Bir zoolog olarak, şehir sakinlerinin davranışlarını incelediğimde bana bir şeyi hatırlattılar; dar evlerinde yaşarken bana vahşi ormanları değil, hayvanat bahçesine tutsak edilmiş hayvanları. Kentin, betondan bir orman olmadığına, insanların tutsak edildiği bir hayvanat bahçesi olduğuna karar verdim...
...bütün büyük teknolojik ilerlemelere rağmen aslında basit biyolojik bir unsuruz. Dahiyane fikirlerimize ve aşırı kendini beğenmişliğimize rağmen, hayvansal davranış kuralları içinde hareket eden basit hayvanlarız.
Bugün sürdürülen bu faaliyetlerin amacının, avı vurmaktan çok, rakipleri yenmek olduğu, avlanan hayvanın, kendi türümüzde en çok nefret ettiğimiz kişiyi temsil ettiği ve onu, avlanan bu hayvan durumuna düşürmek istediğimiz iddia edilmektedir.
Dişiler çoğu kez erkeklerin "arkadaşlarına katılmasına" itiraz eder, bunu aileye karşı bir çeşit sadakatsizlik olarak görürler. Ama bu yanlıştır. Bu davranış, sadece, türün erkek erkeğe avlanma eğiliminin çağdaş ifadesidir.
Bizim türümüzde çocuksu davranışların itaatkâr yetişkinlerce benimsenmesine en çok kur yapma döneminde rastlanır. Birbirine kur yapan çiftlerin "bebekçe konuşma”ya yöneldikleri görülür. Bu, ebeveyn olacaklarından değil, çiftin birbirlerinde koruyucu anne ve baba duyguları uyandırma, dolayısıyla saldırgan duyguları (ürkütücü duyguları) bastırmaya çalışmalarındandır.
Hayatımız boyunca heyecan verici yeni dürtülerle dost bildiğimiz eskiler arasında çabalayıp dururuz. Yeni sevgisini kaybedersek hiç ilerleyemeyiz. Yeni korkusunu yitirdiğimizde felakete düşüveririz.
Yeni şeyleri çekici bulmaya yatkınlık, neophilia (yeni sevgisi) olarak adlandırılmıştır. Karşıtı da neophobia'dır (yeni korkusu). Bilinmeyen her şey, tehlike ihtimalini de getirir.
Modern şehir hayatı yüzünün arkasında yaşayan bildiğimiz çıplak maymundur. İsimler değişmiştir sadece: "Avlanmak" yerine "çalışmak", "av alanı" yerine “işyeri, "in" yerine "ev", "çift kurma" yerine "evlenme", "paylaşımda olunan arkadaş" yerine "eş" demek gerekmektedir.
Bir zoolog olarak, şehir sakinlerinin davranışlarını incelediğimde bana bir şeyi hatırlattılar; dar evlerinde yaşarken bana vahşi ormanları değil, hayvanat bahçesine tutsak edilmiş hayvanları.