Benden Sonra Anılarda Annelik
İnsan, duygularının her birini anlamına göre renk renk boyayıp, rengine göre yaşayabiliyorsa, mesela acılara kara, umutlara mavi, hayallere beyaz kanatlar takarak yaşamayı biliyorsa, SAÇLARININ NE RENK OLDUĞU, içindeki fikirleri alıcısına göre bazen düzleştirip bazen kıvırcıklaştırıp bazen ise dalgalandırarak aktarabiliyorsa; SAÇLARININ ŞEKLİ, yaşadığı olaylardan ümitsizliği tırnak gibi törpüleyebiliyorsa; TIRNAĞINDAKİ OJE VE MANİKÜR, karşısına çıkan olumsuz her vakada olayları rötuşlayabiliyorsa; GÖRÜNTÜSÜNDEKİ GÖRSELLİĞİ, karşısındaki sıkıntılı dönemde olan bir insan ise, yaklaşımını estetikle istediği esnekliğe getirebiliyorsa; YÜZÜNDEKİ DERİN ÇİZGİLER, KAZ AYAKLARI, her insana her duruma farklı farklı pencerelerden bakabiliyorsa, O İNSANIN GÖZLÜĞÜNÜN KARE, DAİRE YA DA DİKDÖRTGEN OLMASININ hiç önemi kalmıyor... Çünkü o insan süslenmesi gereken yerleri süslemiş, boyanması gereken yerleri astarlayıp boyamış, düzeltilmesi gereken yerleri zımparalamış, toplanması gereken değerleri bir bir toplamış, dışını değil, içini çekici hâle getirmiş ki her önüne gelen kirletemesin diye.
Empedokles, Öklid, Heraklit, Evliya Çelebi
_Empedokles_ _Nasıl ki ressamlar çeşitli boyaları uygun oranlarda karıştırıp sayısız şeylerin, örneğin ağaçların, kuşların hatta tanrıların resimlerini yaparlarsa, aynı şekilde doğa da dört öğeyi farklı miktarları karıştırıp varlıkları meydana getirir. _Her şeyin kaynağı 4 element. Parlayan Ateş(Zeus), Hayat veren Hava(Hera), Toprak(Hades),
Reklam
Adil ve adaletsiz, iyi ile kötü ve tüm düşüncelerin vede güçlerin beşiğinde durmaksızın akan zamanın kaotik odağına saptanmış ayakta uyuyanlarız biz. Kim gözlerimizin önüne alkış yapıp bizi bu dalgınlıktan kurtaracak, kim için bu dalgınlık yada kim bizleri bu hale getirdi. Fanustaki balıklar gibiyiz hepimiz odak noktamızdan çok ötelere dalmışız her açıdan. Doğru ve yanlışın tam aksini yapanların yani bizlerin doğruluk ve yanlışlarla ilgili vaazleri boş değil mi ? Yada gelecek vaadleri. Ne yaptığımızı gerçekten bilmiyoruz. Maalesef ki bilmiyoruz. Olanları ve olacakları düşünmüyoruz. Geleceğe dair bir çizelgemiz yok. Ama bizi çizmişler çizgifilm karakteri gibi oynatıyorlar bizi. Ve çizgifilm gerçekte nasıl algıları, kontrolleri ve düşünceyi bozuyorsa aynısı bizler içinde geçerli. Herşey kabullenmekten ziyade HERŞEYİ artık. Kabullenmelerin sonucunu hüsranla görünce kabullenememek ne garip değil mi ? Düşünmüyoruz işte... Bunlar ve buna benzer her şey birbirine aittir fakat zıt eylemlerdir. İnsan kendi içindeki zıt eylemleri kavrayabilmeli öncelikle... Kavrayabilirsek ne fanusun içindeki balık gibi oluruz ne de akan zamanın kaotikliğine saptanmış ayakta uyuyanlar. İş işten geçse bile iş gene işe gelecek gelmeli başka çaresi yok... İlker Bağır
Barış Özcan:Pantheon'un Gizemli Gözü
       ℙ𝔸ℕ𝕋ℍ𝔼𝕆ℕ'𝕌ℕ 𝔾İℤ𝔼𝕄𝕃İ 𝔾ÖℤÜ 𝐓ü𝐦 𝐭𝐚𝐧𝐫ı𝐥𝐚𝐫ı𝐧 𝐭𝐚𝐩ı𝐧𝐚ğı>>PANTHEON "𝓡𝓸𝓶𝓪'𝔂𝓪 𝓼𝓮𝔂𝓪𝓱𝓪𝓽 𝓮𝓭𝓮𝓷 𝓿𝓮 𝓟𝓪𝓷𝓽𝓱𝓮𝓸𝓷'𝓾 𝔃𝓲𝔂𝓪𝓻𝓮𝓽 𝓮𝓽𝓶𝓮𝔂𝓮𝓷 𝓫𝓾𝓭𝓪𝓵𝓪 𝓸𝓵𝓪𝓻𝓪𝓴 𝓰𝓮𝓵𝓲𝓻 𝓿𝓮 𝓫𝓾𝓭𝓪𝓵𝓪 𝓸𝓵𝓪𝓻𝓪𝓴 𝓰𝓲𝓭𝓮𝓻." ●Yunanca’da  Pan tüm, theos ise Tanrı demektir. Dolayısıyla bu tapınak Tüm Tanrıların Tapınağı olarak adanmıştır. ●Pantheon Tapınağı, dönemin
Kitabın içindeki o aleme o kadar dalıyorum ki ; Sonsuz çizikler atmak istediğim satırların altını bile çizmeye bir lahza dahi olsa zaman ayıramıyorum 😃 ,
JOSEF STALİN-DİYALEKTİK VE TARİHSEL MATERYALİZM Diyalektik materyalizm, Marksist-Leninist partinin dünya görüşüdür. Doğa olaylarına yaklaşışı, onları inceleme ve anlama yöntemleri diyalektik, doğa olaylarını yorumlayışı, bu olayları kavrayışı ve teorisi materyalist olduğundan, bu dünya görüşü, diyalektik materyalizm adını almıştır. Tarihsel
Geri16
69 öğeden 61 ile 69 arasındakiler gösteriliyor.