Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Politicturc

Politicturc
@cbn_beg
Sıkı Okur
𐱅𐰇𐰼𐰚 Hobilerim, saldırı, suikast, sabotaj ve zorbalık Achtung! Panzer
PKK itirafçıları yıllarca Türk Silahlı Kuvvetleri ve Jandarma teşkilatı bünyesinde sivil memur olarak çalıştı. Resmi kayıtlarda şehit gözüken Abdulkadir Aygan da 1991 yılından 2001 yılına kadar tam 10 yıl Diyarbakır ve Burdur Jandarma asayiş komutanlıklarında sivil memur olarak çalıştı. Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesi, savcının esas hakkındaki mütalaası doğrultusunda görevsizlik kararı vererek dosyayı 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesine gönderdi. 2006 yılında askerî mahkeme sanıkların askeri personel olup olmadıklarını Jandarma Genel Komutanlığına sordu. Jandarma, mahkemeye gönderdiği 20 Ekim 2006 tarihli cevapta, cinayet ve bombalama gibi çok sayıda suçtan yargılanan ve JİTEM elemanı olduğu iddia edilen 5 sanığın askeri personel olduğunu açıkladı. Jandarma Genel Komutanlığı Personel Başkanı Tuğgeneral Vahdettin Bereceli imzalı belgede, Adil Timurtaş ve Recep Tiril'in işçi, Ali Ozansoy, Abdulkadir Aygan (Aziz Turan) ve Fethi Çetin'in ise memur olarak Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı bünyesinde çalıştıkları belirtildi.
Sayfa 178 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Reklam
Ergenekon davası subayların canını çok yaktı. Aslı astarı olmayan suçlamalar, düzmece delillerle çok sayıda emekli subay Silivri Cezaevi'ne konuldu. Tam da o günlerde sıradan İtirafçıların bile eline su dökemeyeceği Abdullah Öcalan'ın akrabası, eski PKK'lı Abdülkadir Aygan'ın yeniden saf değiştirdiği görüldü. PKK'dan JİTEM'e oradan da tekrar PKK saflarına geçen Abdülkadir Aygan, sığındığı İsveç'te birden Türkiye'nin en itibarlı adamlarından biri haline geldi. Önüne geleni suçladı. Suçladığı isimler arasında emekli Albay Abdülkadir Kırca da vardı. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in elinden 23 Aralık 2004'te "Devlet Övünç" madalyası alan Kırca, "itibarlı" itirafçının iddialarıyla daha yargı karşısına çıkmadan hükmen mahkûm ediliyordu.
Sayfa 164 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Cem Ersever'in kaybolduğunu duyduktan sonra sevgilisi Neval Boz da önce Kemal Sadık Uzuner'e telefon açıyor. yaptığı konuşmanın ardından o da Ankara'ya gidiyordu. "Neval Boz" kod isimli Mahsune Dguebe, bir dönem Suriye istihbaratına çalışmıştı. MİT kayıtlarına göre Mahsune ile ilk tanışan "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'dı. Bir iddiaya göre Yeşil, Mahsune'yi bilinçli olarak Ersever'in yanına sokmuştu. Mahsune, 25 Ekim 1993 günü Ankara'ya uğurladığı Ersever'den haber alamayanca peşinden gitti. O da Ankara'da ortadan kayboldu. 2 Kasım 1993 tarihinde Çamlıdere yakınlarında kafasına iki el ateş edilerek öldürülmüş halde bulundu. Ersever'in cesedi de 4 Kasım 1993'te Ankara Elmadağ'da Jandarma tarafından bulundu.
Sayfa 155 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ahmet Cem Ersever, zaman zaman hem adının baş harflerinden oluşan çamaşır suyu markası, "ACE"yi kod isim kullanıyordu. Asıl olarak ise kullandığı kod adı: "Testere" İddialara göre Cem Ersever, bir operasyonda ele geçen PKK'lılardan birini "Testere" ile keserek öldürmüştü.
