna edici bir hava yaratır; görünürde dar bir çevreyle sınırlı kalsa da, bu içsel etki, dalgaların hareketi gibi fark edilmeksizin ve durmaksızın daha uzaklara yayılır.
Yürürlükte olan hep aynı kanundur; bir kez zora başvuran buna devam etmek zorundadır, teröre bir kez bulaşanın onu arttırmaktan başka çıkar yolu yoktur.
Bir yerde zorbalık egemen emen oldu mu bir kez, yenik düşene itiraz hakkı verilmez; orada ilk, aynı zamanda son merci terör olur.
Reklam
Ah, siz gözü körler, siz gözü kararmışlar, siz kana susamışlar, siz iflah olmaz sahtekârlar! Hakikati ne zaman göreceksiniz? Ya siz fani yargıçlar, kendi keyfi kararlarınızla insan kanı akıtmaya ne zaman son vereceksiniz?
Hakikat, yanlış da olsa, düşündüğü şeyi söylemekten ibarettir.
Bir insanı yakmak, öğretiyi savunmak anlamına gelmez; bir insanı öldürmek anlamına gelir,"
Başkalarına zorbalıkla dayatıldığında, en temiz inançlar bile akla karşı işlenmiş birer günah olur.
Reklam
otoriteden yoksun bir özgürlük (kaosa dönüşeceği için) ve özgürlükten yoksun bir otorite (tiranlığa dönüşeceği için) mümkün değildir.
- Sizin sosyalizminiz bir hayal, dedi ikinci kez Calvin. - Size düş olmayan bir şey göstereceğim o halde, diye karşılık verdi Ernest. Ben buna oligarşi diyorum. Siz onu Plütokrasi diye adlandırıyorsunuz. Bu sözcüğün, büyük kapitalistleri, tröstleri kapsayan bir anlamı vardır. Bugün iktidarın kimin elinde olduğuna şöyle bir bakalım. "Toplum üç sınıftan oluşuyor. Birincisi, zengin bankerlerden, demiryolu imparatorlarından, büyük şirket yöneticilerinden ve tröst krallarından oluşan plütokrasidir. Bundan sonra sizin sınıfınız, çiftçiler, tüccarlar, küçük sanayiciler ve serbest meslek sahibi kimselerden oluşan orta sınıf gelir. Üçüncü ve sonuncu sınıfsa benim sınıfım, yani proletarya, ücretle çalışanların oluşturduğu sınıf. "Bugün, Birleşik Devletlerde iktidarın gerçek sahiplerinin para babaları olduğunu yadsıyamazsınız. Ülkenin toplam zenginliği bu üç sınıf arasında nasıl bölünmüştür? İşte rakamlar: Plütokrasi altmış yedi milyarın sahibidir. Birleşik Devletlerde çalışan nüfusun yalnız yüzde 0.9'u plütokrasiye aittir ama buna karşılık plütokrasi toplam zenginliğin yüzde yetmişine sahiptir. Orta sınıfın elindeyse yirmi dört milyar vardır. Çalışan nüfusun yüzde yirmi dokuzu bu sınıfa aittir ve bunlar toplam zenginliğin yüzde yirmi beşine sahiptirler. Geriye proletarya kalmaktadır. Bu sınıfın elinde yalnızca dört milyar vardır. Çalışan nüfusun yüzde yetmişi proletarya sınıfından olmasına karşılık, zenginliğin yalnızca yüzde dördünü alabiliyor. Söyler misiniz beyler, iktidar kimin elinde? "
Sayfa 131
Bağırmakla, çağırmakla hiçbir öğreti daha doğru, hiçbir hakikat daha hakiki olmaz; hiçbiri şiddet içeren propagandalarla, yapay olarak bireysel alanlara sızamaz. Özellikle de, samimi fikirleri uğruna direnen insanlara zulmetmekle hiçbir öğreti, hiçbir ideoloji asla daha fazla gerçeklik kazanamaz.
İnsan, inancına olan sadakatini bir başka insanı yakarak değil, aksine, inancı uğruna yakılmayı göze alarak açıklamış olur.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.