MASA DA MASAYMIŞ HA Adam yaşama sevinci içinde Masaya anahtarlarını koydu Bakır kâseye çiçekleri koydu Sütünü yumurtasını koydu Pencereden gelen ışığı koydu Bisiklet sesini çıkrık sesini
Sayfa 7 - Adam Yayınları
BU ÇAĞ Tâ derinden bir ses: Arşın türküsü, Bu sestir her anda dinmeyen çıkrık. Bu seste sonsuzun yüce örgüsü, Bu seste âlemi dirilten çığlık: Kaldır soysuz yasağı; Parçala alçak ağı, Tut çek candan bıçağı, Gelsin Saadet Çağı
Reklam
Modem teknoloji sadece daha hızlı üretmekle kalmaz, aynı za­ manda dünün zanaat yöntemleriyle hiçbir şekilde üretilemeyecek ürünler ortaya koyar. En iyi Kızılderili örekesi bile günümüzdeki çıkrık kadar ince ve düzgün bir iplik eğiremezdi
İki yıldız arası göğe asılı hamak..... Uyku, uyku... Zamansız ve mekansız, uyumak. Uyumak istiyorum başım bir cenk meydanı; Harfsiz ve kelimesiz düşünmek Yaradanı. İlgisizlik, her şeyden kesilmiş ilgisizlik; Bilmeyiz ki, en büyük ilme denk bilgisizlik. Usandım boş yere hep gitmeler, gelmelerden; Bırakın uyuyayım yandım kelimelerden! Göz kapaklarımda gün, kapkara bir kızılıık; Kulağımda tarihin çıkrık sesi, bin yıllık. Bir yurt ki bu, diriler ölü, ölüler diri; Raflarda toza batmış Peygamberden bildiri. Her gün yalnız namazdan namaza uyanalım; Bir dilim kuru ekmek, acı suya banayım! Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla! Yaşaya dursun insan hayat dediği zanla...
Uyumak İstiyorum İki Yıldızın Arası Göge Asılı Hamak... Uyku, Uyku...Zamansız Ve Mekansız, Uyumak. Uyumak İstiyorum; Başım Bir Cenk Meydanı; Harfsiz Ve Kelimesiz Düşünmek Yaradanı. İlgisizlik, Herşeyden Kesilmiş İlgisizlik; Bilmeyiş Ki, En Büyük İlme Denk Bilgisizlik. Usandım Boş Yere Hep Gitmeler, Gelmelerden; Bırakın Uyuyayım, Yandım Kelimelerden! Göz Kapaklarımda Gün, Kapkara Bir Kızıllık; Kulağımda Tarihin Çıkrık Sesi, Bin Yıllık. Bir Yurt Ki Bu, Diriler Ölü, Ölüler Diri; Raflarda Toza Batmış Peygamberden Bildiri. Her Gün Yalnız Namazdan Namaza Uyanayım; Bir Dilim Kuru Ekmek; Acı Suya Banayım! Ve Tekrar Uyuyayım Ve Kalkayım Ezanla! Yaşaya Dursun İnsan, Hayat Dediği Zanla...           
Necip Fazıl Kısakürek
Necip Fazıl Kısakürek
Mahatma Gandhi bir örnektir. Büyük Britanya devletini bitiren adamdır. Neyle? Bir çıkrık, bir keçi ve basit bir Hindistan giysisiyle... O bitirmiyor, kader bitiriyor, onu da vazifelendiriyor. Benim hayattan anladığım budur. Hayata istiğnayla bakmak çevrenizdeki herkesi etkiler. Neticeyi Cenab-ı Hak verir, siz tedbirinizi alacaksınız...
Reklam
Masa Da Masaymış Ha...
Adam yaşama sevinci içinde Masaya anahtarlarını koydu Bakır kâseye çiçekleri koydu Sütünü yumurtasını koydu Pencereden gelen ışığı koydu Bisiklet sesini çıkrık sesini Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
O bir ince saz gibi bükülür, rüzgarı gösteren pervane gibi döner, bir çıkrık tepesi gibi dansederdi.
O bir ince saz gibi bükülür, rüzgarı gösteren pervane gibi döner, bir çıkrık tepesi gibi dansederdi.
Sayfa 20
Ancak asıl şaşılacak olan başka, Devinimi yavaşlasa da sayıca; Aldırmadan kurşun ayaklarına, Öyle çabuk döndü ki göz göremedi Derken yavaşladı gizli bir güçle, Bir inç ilerliyor şimdi anca bir saatte. Çıkrık ve baca, hep yan yana Bırakmadılar birbirini asla.
Reklam
1820'de Fransa veya Britanya'da elle çalışan çıkrık yerine buharla çalışan çıkrık kullanan bir iplik işçisi, sanayileşme öncesindeki meslektaşının tam yüz katı iplik üretebiliyordu. Verimlilikteki bu artış, dokumacılıkta görülmemiş bir şeydi.
Sayfa 18 - say yayınları, birinci baskı, çeviren: nurdan soysal, 2021, sirkeci
Çıkrık
affet! edison’u çarpan ilk elektrik kadar masum benim de kalbim!
Sayfa 23 - canKitabı okudu
Büyük bir oda. Bahçeye açılan bir pencere Ortada bir masa Yanda bir kapı Daha birkaç şey: Örneğin bir yunus balığı camdan, bir heykel Sabah. Duvarda gün tanrıları Rezneler, sedef otları, küpe çiçekleri görünür pencereden Görünür ama görünmez Yani hiçbir şey yerinde değil pek. Bugün ne? Salı! O bile yerinde değil Bir bardak, bir sürahi yerinden
Masa Da Masaymış Ha...
Adam yaşama sevinci içinde Masaya anahtarlarını koydu Bakır kaseye çiçekleri koydu Sütünü yumurtasını koydu Pencereden gelen ışığı koydu Bisiklet sesini çıkrık sesini Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu Adam masaya Aklında olup bitenleri koydu Ne yapmak istiyordu hayatta İşte onu koydu Kimi seviyordu kimi sevmiyordu Adam masaya onları da koydu Üç kere üç dokuz ederdi Adam koydu masaya dokuzu Pencere yanındaydı gökyüzü yanında Uzandı masaya sonsuzu koydu ..... Uykusunu koydu uyanıklığını koydu Tokluğunu açlığını koydu Masa da masaymış ha Bana mısın demedi bu kadar yüke Bir iki sallandı durdu Adam ha babam koyuyordu
Sayfa 52 - Yapı Kredi Yayınları
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.