Sayfa 149 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Arif Doğan'ın JİTEM Grup Komutanlığı görevinde bulunduğu döneme ait mühimmat listesi de Doğan'ın arşivinden çıktı. JİTEM davasını gören mahkemeye gönderilen 9 çuval belge içinde yer alan mühimmat listesinde "Teslim eden" bölümünde "J. Binbaşı JİTEM' BRL.K. A. Cem Ersever", "Teslim alan" bölümünde ise "J. Yarbay JİTEM Grup K. Arif Doğan" isimleri ve imzaları bulunuyor. "Teslim ve Tesellüm Senedi" olarak düzenlenmiş mühimmat listesindeki silahların adet ve seri numaraları ve teslim edilen bombaatarların adet ve seri numaraları ayrıntılı olarak belirtilmiş.
Sayfa 139 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Reklam
JİTEM FAALİTETLERİNİN ANA MANTIĞI: 1- Siyasiler, kendi menfaatlerini düşünüp, örgütle etkili mücadele kanun ve yönetmelikleri meclisten çıkarmıyorlar. 2- Devletin üst tepesindekiler, hiyanet ve delalet içerisindedirler. 3- T.C.'nin terörle mücadelede kalıcı, akılcı ve stratejik bir program ve planı yoktur, günübirlik mücadele yöntemleri uygulanmaktadır. 4- Güvenlik Kuvvetlerince ele geçirilen militanlar, savcılar tarafından ya serbest bırakılmakta, ya da, az bir cezayla kurtulmaktadırlar. 5- Cezaevine sempatizan olarak girenler kısa sürede kemikleşmiş bir militan olarak dışarıya çıkmaktadır. Cezaevleri birer örgüt kampı görevi görmektedir. 6- Normal askeri birliklerle gerilla mücadelesi veren örgütün karşısında başarılı olmak mümkün değildir. Bu yüzden onlarla savaşacak anti-gerilla güçlerine ihtiyaç vardır.
Sayfa 135 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
JİTEM'e personel tayınında özellikle Kürtçe bilenler tercih edilmektedir. Ayrıca yöredeki sivil kişiler arasından birçok şahıs da 'haber demanı' yani 'muhbir olarak çalışır ve JİTEM'e bilgi akışını sağlar. Bunların kimliği gizli tutulur. Her muhbirin bir kod numarası vardır. Bu muhbirlere getirdiği haberin, önem ve derecesine göre örtülü ödenekten para verilir. Bu paraların sarfı JİTEM komutanının tasarrufundadır. Ödemeler makbuz karşılığı yapılır. Bu makbuz koçanları, komutanın şifreli çelik kasasında muhafaza edilir, JİTEM arabalarına benzin alınırken de Petrol Ofisi'nin çek koçanları kullanılır. Her ay ihtiyaca göre JİTEM'e bu çeklerden gelir. JİTEM'e Jandarma Genel Komutanlığı tarafından tahsisi edilen araçlar sivildir. Bu araçlara duruma göre sahte plakalar takılır. Her görevden sonra genellikle eski plaka çıkarılıp başka bir plaka takılır. Bu işlem; aracın plakasının başkalarınca alınmış olması ihtimaline karşı tedbir olarak yapılır. JİTEM'e ait her arabada oranın en yetkili komutanı tarafından imzalanmış ve resmi mühürlü bir araç görev kartı bulundurulur. Polisin aracı durdurması halinde, bu kart gösterilir ve oradan rahatça geçilir.
Sayfa 133 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
JİTEM illegal bir kuruluştu, bütçesi de böyle. Kasaları, ya devletin ilgili kurumların örtülü ödeneklerinden ya da JİTEM'İN kendi bilinmeyen yöntemleriyle oluşturuluyordu. Bu nedenle bütçenin büyüklüğü ve nerelerde, nasıl sarf edildiği ortaya çıkarılaması mümkün değildi.
Sayfa 130 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Arif Doğan, üniforma ve yazışmalarda bulunmayan akrep ambleminin sınırlı sayıda ve arkasında kod numaralarının bulunduğu kartvizitlerde kullanıldığını anlattı. Kartın arka yüzünde "Önce vatan sonra can." ifadesi yazılıydı. Bunun yanında şahsın birim içinde kullanılan kod ismine tekabül eden "kod numarası" yer alıyordu. Bu numara, kişinin JİTEM arşivinde kayıtlı bulunan dosya ve kod numarası olarak da kullanılıyordu.
