Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
600 syf.
·
Puan vermedi
Gelmiş geçmiş en iyi mini dizi seçkimde bir numarada olan Nuremberg'i tahtından eden Çernobil dizisinden sonra ben 3 yaşımdayken gerçekleşen felakete dair benim de binlerce izleyici gibi ilgim arttı. Türkçe yayın sayısı çok kısıtlı olduğundan Svetlana Aleksiyeviç ve Andrew Leatherbarrow'un her ikisi de çok değerli kitaplarından başka herhangi bir yazılı kaynaktan istifade edememişken gazeteci yazar Adam Higginbotham'ın bu kitabı ilaç gibi geldi. Felaketin öncesi, içeriği ve sonrası ve hatta çok sonrasıyla ilgili tam donanıma sahip kitap vakanın ilgilileri için mükemmel bir kaynak. Ayrıca mini dizide çizilen Dyatlov ve Legasov portrelerine ilişkin hislerimizi de sorgulamamızı sağlayacak olan ipuçları veriyor. Son olarak bu tip çok seveceğim bariz olan kitaplarda yaşadığım çeviri sorununa şaşırtıcı şekilde bu sefer denk gelmedim. Harika bir çeviri ve çok özenli bir son okuma mevcut. Çernobil'i bizzat gezeceğim (uğruna kansere yakalanmanın bir önemi yok benim için) güne kadar bir kez daha okurum.
Çernobil’de Gece Yarısı
Çernobil’de Gece YarısıAdam Higginbotham · Epsilon Yayınları · 20241 okunma
ıy biolara çeviri mi gelmiş?
Reklam
112 syf.
·
Puan vermedi
·
1 saatte okudu
Öncelikle kitap Varoluşçu edebiyatın temsilcilerinden kabul edilen Albert Camus tarafından, varoluşçu bir felsefenin etkileriyle yazılmıştır. Kitabı bu minvalde okuyup değerlendirirsek kitabın belki de absürt ve bize alışılmadık gelebilecek yönlerini (ki buna üslubunu da dahil edebiliriz. Ben ilk başta çeviri özensizliği zannetmiştim ta ki kitabın
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2015112,1bin okunma
Kendilerine "felâsife" denilen bu kimseler, İslam dünyası içinde ilk olarak MS 9. yüzyıldan itibaren antik Yunan bilimsel-felsefi mirası, yoğun bir çeviri faaliyetinden sonra Müslüman dünyasına kazandırılmasının ardından ortaya çıkmışlardır. Bunlar o zamana kadar İslam dünyasına yabancı mantık, fizik, astronomi, metafizik, ilahiyat gibi birtakım bilim veya disiplinlerde çalışmalar yapıyor, görüşler ileri sürüyor, tartışıyor ve bütün bunları yaparken de o zamana kadar çoktan ortaya çıkmış ve gelişmiş olan fıkıh, tefsir, hadis, kelam gibi "İslami-nakli" denilen bilimlerde başvurulan yöntemlerden yapısal olarak farklı yöntemlere veya metodolojiye dayanıyorlardı. Bunlar, İslamdan önceki bir dünyada başlatılmış olan bir işi, bir etkinliği devam ettirmekte; bir ilgi ve kaygıyı sürdürmekteydiler. Tek cümleyle bu insanlar, "kendilerine intikal etmiş olduğu biçimiyle Yunan veya antik felsefeden tevarüs etmiş oldukları sorun ve konular üzerinde eski Yunan veya antikçağ filozoflarının yöntemlerini kullanarak insan, evren, toplum, Tanrı vs üzerine bilgi değeri taşıyan bazı sonuçlara varmak isteyen insanlardı." Bundan dolayı onların yaptığı işe, o işin eski dünyadaki adı olan felsefe, onların kendilerine de o işi eskiden yapan insanlara verilen feylesof adı verildi, daha doğrusu bu adlar Arapçalaştırılarak korundu.
