Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Son zamanlarda beni etkileyen kitap
Çok beğendiğim, beni etkileyen bir kurgusu var. Yaşanmışlıklara geri dönülmezliğin ağırlığını fazlası ile hissettiriyor.Derin bir konu ince bir kitaba sığmış.
Can Kırığı
Can KırığıAkira Mizubayashi · Yapı Kredi Yayınları · 2021134 okunma
Reklam
168 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Ardında bıraktığın , yarım bıraktığın bir şey varsa seni takip etmeyi bırakır mı? Ben asla bırakmayacağını düşünmekteyim. Akira Mizubayashi daha önce okuduğum Can Kırığı Ve Bin Yılın Aşkın kitaplarında olduğu gibi müzik ekseninde ve aşk , ayrılık ve gizemlerin yön verdiği bir eser ortaya koymuş. Kupa Kraliçesinde araya serpiştirilmiş günce ve mektuplarla biraz akış dağılsa da yazar okurunun kendi yörüngesinden ayrılmasına asla izin vermiyor. Hayat rastlantılarla mı yoksa geçmişin yansıması ile mi yol açıyor? Sizce?
Kupa Kraliçesi
Kupa KraliçesiAkira Mizubayashi · Yapı Kredi Yayınları · 202412 okunma
132 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
#Okudum #KitapYorum #Şale #ŞaleKöse #İkinciAdamYayınları #Roman #132Sayfa #Papatyakitaplığı
Şale
ŞaleŞale Köse · İkinci Adam Yayınları · 20232 okunma
Tarifi olmayan bir kitaptı benim için. Şimdi ne söylesem noksan kalır.
* İçimi ısıtan gülümsemesini bir an önce görmek, bilgi saçan sesini bir an önce duymak için can atardım. * "Yüreğinizin sıcaklığını esirgemeyin benden." "Çünkü burada, bu kavakların dibinde, büyüleyici yeşil bir cam kırığı gibi kaldı çocukluğum." "Ağaçların köklerini toprağa salan bu insan neler söylemiş, neler
Kalp kırığı can acıtır ta ki başka bir kırığa kadar...
Reklam
"Zayi olmaz gül temennâsıyla vermek hâre su" [Fuzuli]
Çekirdek toprak altına, toprak altında kalsın diye değil, topraktan çıksın diye atılır. Bunun için de bir varlık imtihanından geçer. Kabuğunu kınp kendini mahveder ve varlığından vazgeçerse, ağaç azametinde bir varlığa kavuşur. Dallar sayısınca göğe uzanır, çiçek çiçek güler, meyvelerce konuşur. Kabuğuna dokundurmaz ve çekirdek olarak var olmak isterse, derin bir yokluğa düşer, toprağın karanlığında mahvolur...
Yakınlıklarımızı yitiriyoruz derken, en başta kendi kendimizle olan teması kaybediyoruz. Kendimizi yalın bir tarifin içine oturtmayınca, çizgimizi belirlemekte, yolumuzu ve yönümüzü çizmekte zorlanıyoruz.
Unuttuk... "Anımsamaz mı insan ki, üzerinden anılmaya değer bir şey olmadı bir süre geçti." İnsan Suresi, 75/1
Reklam
Varsın, an geçip gitsin. Varsın, insan göçüp gitsin. Varsın, ağyar yitip gitsin. Yeter ki, dilimiz Yâr'e yetsin. Yeter ki, elimiz Yâr'e yetsin.
Ağaç gibi; Mevsimlerin hepsine açık, Hüznü ve sevinci ağırlamaya hazır, Kuş cıvıltılarını çoğaltmaya arzulu, Gelip geçen her şeye dokunmaya hevesli. Bir yağmur damlasını okşamaya, Bir rüzgar dokunuşunu şarkı yapmaya hazır. Bekliyoruz...
Duyguların Geometrisi Önce sevdim. Sevdiğimi öğrendim, sevebildiğimi farkettim: Sevdikçe kendimi kainatla topladığımı gördüm. Affetmeyi öğrendim: Affetmenin, dostlarımı onla çarpmak olduğunu farkettim. Pişman oldum: Pişman olduğumu itiraf ettim, pişman oldukça, hatalarımı küçük, anlaşılır ve bağışlanabilir parçalara bölebildiğimi gördüm. Hatırlamayı öğrendim: Hatırladıkça, sevgilerimin kare kökünü bulup, onlardan hüznü çıkardığımı farkettim. Değer vermesini öğrendim: Değer verdikçe sevgilerin küpünü bulup, onları mutlulukla çarpabildiğimi gördüm. İltifat etmesini öğrendim: İltifat ettikçe, insanlarla aramdaki en kısa mesafenin bir tebessümün resmettiği eğri bir çizgi olduğunu gördüm. Özür dilemesini öğrendim: Özür diledikçe nefretin ve öfkenin sonsuza bölündüğünü, böylece dargınlıkların limit sıfıra giderken yok olduğunu farkettim. Aşık oldum, aşkı tattım: Böylece bir üçgenin iç açılarının toplamının 180 dereceyi aşıp, bütün yamukları kendi içinde barındırabildiğini gördüm. Hüzünlendim: Hüznü sevdim, hüznün kalbime dokunmasına izin verdim. Böylece bütün mutlulukların ve zevklerin sonunda ayrılık çizgisine teğet geçip geri döndüğünü gördüm. Ve bir gün öleceğim: Kesinlikle öleceğim ve öldüğüm gün anlayacağım ki, yaşadığım hayat, paydası sonsuzluk olan basit bir kesirden ibaretmiş. Kesrin payında ne olursa olsun, ne kadar çok şey biriktirmiş olursam olayım, hepsi son işlemde sıfıra eşitleniyor. Kesrin üzerine, yani bu dünyaya, sonsuzluk cinsinden bir şeyler koymam gerekiyor. Yoksa elde var sıfır. Tüm bu işlemlerin sağlamasını yapmak isterseniz, kalbinize bir bakın.
İdrak-i Mealiye selamlar
Hayat, içinden bir de sen geçtin diye mutlu mu oldu dersin? Dünya, üzerinde bir sen daha olunca bası göğe mi erdi dersin? Bu beden, seni içinde ağırladı diye topraktan uzak mı kalacak dersin? Zaman akıp gidiyor. Seninle ya da sensiz. Şimdi başka çocukların okul tereddütleri yaşanıyor. Uçurtmalar başka çocukların ipinden tutuyor. Başka çocukların gözleri yağıyor yağmura...
Can, paslı bir bıçak yarasıdır varlığın göğsünde. Tenin beyaz yüzünde bir kardelen hülyasıdır. Göğün en canlı yıldızı, yerin en kanlı çiçeğidir. Yarada kabuk bağlayan her neyse, buzda kristal kristal biçimlenen ne ise, gökten yukarda, yerden aşağıda ne varsa kaynayan, hepsi can yüzünden, hep can gözünden, hep can özünden.
1.069 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.