Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Politicturc

Politicturc
@cbn_beg
Sıkı Okur
𐱅𐰇𐰼𐰚 Hobilerim, saldırı, suikast, sabotaj ve zorbalık Achtung! Panzer
PKK'nın tarihteki kanlı yolculuğu 27 Kasım 1978'de Fis köyünde başlıyor ve hâlâ sürüyor. PKK, 38 yıl önce 22 kişilik kurucu kadroyla yola çıktı. 38 yıl sonra hayatta kalanların sayısı bir elin parmakları kadar. Abdullah Öcalan yakalandı. PKK 6 kişiyi infaz etti. 2'si pişman oldu, 2'si cezaevinde intihar etti, 3 kişi kayıp, 3 kişi Avrupa'ya kaçtı, 1'i çatışmada öldürüldü, Sakine Cansız ise Paris'te suikasta uğradı. Kandil'de şu anda Duran Kalkan, Ali Haydar Kaytan ve Cemil Bayık kaldı. Bir de Tuzluçayır'da "Şirket" kod adıyla tanınan Rıza Altun.
Sayfa 97 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Reklam
Bugüne kadar PKK'nın nerede kurulduğu konusunda ağırlıklı görüş, 27 Kasım 1978 tarihli Lice'nin Fis köyü toplantısı gösterilirken Köşk arşivinde yer alan raporda, PKK'nın 15 Nisan 1979'da, Öcalan'ın, Diyarbakır Ofis Mahallesi Günaydın Apartmanı'ndaki evinde yapılan son toplantıda kurulduğu bilgisi yer aldı. Raporda, bu toplantıdan önce üst düzeyin Ankara'da 3 (Dikmen, Çubuk ve Tuzluçayır) toplantı yaptığı, son toplantısının Ofis'te olduğu belirtildi.
Sayfa 92 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Devletin arşivlerine ise PKK'nın kuruluşu "Apocular" adıyla giriyordu. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel tarafından Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk ve Genelkurmay Başkanı Kenan Evren'e gönderilen raporda PKK'nın resmi kuruluş tarihi 15 Nisan 1979 olarak gösteriliyordu. Örgütün resmi kuruluş toplantısı Öcalan'ın eşi Kesire Yıldırım ile yaşadığı Diyarbakır'ın Ofis Mahallesi Günaydın Apartmanı'ndaki evinde yapılan son toplantıda adres olarak gösteriliyordu.
Sayfa 86 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Koruculuğun tarihi, resmi olarak 26 Mart 1985'te 9632 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla başlıyor. Korucular ilk yıllarda sadece kendi köylerini korumak amacıyla silahlandırıldı. Ancak bölgeyi tanımaları ve Kürtçe bildikleri için ister istemez onlar da "ihtiyaçtan" terörle mücadelenin parçası hâline geldiler. Asker ve polisle birlikte operasyonlara katılıp teröristlerle göğüs göğüse çarpışanı da, PKK'nın ani baskınlarına tek başlarına karşı koyanı da müsademenin ortasında saf değiştireni de var!
Sayfa 81 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
İki örgüt arasındaki çatışma yaklaşık 5 yıl sürdü. Bu yıllarda yaklaşık 750 kişi ölürken özellikle PKK, şehirlerde büyük darbe yedi. Hizbullah acımasızlığıyla PKK'lıları, kırsala kaçmaya zorlarken militan ve sempatizan sayısını hatırı sayılır ölçüde artırdı. Diyarbakır, Batman ve Cizre, Silvan'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda yerde etkinliğini artırdı. PKK'nın boşalttığı yerlere Hizbullahçılar yerleşiyor, örgütmbu köylerde hem militan yetiştiriyor hem de köyleri propaganda alanı olarak kullanıyordu. Hizbullah'ın cirit attığı yerlerden biri de Şırnak bölgesi. Geçmişte burası için "Saadet Bölgesi deniyordu. Çünkü Hizbullah burada uzun süre "mutlu" yaşıyordu.
Sayfa 77 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Reklam
Bölgede PKK'nın uyguladığı şiddet vahşet tüm hızıyla sürüyor, devlet topyekün mücadele adı altında neredeyse eli silah tutan herkesi ve her yapıyı ya destekliyor ya da göz yumuyordu. 1991 yılına gelindiğinde birden bire bölgede "Hizbullah" adlı örgütün varlığı konuşulmaya başlandı. PKK'yı kâfir ilan eden örgüt, özellikle satır ve Takarof marka silahlarla adrese teslim cinayetler işliyordu. PKK'lı olarak tanınan isimlerin hedef seçildiği olaylarda haliyle sanıklar rahatlıkla ortadan kayboluyordu. Hizbullah'a göre PKK, Hizbüşşeytan'dı. PKK'lılar şeytandı. Ateist ve komünist olan PKK'nın ümmeti bölüp parçaladığı tezi dillendiriliyor, cihada hazırlanıyorlardı. PKK da bu harekete, Kontr-Gerilla'ya atfen "Hizbullah" veya "Hizbul-Kontra" adını taktı. Bölgede PKK ile Hizbullah arasında propaganda yarışı sürerken alttan alta da silahlı çatışmanın başlaması için bir kıvılcım bekleniyordu... O beklenen kıvılcımı sanıldığının aksine Hizbullah değil, PKK çaktı. 8 Mayıs 1991 Şırnak'ta Hizbullah'ın önde gelen isimlerinden Şerif Karaaslan'ın anne ve babasını evlerinde silahla tarayarak öldürdü. PKK-Hizbullah çatışması işte böyle başladı.