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
1989 yılı Nobel Edebiyat ödülü sahibi İspanyol yazar Camılo Jose Cela'nın en önemli iki romanından biri. Yazar kitapta bizi yirminci yüzyılın başlarındaki İspanya'ya götürüyor ve iyi bir insanın sonu idama kadar giden kötülük öyküsünü anlatıyor. Kitapta Pascual Duarte isimli şahsın yazdığı itiraflarını okuyoruz. Pascual Duarte İspanya'nın batısındaki Portekiz sınırına yakın küçük bir yerleşim biriminde dünyaya gelir ve çocukluğu burada geçer. Tüm çocuklar gibi güzel duygular içerisinde olan Pascual'ın hayatı, öncelikle aile içindeki kötü durumlardan etkilenir. Arkasından gençlik yıllarında ise hem ailenin getirdiği sorunlar ve hem de çevresel faktörlerle değişerek dramatik bir hal alır. Sonuçta şiddete meyilli ve katil bir insan yapısı ortaya çıkar. Kitap çok akıcı ve sürükleyici olarak yazılmış. Çeviri muhteşem denecek kadar buna ayak uydurmuş. Çok kolay ve sıkılmadan, merakla okunuyor. Hatta kitabın finali bilindiği halde, yine de merakla okunuyor. İnsan psikolojisi ve ilişkileri ile ilgili bir çok mesajlar veriliyor. Ben, büyük beğeniyle okuduğum bu kitabı, dünya edebiyatındaki mutlaka okunması gereken kitaplardan biri olarak değerlendiriyorum.
Pascual Duarte ve Ailesi
Pascual Duarte ve AilesiCamilo Jose Cela · Olvido Kitap · 2021484 okunma
263 syf.
5/10 puan verdi
·
7 günde okudu
SPOİLER İÇERİR! İki genç insanın, Connell ve Marianne'in, lise yıllarından başlayarak ilişkilerini anlatan bir kitap. Arkadaşlık, aşk, sosyal hayat, aile gibi günlük hayatın konu edildiği bir roman. Motamot yapılan bir çeviri mi yoksa çevirmenin eklemeleri de var mıdır bilemiyorum ancak romanın akışında ufak pürüzler mevcut. Diyaloglar
Normal İnsanlar
Normal İnsanlarSally Rooney · Can Yayınları · 20196,2bin okunma
Reklam
Yaşamak yitirmektir" dedi. "Beden doyar ve yalnız kalır. Ruh doymaz Açtır hep. Av arar. Kuytuları sever, karanlığı. Ordan doğanlar görenlerdir. Ağıtlar veda­laşmaydı. Dünyayla ve insanla. Ne olabilirdi ki bir çeviri? Kül! Ancak kül! Gövdem gibi. ve Senin kalbinde".
Sayfa 45 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
304 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
arno strobel'in okuduğum ikinci kitabı. ilki tabuttu. Bu kitap açıkcası bol diyaloglu ve bilindik konulu bir kitap olmasına rağmen akıcı ve sürükleyici bir kitaptı. psikolojik - gerilim olmasından daha ziyade polisye - gerilimdi. tabii ben tabut kitabını daha çok beğendim. fakat iki kitapta da ciddi manada çeviri sıkıntısı var, yani çeviri kaynaklı okuyucuya o samimiyet duygusu geçmiyor.
Senaryo
SenaryoArno Strobel · Pegasus Yayınları · 202043 okunma
Bir çeviri nasıl bu kadar kötü olabilir? #Canyayınevi #Çevirmenilknurözdemir
Yalnızlığın Keşfi
Yalnızlığın Keşfi
353 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Muhteşem Haruki Murakami
Bu kadar akıcı bir dil, bu kadar güzel bir çeviri çok az gördüm. Haruki Murakami’nin su gibi akıp giden bir diğer eseri Yaban Koyununun İzinde, ilgi çekici ve heyecanlı bambaşka bir konu ile, yine olağanüstü.
Yaban Koyununun İzinde
Yaban Koyununun İzindeHaruki Murakami · Doğan Kitap · 20122,026 okunma
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.