Yalnız benim için değil, bir nesil için bile sınırlanamayacak kültür olayıdır Cemil Meriç'in yazıları. Bu olayı altı yedi yıldır konuştuğum insanlara duyurmaya çalıştım. fakat yazamadım. Çok kişi de benim gibi yazamadı belki. Yazılsa ne değişirdi, yahut ne kadar büyürdü olay: o da ayrı bir konu. Gerçek olan şu: Bütün dünyayı dolaşan hür
Sayfa 13 - Mustafa MiyasoğluKitabı okudu
Kimi başında taçla doğar, kimi elinde kılıçla.. Ben kalemle doğmuşum. Insanlar kıyıcıydılar, kitaplara kaçtım. Kelimelerle munisleştirmek istedim düşman bir dünyayı. Şiirle başladım edebiyata, cıvıldıyan bir kuş kadar rahattım yazarken, kulaklarımda bir ses uğulduyordu, etrafımdakilerin duymadığı bir ses. Ve defterler kendiliğinden doluyordu.
Sayfa 283 - İletişim yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Zira ona göre "düşünmek, savaşmaktır"... Daha doğrusu, "mazlum bir medeniyetin sesi olmak için" savaşmak...
Meriç'in Sait Nursi ve Nur Risaleleri hakkındaki düşünceleri
Nur Risalelerinin bir fırtına rüzgârına benzeyen, zaman zaman heybetli, zaman zaman boğuk yankısı. Bu sahipsiz, bu unutulmuş bu tarihin dışında yaşayan kalabalığı Nur Risaleleri etrafında toplayan kuvvet ne? Yeni bir hakikat, bakir bir düşünce, akıncı bir ruh mu? Hayır. Sait Nursi bütünüyle bir tekrardır. Gazap, tehdit ve horlayış. Ama zulmün ahmakça taarruzu bu münzevî sesi sayhalaştırmış. Laisizmin kartondan setleri birer birer yıkılmış bu sesle. Şehirle köy, çağdaş uygarlık düzeyi(!) ile Anadolu, Batının yalanlarıyla mağlup bir medeniyetin rüyaları, arayanlarla bulanlar, tereddütle inanç., iki dünya halinde ayrılmış birbirinden. İlmin yobazları için, bu emekleyen, bu kekeleyen topluluk bir yüz karasıdır. Düşünmezler ki bu kendi yüz karalarıdır. Filhakika nurculuk bir tepkidir. Kısır ve yapma bir üniversiteye karşı medresenin tepkisi. Nur Risalelerinin gücü, bir isyanı dile getirişlerinden. Temyizi olmayan bir mahkumiyet kararı. Derbeder, perişan, karanlık. Ama samimi ve dürüst. Şuuraltının çığlığı. .. Tarih mumyalanamaz. Nurcuları deve kuşu haline getiren, aydınların anlayışsızlığı. Unutulmasın ki iman kendi kendine yeter. Her nurcu fert olarak bahtiyardır. Ama kökünden kopmak, yosunlaşmak kimseye mutluluk getirmez. Nurcular adalarında hayatlarına devam edebilirler. Onları yok farzetmek onlarınkinden çok daha vahim bir gaflettir.       Hülasa edelim. Sait Nursi bir kavga adamıdır. Yalçın bir irade, sert, müsamahasız bir mizaç, sözü ile özü bir, tefekkür değil iman. .. Sait Nursi dağ başında vaazlar veren bir Sahyun nebisi. Hor görülenler, her şeyini kaybedenler, mukaddesleri çiğnenenler ona koştular.
I
Niçin Lükres'in erkek sesi insanlığın ufkunda çınlamaz oldu?
İletişim YayınlarıKitabı okudu
Türk musikisi konserlerini hiç kaçırmqyan biri vardı: Döne­min Miliyet yazarı rahmetli Refi Cevat Ulunay. Ulunay, kafa­sında yana yatık beresi, sırtında da her daim deve tüyü paltosu: Ertesi gün mutlaka konsere dair bir şeyler yazardı Milliyet'in ikinci sayfasındaki köşesinde: Hasan Mutlucan'ın sesi için 'sıtma görmemiş' tabirini kulandığını çok iyi hatırlıyorum. Bir keresin­de, yaşayan bestecilerden seçilen şarkılardaki sözlerin hafifliğin­den, aşka-sevdaya fazla bulaşmışlıklarından söz edip Münir Nu­rettin'i eleştirmişti de rahmetli cevabî bir mektup yazmış, Ulunay da köşesinde yayınlamıştı: Divan şairlerinden bestelenmiş şarkı­lar çok daha cinsellik içeriyor, ancak günümüz Türkçesi içinde bunları anlamamız nispeten zor, hatta yer yer imkansız hfile gel­diği için bu durum göze batmamış oluyordu; o yüzden de güfte­lerdeki aşk-sevda dozunu kriter olarak almak yanıltıcı olurdu.
Reklam
27 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.