Kendimi onlardan uzak tutmam, gereksiz muhabbetlerine dahil olmamamı sağlasa da kaçınılmaz olarak beni yalnızlaştırıyordu. Evet, bu çoğu zaman istediğim bir şeydi fakat yine de her zaman yanımda olacak bir arkadaş hiç de fena olmazdı.
Askerler tam anlamıyla komuta altına girmeden önce cezalandırılırsa itaatsiz olurlar. İtaatsiz olurlarsa yönetilmeleri zor olur. Askerler komuta altına girdikten sonra cezalandırılmazsa yönetilemezler.
Marianne gerçek hayatın çok uzakta bir yerde olduğu ve onsuz gerçekleştiği hissine kapılmıştı; yerini öğrenebilecek, bir parçası olabilecek miydi, bilmiyordu. Tek bildiği, gerçek hayat başladığında, artık onu hayal etmesine gerek kalmayacağıydı.
Sizi ve kendimi suda yüzen yağ damlasına benzettim. Kendine benzeyen bir damla arayan ve bir türlü suya karışamayan iki yağ damlası. Yüzüyoruz işte suda. Başıboş. Öyle parçalanmışız ki artık daha fazla parçalanmak ölmek demek. Ama yine de varız ve belli oluyoruz suyun üstünde.
“Ayrılmak bir solucanın ikiye bölünmesi gibidir,”dedi, “bölündükten sonra tanımaz birbirini parçalar.”
“Bence gidenin, kalanın kucağında bir kucak kor bırakmasıdır,” dedim.