Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Denildi ki: — Ey Ebâ Muhammed! Cehaletten daha şiddetli bir şey tanır mısın? Dedi ki: — Evet! Cehaleti bilmemek (cehl-i mürekkep|. Durum hazretin dediği gibidir. Zirâ cehaleti bilmemek, öğrenmek kapısını tamamen kapatır. Acaba bir kimse nefsinde âlim olduğunu zannederse, o artık nasıl öğrenebilir?
Sayfa 32
Bir cehl-i mürekkep kolay yetişmiyor arkadaşlar, hakikate gözlerini kapatıp yıllarca boşa okuması gerekli. Yürek dayanmaz...
Reklam
Günahlardan kaçmak
Nefs bir kötülük deposudur Kendini iyi sanarak Cehl-i mürekkep olmuştur Nefse, günahlardan kaçmak, ibadet yapmaktan daha güç gelir Onun için günahtan kaçmak daha sevaptır.
İmam-ı Rabbânî
İmam-ı Rabbânî
Cehaletin Mükemmel İzahı
Cehalet, ilmin zıddı olup, bilmeme halini ifade eder; üç şekilde görülür. 1. Cehl-i basit: Bilmemek ve bilmediğinin farkında olmaktır. 2. Cehl-i mu'kab: Bilmemek ve bilmediğinin farkında olmamaktır. 3. Cehl-i mürekkep: Bilmediği halde kendini biliyor zannetme veya yanlış malumatını doğru kabul etme halidir. Yani, yanlış bilgisini ilim sanmaktır. Birincisinin tedavisi kolay, ikinci ve üçüncüsünün tedavisi hayli zordur. Çünkü, böyleleri hem bilmiyorlar hem de bilmediklerini bilmiyorlar. Cehalet bir hastalığa benzetilirse, cehl-i mürekkep; hastanın kendisini sağlıklı zannetmesi halidir. Kendini hasta görmeyen doktora gitmez. Verilen ilaçları da kullanmaz. Artık bu hastanın tedavisi oldukça zorlaşır. Cehl-i mürekkepte bilgiye ihtiyaç hissedilmez. Çünkü her şeyi bildiğini zanneder.
Sayfa 127 - BüyüyenayKitabı okudu
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ اِنَّ الصَّلٰوةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ كِتَابًا مَوْقُوتًا * 1 BİR ZAMAN sinnen, cismen, rütbeten büyük bir adam bana dedi: "Namaz iyidir. Fakat hergün, hergün beşer defa kılmak çoktur. Bitmediğinden usanç veriyor." O zâtın o sözünden hayli zaman geçtikten sonra, nefsimi dinledim. İşittim ki,
Sayfa 362Kitabı okudu
İnsanlar dört kısımdır: Birincisi: Bilir. Bildiğini de bilir. Bu âlimdir. Ona uyunuz. İkincisi: Bilir. Fakat bildiğini bilmez, bildiğinden haberi yoktur. Bu, uykudadır. Onu uyandırınız. Üçüncüsü: Bilmez. Fakat bilmediğini bilir. Bilmediğinin farkındadır. Bu, irşâda muhtaçtır. Onu irşat ediniz. Dördüncüsü: Bilmez. Bilmediğini de bilmez. (Cehl-i mürekkep). Kendisini allâme sanır. Bu, câhildir. Onu terkediniz.
Sayfa 589Kitabı okudu
Reklam
...kendini beğenmiş buluyorum. Bu özgüvenin bir karşılığı olsa bir şey demeyeceğim de. Yok. Karşılıksız benlik. Özgüven enflasyonu. Cehl-i mürekkep diye bir tabir varmış eskiden. Cahil olduğunun farkında olmayan cahil. Cahil kare.
“Zamane ne bilsin akı karayı Yaraya merhemi derde çareyi Hem okur hem yazar, amma pazarda Karıştırır yazı ile turayı “ Benzerini pek çok halk şairinde görebileceğimiz bu yalın mısralarda kınanan tip “cehl-i mürekkep” in ta kendisidir.
