Uzun zamandır herhangi bir kitabı okuyamıyordum. Okuyamıyordum diyorum çünkü kazan gibi olan kafam ve içinde kaynayanlar yeterince vaktimi alıyordu. :)
Sonra karşıma bu kitap çıktı ve şimdi kendime soruyorum; memnun olmadığım bu hayatı gece kütüphanemde ben seçmiş olamaz mıydım? Neden bu hayatın güzelliklerine odaklanmak yerine yapamadıklarımı, avucumdan kayıp gidenleri, geriye döndüremediklerimi, unutamadıklarımı düşünüyordum?
Miladım olan bu kitaba ve Matt Haig’e kucak dolusu sevgilerimle 🧚🏼♀️
Benim canım seyahatler çekmiyor. Ben nereye gittiğini bilmediğim otobüste, kulaklığımı takıp akıp giden yolu seyrederken hayatımın kritiğini yapmak istiyorum.
Birbirinize tek kelime etmeden sadece gözlerinizin içine bakarak anlaştığınız insanlar ne kadar uzakta olursa olsun, eğer birbirinize ihtiyacınız varsa bunu hissedersiniz. O insanları asla kaybetmeyin.