Sayfa 127 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Diğer taraftan terör örgütünün güvenlik güçlerimizin hava desteği ile yürüttüğü operasyonları sekteye uğratmak ve sansasyonel nitelikte eylemler gerçekleştirmek niyetiyle füze teminine yöneldiği ve bunları sayısal olarak arttırmaya gayret ettiği bilgileri mevcuttur. Halihazırda mevcut füzelerin, "SA" (Yerden-Havaya) olarak tanınan çeşitli versiyonlarından (SAM-7, Strella, Igla) oluştuğu söylenebilecektir. Çeşitli kaynaklardan elde edilen bilgiler çerçevesinde bu füzelerin başta RF(RUSYA FEDERASYONU) ve ERMENİSTAN olmak üzere eski Doğu Bloku ülkeleri ile İRAN ve SURİYE menşeli olduğu bilinmektedir.
Sayfa 124 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Reklam
PKK'nın her yargısız infazında "önderlik" yani Öcalan bir kez daha büyüyor, dokunulmazlık kazanıyor, ilahlaşıyordu. "Apocular" olarak adlandırılan grup çok sayıda insanın canına kıydı. Hele PKK adını aldıktan sonra kurulan "Devrim Mahkemelerinde yüzlerce kişiye ölüm cezası verildi ve infaz edildi. Hatta PKK, Lolan Kampı'nı cezaevi olarak kullandı. Burada kurulan mahkemeler sadece infaz kararı verdi. Bir dönem JİTEM'in işlediği öne sürülen faili meçhul cinayetleri PKK kendi içinde işlediği ve kurbanlarının ailelerine farklı bilgiler vererek devleti suçlu gösterdiği anlaşılıyor. "Ajan" suçlaması "Devrim Mahkemesi"nin infaz kararı alması için yeterliydi. Tabii bu kararların arkasında hep Abdullah Öcalan vardı. Artık dağdaki Öcalanlar karar merciinde. Örgütü çok sayıda "Apo" yönetiyor!
Sayfa 120 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Türkiye sınırları içinde 17 bin 500 faili meçhul cinayet işlendiği iddia edilirken PKK'da "taşalı" edilenlerin akıbeti ise bir türlü sorgulanamıyor, Bekaa başta olmak üzere diğer PKK kamplarının bulunduğu yerler ceset tarlası. Neredeyse her taşın altında bir ceset var. Bunların sayıları da 10 binlerle ifade ediliyor. PKK'da yargısız infaz için "Türk ajanı" ya da "işbirlikçi hain"likle itham edilmek yetiyordu. PKK, iç infazlara da kılıf buluyordu, "ajan", ilan edemediklerini "çatışmada şehit oldu", "intihar etti", "kayadan düştü", "sele kapıldı", "suda boğuldu", "yıldırım çarptı", "zehirlendi "gerekçeleri yazılı mektuplarla ailelerine ulaştırıyordu.
Sayfa 110 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
PKK'nın tarihteki kanlı yolculuğu 27 Kasım 1978'de Fis köyünde başlıyor ve hâlâ sürüyor. PKK, 38 yıl önce 22 kişilik kurucu kadroyla yola çıktı. 38 yıl sonra hayatta kalanların sayısı bir elin parmakları kadar. Abdullah Öcalan yakalandı. PKK 6 kişiyi infaz etti. 2'si pişman oldu, 2'si cezaevinde intihar etti, 3 kişi kayıp, 3 kişi Avrupa'ya kaçtı, 1'i çatışmada öldürüldü, Sakine Cansız ise Paris'te suikasta uğradı. Kandil'de şu anda Duran Kalkan, Ali Haydar Kaytan ve Cemil Bayık kaldı. Bir de Tuzluçayır'da "Şirket" kod adıyla tanınan Rıza Altun.
Sayfa 97 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
Bugüne kadar PKK'nın nerede kurulduğu konusunda ağırlıklı görüş, 27 Kasım 1978 tarihli Lice'nin Fis köyü toplantısı gösterilirken Köşk arşivinde yer alan raporda, PKK'nın 15 Nisan 1979'da, Öcalan'ın, Diyarbakır Ofis Mahallesi Günaydın Apartmanı'ndaki evinde yapılan son toplantıda kurulduğu bilgisi yer aldı. Raporda, bu toplantıdan önce üst düzeyin Ankara'da 3 (Dikmen, Çubuk ve Tuzluçayır) toplantı yaptığı, son toplantısının Ofis'te olduğu belirtildi.
Sayfa 92 - Kripto Yayınları 22. BaskıKitabı okudu
12,7bin öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.