Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Bu çileyi sonunda bitirip kurtulduğum için o kadar mutluyum ki anlatamam. Seri tüm duygularımı sömürdü, çiğnedi ve tükürüp attı. Tek ve son güzel yanı ilk kitaptı gerisi tamamen bir eziyetti, okuyanada yaşayanada :((
Kitap gereksizce uzatılan gerçek anlamda talihsiz serüvenler dizisiyle doluydu. Asla kötüye karşı kazanmayı beceremediler. Bir kere de ufacıkta olsa birşeyi başarsınlar yahu bu kadarda olamaz ama.
Hep yanlış zaman, yanlış insan, yanlış mekan...:(
Aklınız ve vaktiniz çoksa lütfen onları benim gibi bu seriye harcamayın. Elinize geçecek olan şey safi sinir harbi, başka hiçbirşey değil.
Serinin ilk kitabına bayılmıştım, herşey keyifli, heyecanlı ve dozunda bir tempoda ilerlemişti. Ama bu kitapta o ilerleme süreci o kadar yavaş ve o kadar #dramaqueen triplerine bağladı ki okurken sabrım ve tadım tuzum baya kaçtı. Dolayısıyla atlaya atlaya okuyaraktan bitirdim kitabı.
Yazar küçük ve bana göre önemsiz olayları çok uzatarak, dallandırıp budaklandırarak yazmış. Zaten fantastik dünyalar detaylarla dolu birde gereksizce olayları bu kadar uzatması ne yazık ki okuma isteğimi ve heyecanımı köreltti.
Ayrıca çok güzel seven ve değer veren adamlar olan Audric ve Harkan'ı çok fena harcadılar buna da çok kızgınım :(( Mis gibi adamları ne hallere soktu bu drama queenler.
Velhasılı bu kitaptan büyük bir hevesle beklediğim heyecanı ve keyfi hiç alamadım umarım son kitapla yazar yerle eksen ettiği dünyayı ve benim duygularımı toplayabilir:))
Okuyup göreyim o zaman.
Fantastik serilere bayılıyorum helede güzel, akıcı ve sürükleyici ise elimden bir saniye bile bırakmak istemiyorum. #öfkelidoğan kesinlikle bu özelliklere ve fazlasına sahip bir kitaptı, herşeyine bayıldım.
Bin yıllık zaman farkıyla yaşayan Rielle ve Eliana nın doğuştan gelen güçleri yüzünden kraliçe olmaya doğru giden hikayelerini dönüşümlü olarak (ki her dönüşümde tabiki en heyecanlı yerinde son buluyor) okuyoruz. Dolayısıyla kitabı okurken heyecan, merak ve korku hep tetikte bekliyor. Bu anlatım tarzına sahip okumaları çok seviyorum.
Kitaptaki iki güçlü kadını da çok sevdim (belki Eliana ya birazcık gıcık olmuşta olabilirim tabi :) )O yüzden serinin devamını okumaktan biraz tırsıyorum kesin yanlış seçimler, yanlış kararlar verip bir çuval inciri ve insanı mahvedecekler :((
Neyse korkunun ecele bile faydası yok o zaman okuyup göreyim.
Güzeldi
Genel olarak güzel bir seri, konusu gerçekten çok iyi ve karakterlerin de işleyişini başarılı buldum. Bu kitapta konu bazen arapsaçına dönse de ve bazı noktalarda ‘olmamış’ dedirtse de genele baktığımda fantastik seven herkesin okuması gereken bir seri olduğunu düşünüyorum. Rielle, Corien’in de etkisi ile tanrısal sanrılar içine düşüyor ve yazar da bunu okuyucuya çok iyi aktarmış. Kalbi kırık, sevilme ihtiyacı olan herkes gibi ilgiyi nerede gördüyse oraya yöneliyor Rielle, tıpkı bir insanın yapacağı gibi. Eliana ise Corien’in işkenceleri altında zihinsel bir gelişim süreci gösteriyor ki bence bu kısım çok uzundu. Daha çabuk kurtulmasını beklerdim ancak yazar, gücünü kullanamıyor olmasını sağlam bir nedene bağladığı için bu durum bir noktada anlaşılır kalıyor. Simon’a daha farklı bir rol biçilebilirdi, yani olayı bu noktada dramatikleştirmek istemiş sanırım yazar ve aslında bunu da iyi bir nedene bağlıyor ama tam da bu sebeple Corien-Eliana bölümleri fazla uzun olmuş. Yine de genele baktığımda heyecanla okuduğum bir kitap oldu. Okuduğum için de mutlu olduğum bir seri diyebilirim.
Kitabı çok karmaşık buldum, pek beğendiğimi söyleyemem. Okudukça değişir umuduyla devam ettim ama sonuna kadar sanki hiç konunun içinde değildim. Belki bu tarzlara aşina olmadığımdandır.
Epik Fantastik Açlığıma Deva Buldum
Öncelikle gözlerimden mutluluk gözyaşları akıyor çünkü uzun zamandır böyle güzel bir fantastik okumamıştım. Daha daha da özele indirgemek gerekirse daha güzel bir ilk kitap okumamıştım çünkü genellikle serilerin ilk kitapları hep giriş kitabı havasıyla diğer kitaplara oranla eksik kalıyor ama bu, anlatılmaz yaşanır.
Kitabımız iki ana karakter olmak üzere bir suikastçı ve bir soylunun bakış açılarından dönüşümlü olarak anlatılıyor. Aralarında yüzyıllar var ve biz anlıyoruz ki bu iki kadın bir şekilde yollarını, amaçlarını birleştirecek.
