O kadar büyüdü ki benim dışımda dönen dünya ben içinde küçücük kaldım. Ruhuma, kalbime, zihnime, bedenime, ne kadarsam o kadarıma üşüştü benim taşıyamadım bir şey.
Kırılıyordu, demek kalbi vardı ama bir kez kırılınca bir daha toplanmıyordu.Toplansa bile bir daha asla eskisi gibi olmuyordu ve kalp bu yüzden en fazla da cama benziyordu.
... biri diğerine aşkın kelimesini sordu;diğeri gülümsedi ve ona aşkın, bu dünyadan olmayan bir zamanda, bütün ruhların toplandığı mekânda,ruhun, sözleştiği ve seviştiği tanışını bu dünyada hatırlaması olduğunu anlattı.
Ama, dedi biri, hesapta ruhun, tanışını bu dünyada hiç bulamaması, ona rastlayamaması var.
Diğeri, buldum zannedip de yanılmak var, diye ekledi.
Bulup da tanıyamamak var, dedi biri.
Ve ki bulup da onun tarafından hatırlanmamak var, diye tamamladı diğeri.