Mustafa Kemal Atatürk'ün istanbul ve ankaradaki cenaze töreni albümü
Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün hemen ardından, on bir gün sonra Ankara'da gerçekleşmesi planlanan resmi cenaze töreni için hazırlıklar başladı. Törenin mimari açıdan odak noktasını teşkil edecek katafalkın tasarımı ünlü Alman modernist mimar Bruno Taut'a sipariş edildi. Bu arada Dolmabahçe Sarayı'nın Muayede Salonu'nda
Atatürk'ün tabutunun arkasında ayrı ayrı duran altı meşale, aslında, hayatta olanların, ölmüş kişinin asla unutulmaması arzusunu temsil eden geleneksel bir cenaze merasimi simgesi olan ebedi ateşin yerini tutuyordu. Meşalelerin sayısı (altı) doğrudan doğruya, Atatürk ve onun Cumhuriyet Halk Partisi tarafından ileri sürülen ve modern Türkiye Cumhuriyeti'nin ideolojisini oluşturan Kemalizmin ilkelerinin sayısından geliyordu: cumhuriyetçilik, laiklik, milliyetçilik, halkçılık, devletçilik ve inkılapçılık (Ulus 21/11/1938, 5). Bu suretle, meşaleler Atatürk' ün kendisinin asla unutulmaması arzusunu temsil etmekle kalmıyor, Atatürk'ün ideolojisinin ebediyete kadar yaşaması umudunu da yansıtıyordu.
Varlık Ergenvarlikergen.com
Ertesi gün Halil’in cenaze merasimi için yollara düştü. Havada dehşet bir hüzün vardı. Gece boyunca yağmur ve fırtına aralıksız dövmüştü İstanbul’u. Nevra’nın iki koluna girmiş polis memurları ona destek olmak niyetindeydi. Cami avlusuna girmeden önce büyükçe bir çamur birikintisine denk geldiler. Nevra, kendisine yardım etmek isteyen memurlardan kurtuldu. Yürüdü ve birikintinin tam ortasında durdu.
Gökyüzüne baktı. Halil’i, Lucas’ı ve onu var eden bilinmezliği düşündü. Çamurun ayakkabılarına bulaşmasını ister gibi bir hali vardı. Çamur izleri cami avlusunun içlerine kadar onu takip etti. Çevredekilerin şaşkın bakışlarına aldırmadan tabuta kadar ilerledi. Bayrağa sarılı tabuta dokundu ve eğilip usulca öptü. Ardında çamurdan izler bırakarak terk etti camiyi.
Her şeyini başkalarına bağışladından defin için gereken para, hatta kabrinin inşa edildiği tuğlaların samanına kadar alındı. Cenaze merasimi fukara birinki kadar sadeydi.
Bir "Dünya İnsanı"nın Cenaze Töreni (Bir Yahudi kızın mektubu)
84 yaşında hayata gözlerini kapayan doktor Hildenburg'u bugün toprağa verdik. Protestan olduğundan cenaze önce kirche'ye [kilise] götürüldü, oradan da mezarlığa... Tören sırasında hiçbir zaman böylesine içli duygular, böylesine yürekten kopan sözler ve acılı gözyaşlarıyla karşılaşmadım... Öyle darlık içinde öldü, ki cenazesini bile