Çevrenin kesin gerçek ısı düzeyi kadar, güneş ışınlarının doğrudan doğruya vücut üstündeki etkisinin de büyük rolü vardır, iklimin tüylerin dökülmesine uygun, yani orta sıcaklıkta, olduğunu kabul etsek bile, bu işin bütün et yiyiciler arasında, ne için sadece çıplak maymunun başına geldiğini açıklamakta güçlük çekeriz. Şimdiye kadar bu soruya
Avcı maymun, toplumsal alanda da benzerleri ile anlaşmak ve işbirliği yapmak zorunda kaldı. Yüz ve ses ifadeleri daha karmaşık bir biçim alıyordu. Kullanmaya başladığı yeni silahlarla, kendi topluluğu içinde saldırıları önleyecek etkili tedbirlere başvurması gerekecekti. Öte yandan, belirli bir üssü savunmak zorunda kaldığı için rakip gruplara
Reklam
Çıplak maymun türü, büyük bir araştırıcılık niteliğine sahiptir. Dolayısıyla, gelişmeyi başaramamış bir toplum, bir anlamda "hayırsız çıkmış" sayılabilir.
Bir körün iki gözü olması,onun kör olmaması demek değildir.
Hayvan öldürmek değil, yenmek ister. Saldırganlığın amacı yok etmek değil, hâkim olmaktır ve bu konuda diğer türlerden temel bir farklılık gösterdiğimiz söylenemez.
Sayfa 148Kitabı okudu
Reklam
Karı koca kavgalarında, kadının yere atıp kırdığı vazo, aslında kuşkusuz, kocanın paramparça edilmiş kafasıdır. Şempanze ve goriller de, çevrelerindeki dalları ve bitkileri kopararak benzeri bir gösteri yapar. Bu da önemli görsel etkisi olan bir harekettir.
Sayfa 137Kitabı okudu
Bir tür yaşamını sürdürecekse, kendi cinsinden hayvanları öldüremez. Tür içi saldırganlıkların kısıtlanması ve denetlenmesi zorunludur ve de türün avlanma silahları ne kadar kuvvetli ve amansızsa, tür içi çatışmaları önleyici tedbirlerin de o kadar sıkı ve sağlam tutulması gerekir. Toprağa ilişkin hiyerarşik çatışmaların "orman kanunu” budur. Bu kanuna uymayan türlerin soyu çoktan tükenmiştir.
Sayfa 135Kitabı okudu
Bir eylemi ritmik olarak tekrarlamak, onu daha bilindik ve “güvenilir” yapmaktadır. İçe dönük kişi, birbiriyle ilgili olmayan çeşitli hareketler yapmak yerine en iyi bildiği birkaç harekete sığınır. “Hiç risk almazsan hiçbir şey elde edemezsin,” atasözünün ondaki karşılığı; "Hiçbir riske atılmadım, hiçbir şey de kaybetmedim" dir.
Sayfa 122Kitabı okudu
Akıllı bir çocuk babasını tanıyabilir ama gülen çocuk annesini tanıyan çocuktur.
Sayfa 100Kitabı okudu
Reklam
Diğer bir emzirme zorluğu da bazı çocuklarda görülen ve "memeyle savaşma" olarak adlandırılan davranıştır. Bu durumda anne, genellikle çocuğun süt emmek istemediği kanısına varır gerçekte çocuk, var gücüyle emmeye çalışmakta ama boğulacak gibi olduğundan memeyi bırakmak zorunda kalmaktadır. Çocuğun başının, memede, azıcık bile olsa yanlış tutulması, memenin, burun deliklerini kapamasına sebep olur ve böylelikle, ağzı dolu olan çocuk nefes alamaz. Bu durum, emmek istemediğinden değil, havasız kalmasındandır.
çocuk büyütme konusunda inanılmayacak başarılara eriştik. Ölümün kontrol altına alınmasını sağladık ve şimdi bunu, doğum kontrolü ile dengelemeliyiz. Önümüzdeki yüzyıl içinde, cinsel alışkanlıklarımızda bir değişiklik yapmak zorunda kalacağız gibi görünüyor. Ama bunu, bu alışkanlıkların başarısızlığa uğramış olmasından dolayı değil, fazlasıyla başarılı olmasından dolayı yapacağız.
Kulak memelerinin varlığı, genellikle, eskiden sahip olduğumuz büyük kulakların bir kalıntısı olarak açıklanır. Ancak öteki primat türlerine bakarsak, onlarda böyle etli bir kulak memesinin varlığına rastlamayız. Kulak memelerinin bir kalıntı olmasından öte, cinsel uyarma etkisiyle kızardığı, şiştiği ve aşırı derecede hassaslaştığı göz önüne alınırsa, sadece yeni bir cinsel uyarı merkezi yaratmak amacıyla geliştiği görülür. (Bu küçük et parçasının oynadığı rolün şimdiye kadar bu açıdan pek önemsenmemiş olması şaşılacak bir şeydir. Ne var ki, kadın da erkek de, sadece kulak memesinin uyarılması sonucu orgazma varır.)
En besili ev kedisi bile bir kuşun üzerine atlama şansına sahip olmak ister.
Girdiğimiz yirmi birinci yüzyılın dünyası açgözlülük, zengin ile yoksul arasında muazzam eşitsizlikler, ırkçı ve milliyetçi şovenist önyargılar, barbarca uygulamalar ve korkunç savaşlar dünyasıdır. İşlerin her zaman böyle olduğuna, dolayısıyla başka türlü olamayacağına inanmak çok kolaydır. Böyle bir mesaj çok sayıda yazar, düşünür, politikacı, sosyolog ve psikiyatrist tarafından her yerde dile getirilmektedir. Bunlar hiyerarşi, itaatkârlık, açgözlülük ve zorbalığı, insan davranışının 'doğal' özellikleriymiş gibi betimliyorlar. Gerçekten de bunları, tüm hayvanlar âleminde sözde genetiğin 'yasaları'nca empoze edilen sosyo-biyolojik zorunluluklar olarak görenler vardır. Çok sayıda popüler, sözde 'bilimsel' ucuz kitap, insanlardan çıplak maymun' diye söz ederek (Desmond Morris), 'öldürücü zorunluluk' diyerek (Robert Ardrey) ve daha karmaşık bir üslupta, tüm bunların 'bencil gen' tarafından programlandığını ileri sürerek (Richard Dawkins) bu tür bir görüşün propagandasını yapar.
767 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.