O şehir benim için Avcı duvarında asılı ceylan derisi
Saatler/Geyikler
rüzgâr hediye edilebilseydi eğer sana rüzgâr hediye etmek isterdim. sarı yapraklı bir ormanda iki geyik havaya sıçrayıp öpüşüyor. boynuzları birbirine dolanmış. açamıyorlar. sarı yapraklı bir ormanda. Ata Nur kahve falında görüyor bunları. gizem bir geyik başı gibi uzanıyor aramızda. boynuzlarında senin karmaşan ve sana
Reklam
Kağıt endüstrisinde Müthiş bir gerileyiş tekniği Papirüs Mermer Tuğla Ceylan derisi İpek Kumaş Odun Saman Kepek
Kağıt endüstrisinde Müthiş bir gerileyiş tekniği Papirüs, Mermer, tuğla , ceylan derisi İpek, kumaş, odun, saman, kepek
Sayfa 185Kitabı okudu
Kafkasyalılar, tıpkı bir sevgiliye yazar gibi hançerleri için aşk şiir­leri yazar, adeta sevgiliyle buluşmaya gider gibi savaşa giderlerdi. Dünyanın en güzel insanları olduğu söylenen bu esmer halk için savaşmak hayatın ta kendisiydi. Hançerleriyle yaşar ve yine han­çerleriyle ölürlerdi. Cenk etmek onlar için nefes almak gibiydi. Amentüleri
Fahreddin Paşanın Kutsal Emanetleri İstanbula Ulaştırması
Fahreddin Paşa, tren yollarının tahribinden, telgraf hatlarının kesilmesinden ve benzeri sabotajlardan önce, başta Hz. Osman'in ceylan derisi üzerine yazdığı Kur'an-ı Kerim'i olmak üzere, bahası ölçülemez değerdeki "Kutsal Emanetler"i İstanbul'a ulaştırmayı başarır.
Sayfa 360Kitabı okudu
Reklam
Dumrul iki oğluna baktı. Çocuklar ceylan derisi üzerinde yuvarlanıyor, birbirlerini dişleyip ısırıyor, çekiştirip bağrışıyorlardı. Sevinç ve mutluluktan gözleri parlıyordu.
Sayfa 29 - tomurcuk yayınlarıKitabı okudu
Bunların hiç birini Özal icat etmedi, Osmanlı’dan beri var bu halktan toplayıp, Lagara Paşa’ya kese kese altın hibe etme dangalaklığı. Vergi vermeyi kim sever? Niye verelim? Kolay mı denkleştiriyoruz biz o üç kuruşu? Vergi neymiş? Milletvekilleri kıçlarını ceylan derisi koltuklara koysunlar diye niye para veriyoruz biz? Bunun için aç parantez ceylanlar öldürülüyor kapa parantez.
Neden alim yetiştiremiyoruz? Prof.Dr. Mehmet Akif Koç’un konuşmasından geniş bir özet sunuyoruz: Hicri ilk üç asırda ne zaman ne gerekmişse ulema onu görmüş ihtiyacı karşılama teşebbüsüne girişmişler. Mesela Hicri dördüncü asırda İbn-i Nedim’in fihristiyle karşılaşıyoruz, daha önce yok. Dört asır boyunca bütün alanlarda ilim kaleme alınmış,
128 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.