Son senelerde akıbeti çok düşündüğüm için; "Ya Rabbi akıllı, hafızalı, sağlıklı, ibadetli, izzetli, ikramlı bir hayat, son nefesimize kadar kendi hizmetimizi rahatlıkla tertemiz yapabilme gücü, beş vakit namazımızı erkanıyla kılabilmeyi ve kendi aldığım abdestle iman-ı kâmille göçmeyi nasip eyle, çekmeden, çektirmeden, iğrenilecek, utanılacak, acınacak durumlara düşmeden Rasulullah'ın(sav) cemâl-i şerifini göre göre, rahatlıkla kelime-i şahadet getire getire son nefesimi, iman-ı kâmille Medine'de teslim etmeyi nasip eyle ya Rabbi" diye dua ediyorum.
Aylık Türkçü Dergi: Ötüken 15 Ocak 1964'te Ötüken dergisinin ilk sayısı çıktı. Ötüken başlığı altında "Her Ayın On beşinde Çıkar, Fikir ve Ülkü Dergisi" ibaresi bulunuyordu. Derginin sahibi Atsız, sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek'ti. Ötüken doğrudan doğruya Atsız'ın sahipliğinde çıkan son dergiydi. Ölüm tarihi
Reklam
Enver ve Cemal Paşaların bu ziyaretleri ve bilhassa Ravza-î Mutahhara'da muazzam bir cemaatle namaz kılışları ile şebeke-i mutahharaya yüz sürerken, göz yaşlarını tutamıyarak dua edişleri, ve en sonunda etraflarını saran Medinelilerle kardeşçe kucaklaşıp el sıkışmaları bütün şehri, bütün Hicaz'ı ve Arapları son derece duygulandırmıştı. Hele bir alay şeyhler, sarıklı hoca ve paşaların en önünde giden, gerçekten de pek dindar olan Enver Paşa'nın Osmanlı ordusunu temsil eden o pırıl pırıl sırmalı, kordonlu, göğsü nişanlarla kaplı büyük üniforması içinde, öylesine azametli ve heybetli göründüğü halde, daha Markâd- Nebeviye (Peygamber Efendimizin mübarek kabirlerine) yaklaşırken, son derece heyecanlanarak, büyük bir heyecan içinde kollarını da kavuşturup, ayaklarının ucuna basa basa ve ağır ağır yürüyerek aldığı saygılı vaziyetle, ziyaretini doyamamışçasına uzatışı ve sonunda bir masum çocuk saflığı ile, boynunu bükerek gözyaşlarını döküşü, bir anda dillere destan olmuştu.
Sayfa 31 - Yağmur Yayınları
Ülkemizde büyük çoğunluk yalnız kendi çıkarı adına ve başkalarının zararına dindar ve dürüsttür.
O'nun için dindar bir adam denemez. Bir gece sofrada Peygamber üzerine bir konu açılmıştı. Atatürk'ün dindar olmadığını bilenler, O'na yaranmak için Peygamber'i küçültür şekilde konuşmalar yapıyorlardı. Atatürk, bu konuşmalardan sıkıldığını belli etti. Elini masaya indirerek : — Bu bahsi kapatın... Peygamber'leri küçültmek isterseniz kendiniz küçülürsünüz... Dedi.
Sayfa 183Kitabı okudu
Darbecilerin getirdiği Cumhur-u Reis Cemal Gürsel de dini tamamen ortadan kaldırma taraftarıydı. Lakin milletin Ezan tepkisini bildiğinden bunu "Milli Din" gibi uydurma terkiplerle yapıyor, zahirde dini övüyor, hakikatte ise İslami uyanışın önüne geçecek planlar hazırlıyordu. Gürsel, konuşmalarında âyet ve hadis meali okurdu. Dindar gözükerek, milletin derin mü'minlerin etrafında toplanmasına mâni olan Süleyman Demirel'in çizgisi de esasında Menderes'in değil, Gürsel'in çizgisiydi.
Reklam
"Ya Rabbi akıllı, hafızalı, sağlıklı, ibadetli, izzetli, ikramlı bir hayat, son nefesimize kadar kendi hizmetimizi rahatlıkla tertemiz yapabilme gücü, beş vakit namazımızı erkanıyla kılabilmeyi ve kendi aldığım abdestle iman-ı kâmille göçmeyi nasip eyle, çekmeden, çektirmeden , iğrenilecek, utanılacak, acınacak durumlara düşmeden Rasulullah'ın (sav) cemâl-i şerifini göre göre , rahatlıkla kelime-i şahadet getire getire son nefesimi , iman-ı kâmille Medine 'de teslim eyle ya Rabbi"
Biliyoruz ki İslâm, alay etmeye, aşağılamaya hoş bakmaz. Bu durumda Dindar, mütevazı Akif'in bir çelişki içine girdiği düşünülebilir. Mithat Cemal de bu hususa temas eder ve Akif'in duruşunu çok güzel açıklar. Onda gerçekte böyle bir tezat olmadığını söyler. “Çünkü fertle değil, ferdin cemiyeti sarsan tarafıyla istihza ediyordu. (…) Bu istihzayı da bazen merhametle, bazen infialle güzelleştiriyordu” der.
Sayfa 12 - Beyan YayınlarıKitabı okudu
Görmenin anlamaya yettiğini sanıyorsun...Bunca rıza imalatı varken, bazen anlamak için gördüğünü unutman gerekiyor. Cemal Dindar
"Hayat, psikiyatriyi döver.." Dr. Cemal Dindar
Sayfa 230Kitabı okudu
373 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.