Sayfa 76 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Mahmut Yıldırım'ın Kırmızı kod adıyla katıldığı ilk MİT operasyonu Öcalan'ın sağ kurtulduğu Şam'daki bombalı saldırı idi. Öcalan'ın kullandığı arabadan yola çıkılarak Mercedes adı verilen operasyonda altı MİT mensubu görev aldı. Katıldığı diğer Öcalan operasyonunda Beyrut'ta buluşması gereken MİT mensubu ile buluşamayan Kırmızı, deşifre olmaktan son anda kurtularak Türkiye'ye döndü.
Sayfa 73 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Politicturc tekrar paylaştı.
3 Mayıs Türkçüler günü kutlu olsun
“...Irkçı ve Turancı olduğum için mahkûm olursam bu mahkûmluk hayatımın en büyük şerefini teşkil edecektir.”
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
Politicturc tekrar paylaştı.
• 1. Bölüm - ATATÜRK DİN DÜŞMANIYDI YALANI! (!)
- Sahte din hocaları ve tüccarları YALNIZ CUMHURİYET TARİHİNİN DEĞİL Osmanlının DA CANINI SIKMIŞTIR. - Osmanlı Padişahları din tüccarlarının başlattığı isyanları bastırmışlardır ANCAK çözüm yolunu görememişlerdi... Bunu gören MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'TÜ. - Osmanlı Halkı Kur'an-ı Kerim'i okuyordu elbet ama onların ana dili Arapça
Politicturc tekrar paylaştı.
1 Mayıs, işçi ve emekçilerin çalıştığı, kızıl haşarelerinde meydanlarda boş slogan attığı gündür.
Reklam
MİT'in bir belgesine göre Öcalan'a suikast operasyonu için aylık 500 dolar maaş alan Kırmızı kod adlı Mahmut Yıldırım, üç ayrı operasyonda Kırmızı faaliyet ismini kullandı. Bunlardan ikisi Öcalan operasyonları, diğeri ise Yunan Amiral Adonis Naksakis'e suikast operasyonu idi. Kırmızı, 1996 yılında Öcalan operasyonu için Şam'a ve Beyrut'a gitti... Mahmut Yıldırım, bu dönemde gerçekleştirilen operasyonlarda MİT tarafından verilen Metin Atmaca sahte kimliğini kullandı.
Sayfa 73 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Kontr-Terör Merkezinin bir başka ünlü ismi de Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım oldu. Metin Atmaca kimliği ile kadroya alınan Yeşil'in burada kod adı da renk değiştirerek "Kırmızı" oluyordu. Renk değiştiren Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, Abdul-lah Öcalan'ı öldürmek üzere görevlendirildiği "Mercedes" ve "Yıldırım" başta olmak üzere MİT tarihinin en büyük operasyonlarında Kırmızı kod adını kullandı. MİT'in iç yazışmalarında Yıldırım'ın faaliyet adı olarak sadece Kırmızı kullanıldı.
Sayfa 72 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Mehmet Eymür, Kont-Terör Merkezinin başına gelir gelmez Özel Harp Dairesinden emekli veya başka yollarla ayrılan subay ve ast subayları kadrosuna kattu. Kontr-Terör Merkezinde görev yapanlar arasında 1999 yılında Kenya'dan Abdullah Öcalan'ı paketleyip getiren emekli Albay merhum Abdullah Soyluoğlu da vardı. Türkiye, onun sadece gözlerini görüp o tarihe geçen "Memlekete Hoş Geldin Öcalan" sözlerini duydu.
Sayfa 70 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Aydınlık gazetesinde Hikmet Çiçek imzalı yazı Susurluk kazasının yıl dönümüne rastlıyordu. Yazının başlığı "Susurluk, Jitem ve Siirt Gurubu!" Hikmet Çiçek de Ergenekon davası sanıkları arasındaydı. Aynı davadan Silivri Cezaevi'ne konan İbrahim Şahin konu ile ilgili değerlendirmesini şöyle anlatıyordu: "Susurluk olayından sonra
Sayfa 65 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
12,7bin öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.