Yaşamın özünü kavramaya çalışmak, işte gerçek mutluluk bundadır!” İvan Dmitriyeviç yüzünü ekşitti. “Yaşamın özü… İç etkenler, dış etkenler… Kusura bakmayın, bunlardan pek bir şey anlamıyorum. Anladığım, bildiğim tek şey,” (böyle diyerek ayağa kalktı ve doktora ters ters baktı) “Tanrı’nın beni sımsıcak kanla, sinirlerle yarattığıdır. Bu canlı dokular, eğer yaşama yetenekleri varsa çeşitli uyarılara karşı gerekli tepkiyi gösterecektir. İşte aynı tepkiyi ben de gösteriyorum! Bir yerim ağrıdığında bağırıp sızlanıyorum; alçaklığa öfkeyle, ahlaksızlığa nefretle karşılık veriyorum. Bana göre gerçek yaşamın özü budur. Bir canlı varlık ne denli eksik yaratılmışsa o denli duyarsız olur; yapısının gelişip serpilmesiyle duyarlığı, tepki gösterme gücü artar. Ee, biliyor muydunuz bunları? Bir de doktor geçiniyorsunuz!.. Acıya önem vermemek için durumunuzdan sürekli memnun olmak, her şeyi doğal karşılamak gerekir. Ya da acılar içinde öyle kıvranmalısınız ki, hiçbir şey duymayasınız. Başka bir deyişle, yaşamıyorsunuzdur artık.”
Reenkarnasyon bu be yoldaş ruhun bana göç etmiş Akakiyeviç
"Akaki şimdi daha canlı, ne pahasına olursa olsun ulaşacağı kesin hedefi bulunan, azimli bir insan olmuştu. Yürüyüşlerinde, davranışlarında kararsızlık, belirsizlik diye bir şey kalmamıştı. Gözlerinde yeni bir parıltı, canlanma görülüyordu. Aklında daha önce düşünmeye cesaret edemeyeceği fikirler üremeğe başlamıştı. Hatta bir ara aklından, paltosunda neden sansar kürklü bir yaka olmasın gibi bir düşünce geçmişti"
BAŞLIK OKUR EKİDİRKitabı okudu
Reklam
sonsuz uzayda etrafında bir düzine daha küçük kürenin döndüğü, üzerindeki küflü tabakanın canlı ve bilinçli varlıklar ürettiği soğuk, sert bir kabukla kaplı aydınlık küre. İşte bu… Gerçek dünya.
+1
İnsanlar aşkın ne olduğunu bildiklerini sanır; oysa bilmezler. Ve onların aşk konusundaki yan­lış anlamaları kıskançlığa neden olur. İnsanlar "aşk" sözcüğünden bir tür monopol, bir tür sahiplenicilik an­lamı çıkarmakta, bunu hayata dair temel bir gerçeği anlamadan yapmaktadır, bu gerçek de şudur; canlı bir varlığa sahip olduğun gün o insanı öldürmüş olursun.
172 syf.
6/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Varlığını keşfetmeye başlayan Hay bin Yakzan adındaki bir çocuğun zaman içerisinde öz'ü arama ve kavrama çabasını anlatmış. Hay, canlı ve cansız tüm varlıkları tek tek gözlemleyip ortak ve farklı noktalardan yola çıkarak arıyor öz'ü. Sonra yüzünü gökyüzüne çeviriyor ve buradaki gök cisimlerini gözlemliyor ve kapasitesinin yettiği kadarıyla gordüklerini yorumluyor. Bütün bu anlatının altında ne var derseniz, din propagandası var. Hiçbir dinin adı geçmiyor doğal olarak ama ana fikrin "Tanrı'ya iman ve ibadet edin" olduğunu her satırda okuyabiliyorsunuz. İbn-i Sina'nın eserini okuduğum için mutluyum ama bir şey kattı mı derseniz, katmadı.
Hay bin Yakzan
Hay bin Yakzanİbn-i Sina · Yapı Kredi Yayınları · 20245,3bin okunma
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.