Bizden bazıları sadece cumadan cumaya namaz kılıyor. Beş vakit namazını kılsa bile bilgi olarak cehl-i mürekkep içerisinde, uğrunda çalıştığı hedefleri olmaksızın amaçsızca yaşıyor.
Geçmişin karaktersizliğini üzerinden atamayan,bu günüde geçmişinden pek farklı olmayan birtakım kimseler şizofrenik sanrılara kapılıp kariyer suikasti yapmaya kalkıyor işini liyakat ile yapanlara karşı Bu cehl-i mürekkep tutum kendilerini komik ve aciz duruma düşürüyor Bilinsin !
Reklam
Sehl et-Tusterî (k.s.) buyurdular: - Cehâletten daha büyük bir günah ile, Allaha isyan edil- memiştir. Denildi ki: - Ey Ebâ Muhammed! Cehâletten daha şiddetli bir şey tanır mısın? Dedi ki: - Evet! Cehâleti bilmemek [cehl-i mürekkep]...
Süfyan vekili : Süfyanı kahraman - Süfyanîzmi kurtuluş yolu - Dindarları anarşist , yeşil komünist , zalim ve ahlaksız - Milleti cehl-i mürekkep ve ehl-i fakr-u zaruret - Halkı ehl-i adavet - Hayat-ı içtimaiyeyi zehir - İsm-i İslamiyeti lekedar - Aile hayatını zaruret ve teşvik-i kesb-i nisa ile zir ü zeber - Komşu memleketleri Bop ile perişan etti ve kifayet-i vazife ile gidiyor... Bizim vazifemiz yine tamir olacak... Hasbunallahi ve ni'mel vekil.. Alıntı…
Bir zamanlar bizde "cehl-i mürekkep" denirdi bilgisizliğin böylesine: İki katmanlı bilgisizlik hem bilmemek hem de bilmediğini bilmemek başka bir deyişle cehalet değil gaflet, yani kişinin kendinden habersiz olması -Bilmediğini bilmeyene öğretilebilir? +Hiç.
Cevab : *hasmın sözünü kesmek* fiilinden türeme ; Cemaat : *başkası tarafından işitilmek* fiilinden türeme ; Cehl-i basit : ilme sebeb olan ; Cehl-i mürekkep : ilme sebeb olmayan ; Cehennem : derin kuyu = cihanem den türeme ; Hicâz : ayıran , haciz , Hikâye :kelimeyi bir yerden başka bir yere nakletmek, Hikâyetül hal : Şimdinin geçmişte takdir edilmesi, Hik’ayetül Halil maziye : Geçmişin şimdide takdir edilmesi, Halvanî : Helva yapan/ satan, Halvâ : helva Tarih : vakti bildirme, tevârih : günü bildirme, Âdem : el edeme = deri . Âmin : amine , emine, *KİTABU-L FURUQ kitabından, *
Cehalet ve Hikmet! Cehaletin de dereceleri var. Bunlardan birincisi, Cehl-i basittir ki bu, bilmez, ancak bilmediğini bilir. Bu bilgi, ona ilim kapısını açar. İkincisi, Cehl-i Mu'kab'dır; bu, bilmez, bilmediğini de bilmez. Burada anlama ve dinleme olmadığından ilim kapısı bu kişilere kapalıdır. Üçüncüsü ise en tehlikeli olandır ki bu Cehl-i Mürekkep'tir. Bunlar bilmedği halde, kendini biliyor zanneder ve yanlış malumatı doğru kabul eder. Bunlar ne ilim bilir, ne irfan, kırar kapıyı girer... En büyük sorun da bu son gruptur, softayı alim zannettiren, bilgisizlikle bilgiyi karıştıran, aldanan ve aldatan bunlardır... Aygün Akyol
92 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.