...Burada, birden çok hayvanın özelliklerinden bahsedilmekte ve tek ayette bunlara dikkat çekilmektedir. Fakat arılardan bahseden Nahl Suresi'nin iki ayetinde sadece arıların yaptıklarına odaklanılmaktadır ve iki ayet boyunca arıların yaptıklarından bahsedilmektedir. Kısacası Ku'ran'da en uzun şekilde yaptıkları anlatılan hayvan arıdır. Bu kriter açısından arının Ku'ran'da en özel yeri olan hayvan olduğunu söyleyebilirim arıların anlatıldığı Kur'an ayetleri şunlardır:...
Dindarlığın insanlar arası ilişkilerde değer ölçüsü yapılmasına Kur'an'ın son verdiğini biliyoruz. Dinler tarihinin bu en büyük devriminin en hayati belirişi, kavga ve savaşların din gerekçesine dayandırılmasının çökertilmesidir. Dinin ve dindarlığın kavga ve kan sebebi yapılmasının önüne geçmek Asrısaadet nesli için bile mümkün olmamıştır. Kavgaların dine dayandırılmasını önlemede iki çare vardır, üçüncüsü yoktur:
1. Din meselesini peygamberin kotarması
2. Laiklik
Hz. Peygamber öldüğü için ve vahyi tamamladığı için temel dayanak Kur'an-ı Kerim'dir ve Bakara 2/256.ayet çok net bir şekilde İslam'ın laik bir din olduğunu yani kimsenin inancına ve ibadetine karışılamayacağını emreder. İsterseniz krem peynire tapsın, eğer kanun ve nizama uyuyorsa özellikle inanç konusunda ceza verilmez yaptırım yapılmaz. Hak ve hakikat için cihad edilir yani adam fikren ve inanc anlamında kazanılmaya çalışılır. Ayrıca İslam dışındaki dinleri benimseyen kişilerin hukuku peygamber efendimiz zamanında onların kendi şeriatlerine göre yapılmıştır. Bir yahudiyi İslam'a göre yargılamamıştır.
Bu 'rableştirme'nin Müslüman nesillerin zararlarından biri de Kur'an'ın anlamını sahabenin beyanlarıyla doldurmak olmuştur. Oysaki Kur'an sadece sahabenin yaşadığı devrin ve çevrenin kitabı değildir. Her devir ve çevre o kitabı muhatabı olduğuna göre her birimiz ona her gün yeniden bakmak zorundayız. Ve daha sonra bakan daha yukarı boyutta, daha fazla şeyler görecektir. Bu Kur'an'ın zaman üstünlüğünün, sünnetullahın bir gereğidir.
İşte bu tarihselci anlayış Kur'an-ı Kerim'i güne okuyamamış ve hep geçmişe takılıp kalmış, eski alimleri putlaştırıp eski bilgi ile çağı okuyamayınca elindeki cevheri değerlendirememiş. Müslümanların hali de ortada, Allah'ın kitabına ne kadar değer verdikleri onu ne kadar anladıkları ile eşdeğer. Belli ki şu anda en gerideki müslüman toplumu düşünürsek 1000 sene öncede kalmış bir din ve hayat tarzı. Ne denir ki, Allah ıslah ve rahmet eyleye.
Allah rahmet eylesin Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk hoca sayfa 285'teki konuya açıklık getiriyor. Zümer 39/23.ayette sözlerin en güzeli olarak Kur'an'ı Kerim'den bahseder, ayetin sonu yine yoldan sapanlara ikaz ve uyarı ile biter.
Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v.) insanlığa bir tek Allah'ın vahyini iletip, yazdırmıştır. O da Kur'an'ı Kerim'dir. Allah sözün en güzelini Kur'an'ı Kerim olarak indirmiştir. Aslında Kur'an'ı Kerim'de geçen Allah'ın sözü(hadisi) kavramı (Nisa 4/87, Zümer 39/23) ile de peygamberimizin isnat edilen sözlü rivayetleri aynı kelime'ye dayandırarak işi daha da karıştırmak istemişlerdir. Peygamberimize isnat edilen sözlü rivayet külliyatları (Buhari, Müslim vb.) Hz. Peygamberin yazıya geçirmediği ve yazılmasını yasakladığı, Hz. Peygamber'e isnat edilen söz ve davranışlar ile doludur ve çoğuda kültürel ve dönemsel uydurmalardır. Zaten bu sözlü rivayetler Peygamber efendimizden yaklaşık 1-2 asır sonra yazıya geçirilip, kitaplaştırılmıştır. Pek çok sahabi bu rivayetlerin imha edilmesi yönünde görüş bildirmiş ve uygulamıştır.