Kalanlar, Tezer Özlü'nün hayattayken yayımlanmadığı kısa öyküleri içeriyor. Öykülerle birlikte onun o kendine çeken cümleleri de var kitabın son sayfalarında.
Çok fazla kitap okuyan insanlar eninde sonunda kendi 'yazar' veya 'şair'ini bulacağını ümit eder. Tezer Özlü'nün kitaplarını okurken fark ettim de ben buldum kendimi.
Canım Tezer... Ne desem bilemiyorum, kelimelerimin yetersiz kalacağını biliyorum yalnızca. Bir girdaptaymışsın meğer, çıkması zor olan.
Tezer Özlü'nün kitapları bir hikaye, bir roman veya bir deneme değil. Tamamen o, ondan 'Kalanlar'.
Zamanın dayanılmazlığı, yaşamanın vermiş olduğu acı, varoluşun sorgulanması, intihar düşüncesi, aklını yitirme derecesine gelme, baskı, çıldırış, başkaldırı, çocukluk, an, kaçış, arayış, bulamayış, bilinmezlik... İşte tüm bunların hepsi 75 sayfalık bu kitapta ama en çok da Tezer Özlü'nün içinde.
Özlü ile tanışmayan varsa şiddetle tavsiye ediyorum kitaplarını. Onun dünyası aslında birçoğunuza yabancı gelmeyecek ve kendinden bir şeyler bulacak.
"Aşk çoğu zaman aşk değil, evrensel mekanik çarkların dişlileri arasına sıkışmış zavallı bir çığlıktı.
Hayat bir kumardı ve acı büyük oynardı.
Bayan Tutku başını kaldırdı. Elleri şakaklarında kenetlenmiş, dudakları titrek, o mutlu haberi işitmek istercesine her bir yüze yalvarırcasına baktı. Ve içlerinden bir ses haykırdı. NABIZ ATIYOR! ...
Enstitüye İnciler
Nasıl ki dünya da ki tüm kitaplar bir yana Don Kişot bir yana diyorsam, türk edebiyatında bugüne kadar yazılmış yazılacak tüm romanlar bir yana Saatleri Ayarlama Enstitüsü bir yana diyorum. Övmelere doyamayacağım bir roman yinede deneyeceğim;
Roman çıldırış sonrasını anlatır. Roman da mantık aranmamalıdır. Bina doğudan batıya geçişi simgeler nitekim binanın yerine aslında bir cami yapılacaktır ve cami doğunun temsilidir. Enstitü ise batıyı yakalamak adına yapılmış bir binadır. Bina üç katlıdır ve katlar arasına merdiven koymak unutulmuştur. Bu da bir semboldür. Tanzimat öncesi, tanzimat ve cumhuriyet dönemlerini temsil eder katlar aralarında bir bağ yoktur, bir birinden kopuk dönemlerdir. Doğu ile batı arasına sıkışan insanın trajedisi anlatılır. İronik bir eserdir. Tanpınar'ın huzur romanının devamı niteliğindedir. Biri çıldırış öncesi huzursuzluğu, diğeri çıldırış sonrası huzuru temsil eder. zaman olarak da ikisi uçları temsil ederler. Romanda babasızlık sorunu da temel konudur. Adlar soyadlar hepsi semboliktir.
Hayri irdal; hayırlı işler yapan anlamına gelen ismi ve irdelemek kökünden gelen bir soyadı vardır. Halit ayarcı ise ayardan gelen soyadı ile dolandırıcı, kurnaz, işbaz insanı temsil eder. Dr. ramiz'in ismi ise bilgili, akıllı, zeki anlamına gelir ki o aydın insanı temsil eder. İnsanın değersiz olduğu anlaşılmıştır o dönem edebiyatında ve bu şekilde iğneleyen ironik bir eser yazılmıştır.
Bazen bazı yazarları, kitapları daha önce neden okumadım diye bir kendime küfür ediyorum. Edgar Allan Poe'yu çizgi romandan okumama rağmen şu an bu haldeysem adamın yazdığı diğer şeyleri okuyunca ne halde olacağım hiç bir fikrim yok.
Ntv çizgi roman serisinden pek çok kitap okudum ve aralarında en, EN çok beğendiğim bu oldu. Çizimleri olsun, hikâyeler olsun, her şey o kadar güzeldi ki okurken okurken hafifçe tırsıyorsun. Bence güzeldi ki bence 2018 favorilerin arasına adını altın harflerle yazdırdı. Çok fazla şey anlatmak istiyorum kitapla ilgili ama susmakta istiyorum çünkü biliyorum kütüphanede bir yerlerde yazarın tüm hikâyelerinin tek bir kitap altında toplandığını görmüştüm. Onu okuduktan sonra daha uzun bir çıldırış yaşayacağım.
Kitaba puanım: 5/5 ⭐⭐
Kısa Hikayeleri: Kuzgun, Morgue Sokağı Cinayetleri ve DiğerleriEdgar Allan Poe · NTV Yayınları · 2011142 okunma