Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ceren Coşkun

Ceren Coşkun
@cerenncoskunn
22 okur puanı
Şubat 2021 tarihinde katıldı
“İnsanlar yavaş yavaş inanmamayı,güvenmemeyi,sevmemeyi ve kronik şüpheci olmayı öğrenir.Bu gerçekleştiğinde artık ne yazık ki çok geçtir.İnsanların “tecrübe” dediği şey budur.Kalbiyle bağlantısını kesmiş bir insana “ tecrübeli” denir. “ -Sigmund Freud
Reklam
Beethoven Otobiyografi
-Beethoven Copying- Öncelikle beni çok etkileyen ve herkesin izlemesini istediğim bir otobiyografi filmi hakkında konuşmak istedim. Beraber Beethoven’inhayatına dokunalım. Her sahnesinde duygulandığım ve ilham aldığım bir otobiyografi filmiydi benim için. Beethoven’ı canlandıran oyuncu seyircilere ruhu ve coşkuyu tam anlamıyla hissettiriyordu. Anlaşması zor ama bir dahi olan Beethoven işitmesini kaybettikten sonra notaların titreşimini algılayarak müziğine ve sanatına devam etmesi muazzamdı. Yanında onun besteci olan Anna Holtz başlarda korksa ve çekinse de o da Beethoven gibi olmak istediği için ona katlanır. Son sahnelerinde 9. Senfoniyi birlikte halka sunarak büyük bir başarı elde ederler. Bu başarıdan sonra Beethoven için Anna kendisine ilahi bir güç tarafından gönderilen bir melektir. Anna gitmek istediğinde Beethoven izin verse de gidemez çünkü o da Beethoven olmaya çalışıyordur. Beraber çalışmaya devam ederler. Beethoven hastalanır ve Anna ona bakar. Ölüm döşeğindeyken bir beste yazmasını ister Anna’dan . Beethoven aklındaki ilahiyi Anna ‘ya notalarla anlatır ve bunun 9.senfoniyi ölmeden tamamlayabildiği için bir şükran olarak sunduğunu dile getirir. Anna Beethoven’ın dediklerini yazar ve Beethoven orada hayata gözlerini yumar. Beethoven Anna’ya ilk tanıştıklarında ilham aldığı ve hep gidip orada beste yazdığı bir yerden söz etmiştir , doğayla iç içe . Beethoven’ın vefatından sonra Anna kapıdan çıkar ve oraya gider. Müziğin başlangıcı ve bitişi olmadığını anladığınızda artık bir sanattır. Akıp gider.
Sefa Kaplan’nın Eleştiri Yazısı
-Gölgesizlerin Gölgesinde- Güneşlenen Hayal Kırıklıkları Sefa Kaplan’nın bir eleştiri yazısı olup Kafka dergisinde yayımlanan bu metni baya bir başarılı buldum. Zaten bizim ne haddimize lakin eleştirel bir tutumla izah edecek olursam mutlaka okunmalı diyebilirim. Başlarda kitapla ilgili kısımları övse de aslında tavrı belli oluyordu. Kitabı okumasanız bile kitap hakkında yapılan eleştiri sayesinde okumuş kadar oluyorsunuz. İzlenimlere bakacak olursak Sefa Kaplan’ın deyimiyle tam bir hayal kırıklığı. Üstelik 32 baskı yapılmış ve 3 yılda hazırlanıp ödül almış bir eser.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Köşe Yazısı
Ne kadar okursan oku, bilgine yakışır şekilde davranmıyorsan cahilsin demektir.