Kalbim, öbürlerinin ona çok gördükleri bir cenaze merasimi sunabilmek için çırpınıyordu. Kuşkusuz bu, birçok insanın davranışlarının da gösterdiği gibi, hayli derinlerimizdeki, yeterince duyarlılık gösterememe kayğısından da kaynaklanıyordu ama tabutu izlerken içimde büyüyen dostça duygular, gökyüzüne, geceye, ölülerin yıldızlarına dek yükseldi, yüceldi.
Dürüstçe söylemek gerekirse o paraya değerdi ama bu sadece bizzat tutkuyla seçip ayırdığım güller içindi. Aslında sadece gül almak istemiştim, zira sadece onların taçyaprakları tüm acıları kaydedip daha sonra da her şeyin farkında olan cesede yansıtabilecek kadar duyarlıdır.
Reklam
Yazık ki gönlümüzün çektiği bir dünyaya gelemiyoruz.
Gömüldüğü gün, öğleden sonra saat dört buçukta, kilisenin kapısı afili bir yürüyüşle ilerlediğim kara bir deliğe açıldı. Bu, önceden önemli kişiler için geceleri yapılan cenaze merasimlerine katılanlara özgü olarak kurgulanmış gibiydi. Sevişmelerden sonra ağzımda genellikle hep bir mezarlık tadı kalır.
Dişlerim umutsuzca sıkılı; gözbebeklerim, bir mezarlık şapelinin en ucunda, Reich'in askerlerine egemen bir acımasızlığın alıp götürdüğü Jean'ın gururlu ve bulutların üzerinde gezinen ölümünün ve yeniden dirilişinin görüntüleriyle dolu.
Sustular. Sanki çatlayan yumurtalarından, cibinlik altında yaşanan sakınmalı aşklar gibi bir kargaşa fışkırıyordu. Suskunlukları, iliklerine kadar titremelerine yol açtı. İlk kez duyumsayıp yaşadıkları aşklarına ilişkin bir şarkının, bir şiirin ya da bir küfrün ağızlarından dökülmesi, adeta an meselesiydi.
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.