"Dünyada en büyük sevinç aşık olanın sevinci, sevmek-sevilmek sevinci değil midir?"
Sayfa 355 - Ötüken NeşriyatKitabı okuyor
"Aşk varsa ve hele aşık olmak Allah vergisi ise niçin ayıp olsun?"
Sayfa 355 - Ötüken NeşriyatKitabı okuyor
Reklam
"Herkes gidebilir, herkes kaçabilir ama herkes kendine hakim olamaz, herkes kendine karşı zafer kazanamaz."
Sayfa 339 - Ötüken NeşriyatKitabı okuyor
"Ama bana öyle geliyor ki sen ne istediğini pek bilmiyorsun. Diyelim ki buradan gittin. Gitmekle kendinden kaçıp kurtulacağını mı sanıyorsun? Nereye gidersen git üzüntülerin de seninle beraber gelecektir."
Sayfa 338 - Ötüken NeşriyatKitabı okuyor
Oysa fazla zorlamayacaksın kendini, yaşamdan alabildiğin kadarına razı olacaksın. Yazısıyla fazla oynamamalı insan.
174 syf.
8/10 puan verdi
·
17 günde okudu
Beyaz Gemi
Ben kitabın sonunu böyle beklemiyordum, çocuğun tutumunu Mümin Dede yapar demiştim ama ters köşe oldu biraz ve Orozkul'un somut bir şekilde cezalandırıldığını görmeyide çok isterdim. Açıklama kısmında sonla ilgili temel düşünce verildiği için sonradan hak verdim.
Beyaz Gemi
Beyaz GemiCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 199969,3bin okunma
Reklam
Yenilgi bilmeyen süvarilerini dalga dalga salacak, en uzak sınırlarına kadar bütün dünyayı zaptedecek ve dünyanın gerçek hâkimi, efendisi ola­caktı.
Yanındaki Uygur dilmaç aracılığıyla Büyük Han’a şöyle dedi: - Ey Büyük Han, ben buraya, Gök-Tengri’nin iradesiy­le, sana Yukarıdan özel bir işaret, bir belirti gösterileceğini bildirmek için geldim. Nasıl bir belirti ve sen bunu nerden biliyorsun? dedi Han asık suratla ve öfkeli bir sesle. Nasıl bildiğimi açıklayamam, ama nasıl bir işaret, na­sıl bir lütuf olduğunu söyleyebilirim: Başının üzerinde bir bulut bulunacak ve nereye gidersen seni izleyecek, hep te­pende duracak. - Bir bulut ha?! diye bağırdı Cengiz Han. Şaşırmış, kaşlarını çatmıştı. Orada bulunanlar Han’ın hiddete kapılarak kükreyeceğini, gürleyeceğini beklediler. Dilmacın dudakları da korkudan bembeyaz oldu. Çünkü o da cezasız kalmazdı. Kâhin cevap verdi: Evet, Gök-Tengri’nin parmağı gibi üzerinde bir bulut dolaşacak, senin yeryüzündeki yüce görevini kutsayacak. Ama bu bulutun ortadan kaybolmaması için dikkat edecek, özen göstereceksin. Çünkü bu bulutu yitirirsen bütün kud­retini de yitireceksin...
Cengiz Han
Önünü görmek ve harekâtı düşünmek için sessizlik ve yal­nız olmayı isterdi.
Günaydın
Atların toynaklarından çıkan toz bulutu göklere yükseliyor, büyük bir yangının dumanı gibi ufukta kilomet­relerce uzanıyordu.
Reklam
Vakit durmaz ki! Ama boş yere geçirmiyoruz vaktimizi. Önemli olan da budur. S.29
Sayfa 29 - Ötüken NeşriyatKitabı okuyor
“Allah’ın varlığına ya da yokluğuna inanmak başka şeydir. Ama insan denen yaratık, bu şekilde davranması bağışlanacak bir şey olmasa da, ancak başı sıkıştığı zaman Allah’ın adını anıyor, Allah’tan yardım diliyor. “İnanmayan insan başı ağırmayınca Allah’ı düşünmez..” diyen atasözü de bundan doğmuş olsa gerek. ”
“Artık onun gibileri yoktu dünyada. Kazangap sonuncusuydu ve şimdi onu da gömeceklerdi. Birkaç veda sözünden, duadan sonra “âmin!” diyecek ve orada bırakacaklardı onu.”
“Yedigey bunları düşünürken, bir yandan da yarı yarıya unuttuğu duaları tekrarlayıp hatırlamaya, Tanrı’ya yönelteceği yakarışları bir sıraya koymaya çalışıyordu. Çünkü, insan kalbinde, başlangıç ile son, hayat ile ölüm arasındaki çelişkiyi uzlaştıran, yalnız ve yalnız, bilinmeyen, görülmeyen Tanrı idi. Dualar işte bunun için okunuyordu. Başka türlü Tanrı’ya sesini duyuramazsın, niçin yaratıp niçin öldürdüğünü soramazsın ki! Dünya kuruldu kurulalı insanlar böyle yaşıyor, pek razı olmasa da böyle katlanıyor kaderine. Duaların var oldukları günden beri hiç değişmemesinin, hep ayni sözlerle tekrarlanmasının sebebi de, teselli bulup yatışmaları, boşu boşuna sızlanmamaları içindir. Dualar, yüzyılların okşayıp parlattığı altın külçeleri gibi, dirilerin ölülerin başında söyledikleri en özlü, en süzme ve son sözlerdir. Âdet, gelenek böyledir.”
Sen kadınsın,sen her şeyin üstündesin,daha bilgesin.
Sayfa 138
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.