Vahid Aziz
Eşidəndə dəyişmişəm dünyamı,
Çiçəklər də haray salsa, incimə,
Demirdinmi alacaqsan canımı
Ruhum getsə,canım qalsa, incime.
Heç bildinmi, səndən nələr çəkdi can?
Dərdlərindən bildin necə çökdü can?
Bir dənəydi, elə bildin çoxdu can?
Vicdanında qanım qalsa, incimə.
İstəməzdim ömrüm solan bağ olsun,
Mənsizliyin bir dözülməz dağ olsun,
Qoymadın ki, bircəciyi ağ olsun
Günlər sənə qənim qalsa, incimə.
Yurdum-yuvam oldu hara bilməzsən ,
Ürəyimi bir də qıra bilməzsən,
Məzarıma yaxın dura bilməzsən
Məni cahan yola salsa, incimə.
Kar qəlbini daha necə səsləyim?
Sevgidənsə bəlkə nifrət bəsləyim?
Daş ürəklim, can çürüdən tərsliyin,
Məni səndən vaxtsız alsa, incimə.
_Türk olarak arabistan'a gidiyorsun. İnsanlar seni Türkçe selamlıyor; camilerden her gün Türkçe dualar yükseliyor; senin toprağını kutsal kabul edip senin gibi giyinmeye, düşünmeye ve konuşmaya çalışıyorlar. Yerde Türkçe bir yazı, örneğin Türk malı bir çikolatanın ambalajını görünce öpüp yerden alıyorlar. Okullarında senin tarihin,
Selamün aleyküm ve hayırlı akşamlar.
Değerli arkadaşlar 23 Zilhicce ayı mübahale günüdür.
Hepinizden iltiması dua...
MÜBAHELE OLAYI
"Artık sana gelen bunca ilimden sonra, onun hakkında seninle çekişip-tartışmalara girişirlerse de ki: Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi
Yüzbaşı: Yaşar, arkadaşların hep terhis oldu çoktan, seni terhis edemiyoruz dedi. Nedenini bilmezden gelip, "Neden ki yüzbaşım?" diye sordum. "Nüfus kağıdın olmayınca işlemini yapamıyoruz." Sanki hiçbir şeyden haberim yokmuş gibi, acımalı bir durumda başımı eğip bekledim. " Biz alaya bildirmiştik nüfusun yok diye. Alaydan şubeye yazıldı. Şubeden de cevap geldi. Dinle, gelen cevabı okuyorum." Okudu: Filan tarih, filan sayılı yazınıza cevaptır. Künyesi sorulan Reşit oğlu Yaşar'ın 1935 yılında askerliğini yaptığı sırada Dersim Harekâtı'na birliğiyle katılarak şehit olduğu kayıtlardan anlaşılmıştır. Bilginize sunarım. Ben birden kendimi yitirip, " Olamaz, olamaz yüzbaşım! diye bağırdım ama, bağırmamdan yüzbaşı kızacak diye de ödüm patladı. Oysa, güldüğünü hiç görmediğim o yüzbaşı, " Elbet olmaz canım, şehit olan adamın burda işi ne?"dedi. "Ondan değil yüzbaşım. Dersim'de şehit düşmüş olamam ben, çünkü çok daha önce Çanakkale savaşında şehit düşmüştüm."
Matbaa-i Hindiyye-Mısır
Nazım Paşa'nın öldürülüp Kamil Paşa da Babiali'den kovulduğu vakit, aynı saatte İttihatçılar birkaç kişi ile evimi basarak beni tevkif edip, bir defa daha Bekirağa Bölüğüne hapsetmişlerdi. Harbiye Nezareti’nin bu sıkıntılı dairesinde dört günlük bir misafirlikten sonra, o vakit İstanbul Muhafızı olan Cemal Paşa
Ağıtlar Kitabı Ermeni Kilisesi’nin bağrından çıkmış olsa da sadece onlar için değildir. Grigor’un mesajı her kuşaktan bütün insanlığı ilgilendirmektedir
“İnleyen bir yüreğin sesi, iç çekişleri ve kederli feryatlarını,
Sana sunuyorum, ey Gizleri Bilen,
Zihnimin tereddütlü meyvelerini
Kederli canımın ateşinde yanan lezzetli bir kurban