Yeryüzü ona her zaman konuksever davranmamıştı. Gökyüzünü evinin tavanlarına tercih ediyordu. Küçücük bir evde çok büyük hayallerle yaşıyordu. Kendini avutmak, içinde kaybolmak için göğe ihtiyacı vardı. Bu Turner'in, Constable'in, Monet'nin göğüydü ama çoğu zaman Caspar David Friedrich'in fırtınalı gökleriydi.