Bazı kitaplar vardır, okurken kendimizden bir parça buluruz. Hatta bazen daha da ileri gider: "Bu kadarı da olmaz, bu kitap beni anlatıyor!" deriz.
Hayatın bazı dönemlerinde öyle bir ruh haline bürünüyorum ki... İsmini veremediğim bir ruh haliydi, artık bir ismi oldu: OBLOMOVLUK.
Nazım Hikmet'i sever misiniz?
Hadi canım, nereden
Hadi itiraf edin!
Hepiniz en az bir defa ölmeyi düşünmüşsünüzdür hayatta.
Kim bilir, belki buna kalkışan, kıyısından dönenler de vardır aranızda!
Geçenlerde bir haber gördüm, "Dünyanın en mutlu ülkesinde intiharlar neden artıyor?" Farklı zaman diliminde ise ülkemize dair bir haber gördüm: "İntihar oranlarında artış %50'lere
Hızlı gidince her şeye yetişebileceğini sanıyor insan değil mi?
Daha çok çalıştıkça daha çok kazanacağını,
Daha çok kazandıkça daha mutlu olacağını,
Koştukça daha erken varacağını...
"Acele giden ecele gider," der bir atasözü. Hiç okumamışçasına ecele doğru ivmelenmiş gidiyoruz. "Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyor hiç yaşamamış gibi
“Herkes keyfine, fantezisine, kendi maksadına, menfaatine, aldatacağına, ve aldatıldığına göre yazar.” Dr. Rıza Nur, I. Baskı, Sayfa 523, Hayatım ve Hatıratım
Bu hatıratta okuduklarımızın temel özeti işte Rıza Nur’un kendi ifadesinde bize sunulmuştur. Yani okuyacağımız hatırat için bize şunları demektedir;
Bu hatırat, benim keyfime, benim
Milliyet Gazetesi’nde 12 Ocak-26 Ocak 1992 tarihleri arasında İzmir suikastı teşebbüsü, Uğur Mumcu tarafından ilk kez açıklanan belgeleri ile “Gazi Paşaya Suikast” yazı dizisi olarak yayınlanmış ve sonrasında kitap haline getirilmiştir.
Kitapta öncelikle tutuklamalar, yöneltilen suçlamalar, itiraflar, savunmalar ve sanıkların karşılıklı
Tam İzmir kurtarıldıktan sonra ve onu kurtarana, İzmir sokaklarında suikast hazırlayan bir İttihatçı Cavit bey ,bir Şükrü bey bir Dr.Nazım ve arkadaşları komplosu ile bu cemiyet Türk tarihinde son nefesini bir suçlu olarak verdi.
GÜZEL İNSANLAR MERHABA
Çocukluktan beri birlikte büyüdüğünüz, herkesten iyi tanıdığınızı düşündüğünüz bir arkadaşınız yıllar sonra devlet tarafından aranan bir zanlı olarak boy boy resimleri televizyonda internet sitelerinde görünüyor. Geçmiş yılların hatırına bu her yerde aranan çaresiz insan son umut kapınızı çaldı gece yarısı ne yapardınız? Onu dostluğun hatırına içeri mi alırsınız? Yoksa bin bir bahane ile onu kapıdan çevirir misiniz?. ( Bu soruyu dürüste kendinize sormanızı beklerim!!) Bu soruya cevap olarak Emin beyin tavrına derin hem de çok derin saygı duydum (daha da bir şey demem!)
Kemal Tahir; “ Kurt Kanunu” eserinde 1926 yılında Mustafa Kemal’e muhalifleri tarafından düzenlenmek istenen İzmir Suikastının öncesi ve sonrasında yaşananları çok güzel anlatmış. “Küçük Efendi” Kara Kemal, Abdulkerim, Deli dolu Laz uşağı eski Lazistan Mebusu Ziya Hurşit, Laz İsmail, gürcü Yusuf, Sarı Edip, motorcu şevki, talihsiz kaderinin kurbanı Eski İttihatçı Maliye Nazırı Cavit Bey ve daha niceleri ve ayrı hikayeler…
Devrim sonrası “Taraf olmayan bertaraf olur” misali saflaşmalar ve devrimin kendi çocuklarını yeme süreci tarafgirliğe girmeden bir film şeridi gibi gözlerinizin önünde canlanıyor..
NOT: Bu Kitapla birlikte yaşananların zihinde tam oturması için Uğur Mumcu’nun Gazi Paşa’ya Suikast kitabı da okunmalı;
*Kurt Kanunu eseri aynı isimle TRT tarafından Kurt Kanunu kitabına sadık kalınırak dizi olarak yayınlandı tavsiye olunur efendim.
Kitapla ve sağlıcakla kalın efendim :))))
Kurt KanunuKemal Tahir · İthaki Yayınları · 20184,469 okunma