176 syf.
·
Not rated
Marquez büyülü gerçekçiliğin en büyük ustalarından biri. Yüzyıllık Yalnızlık kadar beni şaşırtıp hayranlıktan dehşete düşürmese de o büyülü dünyasına yine çekmeyi başardı. İlginç bir ailesi olduğu için zenci hizmetçilerle büyüyen, onların dili, kültürü, diniyle özdeşleşen, aslında bir köpek tarafından ısırılıp kuduz olan fakat cin çarptığına inanılıp manastıra kapatılan Sierva Maria ve onun cin çıkarma ayininden sorumlu rahip Cayetano'nun olağandışı aşk hikayesini anlatıyor roman. Tabi ki onların aşkı romanın çatısını oluştururken alt temalarda cehalet, ırkçılık, bilim ve mantığın tam karşısında yükselen dogmalar, sevgisiz ve çıkarlar üzerine kurulu evliliklerin ustaca eleştirileri var. Aşkı ilk defa tadacak olan Sierva Maria ve Cayetano kendilerine uğruna çılgınlıklar yaptıran, bazen öldüren bazen yaşatan, mutlu eden ama sonunda mutsuzluğun uçurumuna sürükleyen,  tıpkı musallat olunduğu düşünülen cinler gibi ruhlarına musallat olan aşkla başa çıkabilirler miydi acaba?
Aşk ve Öbür Cinler
Aşk ve Öbür CinlerGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 20206.9k okunma
Ey ölümlüler, o halde ne demeye özünüze yerleştirilen mutluluğu dışarıda arıyorsunuz? Yanılgı ve cehalet, sizi allak bullak ediyor.
Reklam
Hiyerarşik bir toplum, ancak yoksulluk ve cehalet üzerine kurulursa uzun vadede ayakta kalabilirdi.
Sayfa 140
Soru: Yeryüzündeki insanlar içinde hasmı, düşmanı en çok olanlar kimler? Cevap: Müslümanlar! Çevrenize zekice bakınız: Dünya çapında sinsi bir plan gereği, her ülkede şer kuvvetleri ittifak etmiş ve müslümanların üzerine çullanmışlardır. Gizli merkezler, anti-İslâm güçleri organize etmekte, karşı grupları müslümanlara karşı kışkırtmaktadır. Zavallı ve mazlum müslüman halklar, azınlık oldukları ülkelerde hiçbir insani hakka sahip değildir, feci şekilde ezilmekte, horlanmaktadırlar. Çok gariptir ki çoğunlukta oldukları ülkelerde de tam mânasıyla hür değillerdir. Ekseriya başlarına emperyalistlerin uşağı, maşa veya kukla, satılmış kişiler çöreklenmiş, onlara göz açtırmamaktadır. Zulüm, menfaat ve istismar çeteleri bütün dikkatlerini müslümanlara çevirmiş nöbet beklerler, türlü şeytani tedbiri alırlar, ta ki mü'minler uyanıp silkinmesin, haklarına sahip çıkmasın, sömürüyü engellemesin. Allem eder, kallem eder, bazı gafil müslümanları da kandırarak, cambaz gibi yürümeyi, hacıyatmaz gibi ayakta kalmayı, üste çıkmayı başarırlar. Bunca dış düşmanın yanı sıra müslümanın bir yığın da mânevi iç düşmam vardır. Aslında müslümanı, bu iç düşmanlar şuursuz ve mantıksız düşürmekte, dış düşmanlara zebun ve mağlup duruma getirmektedir. Bunların en önemlileri, iman zaafı, gaflet, tembellik, cehalet, şeytana tebaiyyet, hırs, nefsaniyet, enaniyet, hubb-i dünyâ, hubb-i câh, hubb-i riyâset nisyân-ı âhirettir.
Sayfa 114
"İlk Müslümanlar nasıl Müslüman olmuşlarsa, onların yolunu izleyerek ve önyargılarımızı, cehalet döneminden kalma zihnî ve amelî alışkanlıklarımızı terk ederek başlangıç noktasında durmayı deneyebilmeliyiz."
Bir yandan okuryazarlık artarken, televizyon, tüketicinin görüntülerle beslendiği, beynini değil de gözlerini ve kulaklarını kullandığı yeni tür bir cehalet yaratıyor. Özetle, verimliliği gitgide artıran makineler ürettiğimiz halde, insanın kendisi en önemli niteliklerinden bazılarını yitiriyor. Hep daha çok büyümekten, daha verimli olmaktan ve daha hızlı büyümekten başka hiçbir amacı ve vizyonu bulunmayan büyük örgütlenmenin yönettiği edilgin bir tüketici olup çıkıyor.
Reklam
1,000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.