Kitabın artı yönleri olmakla beraber kesinlikle harika diyebileceğim pek bir özelliği yok. Güçlü kadın olmak eli silah tutmak, suikastçı olmak, dik başlı olmak olarak lanse edilmemeli bu yüzden baş kadın kahramanlarımıza güçlü kadın demenin gereksiz olduğunu düşünüyorum. İlişkiler bazında sağlı bir ilişki kurulduğunu insanların bazen özel alanlara sahip olması gerektiğini anlattığı ve bunu normalleştirmesi hoşuma gitti. Kitapta bir çeşitlilik mevcut homoseksüellikten heteroseksüelliğe, cilt rengi ve fiziksel olarak farklılığa kadar bir çok unsur olması da güzel noktalar arasında.
Büyüleri ve Arcanium denen sistemi hala anlamamış olsam da diğer kitaplarda bunun açıklayıcı olacağına inanıyorum o yüzden seriye olan inancım tam.
Elena Simon tarafından ele geçiriliyor ve corienin altında eziyet ve işkence görüyor,gücünü kullanırsa Simon empiriumu kullanabilecek geçmişe portal açıp corieni geçmişe yollayacak bu sayede corien rielleyi daha iyi manipüle edecekki rielle intihar etmesin.
Ludivienin insan olma isteğiyle ölümsüzlüğünden kurtulmak istemesini okuduk ancak corien saldırınca korkuyor ölümden ,bu ne çelişki ?
Simonin bölümleride saçmaydı.Simon kahin altında işkence görüyor ki coriennzihninde planları görmesin, Elena corienin eli altinda işkencesini goruyorki kendi gücünü geliştirip geçmişe döndüğünde annesiyle yüzleşecek gücü olsun.
Ben bu kitabı hiiiic sevmedim.Nereden tuttuysam elimde kaldi.En yavaş okuduğum kitap oldu sanırım.Riellenin bölümlerinden nefret ettim.Gucunden dolayı tanri kompleksinde, corienin zihin manipülasyonu altında ,nereye çekilse oraya gitmesine sinir oldum.Ozellikle corienin intikam uğruna onu maşa olarak kullanması ve bunu aşk kisvesi altında yapmasına rağmen ikiside birbirlerini seviyorlarmis ? Ha nasi yani ? Yaptığı cinayetler ,yalanlar ortaya serilince audrici terkedip corienle hamileyken beraberlik yaşaması ise tek kelime ile igrencti.Ben zaten hem manipüle edip hem kullanıp hemde seviyor kelimesini anlayamıyorum.Bu sevgi değil ama yazar öyle adlandırılıyor.Incelemeyi bitiremeyecegim bile o denli rezaletti.
Yorumum baştan sona spoiler iceriyor.
Rielle geçidi onarmak için büyülü nesneleri topluyor.Eliana ise kendi gücünü kullanmayı öğrenip geçmişe giderek annesini uyarıp geleceği değiştirme derdinde Simon ile geçmişe yolculuk ettiginde ise her şey sarpa sarıyor.Coriense riellenin beynini yıkama ve kendi tarafına çekmek için planlarına olduğu yerden devam ediyor.Ludiviene ise kendi bedenini istiyor bu nedenle tüm gerçekleri rielle ile paylaşmıyor corien ile aynı amaçları uğruna manipüle ediyor.Her ne olursa olsun rielle aşırı bencil kibirli bir karakter kendi gucunun onu tanrı konumuna soktuğunu düşünüyor o ve sevdiği kişi hariç herkes böcek gözünde.Halbuki empirum gücünu anlık kullanmasa dikkati dagilsa boğazı kesildiği an olup gidecek.Kitabi okurken zevk aldım ama riellenin bölümlerini okumak zordu güç sarhoşu bencil bı karakter.
Eliana kendini keşfetti annesinin gücünü kabullendi ve onun gibi canavar olmadığını onun suçlarının kendini tanimlamasina izin vermediğini kabullenerek karakter olarak gelişim sağladı.Ancak o son sahne beni dehşete sürükledi kafamda tonlarca soru kurtulabilecek mi ?Kahinin kimliğini öğrenebilecek miyiz ? Simonin amacı ne ? Rielle ne zaman audrici öldürüyor....
Üçüncü kitabı okumak için sabırsızlanıyorum.
Melekler melezler tayflar büyü canavarlar ne ararsanız bu kitapta var.Kitap başlarken direk bı aksiyon ile başlıyor ve hiç hız kesmiyor kesinlikle çok eğlenceliydi bu yönden.İlginç bı sekilde bu kitapta melekler kötü olanlar sırf kanatlı oldukları için mi melek tabiri konulmuş o kısımdan emin değilim.
Buyunun hakim olduğu bı evrendeyiz ve yedi
Rielle büyük bir kalp kırıklığı ile hayatının aşkı Audric’i, en iyi arkadaşı Ludivine’ı, evi olan Baingarde’ı ve halkını geride bırakarak kötü melek Corien’in yanına gitti.Çünkü içinde her ne kadar Güneş’in gücünü taşısa da aslında Kan’ın gücünü daha çok benimsediğini büyük bir acıyla fark etti.Artık kötünün yanında ve bu kötülük, Geçit’i yıkıp Dip Dünya’ya hapsolmuş bütün melekleri serbest bırakmasını istiyor ki savaş başlasın ve tüm dünyalara hükmedebilsinler.
Eliana, İmparator’un yani Corien’in eline düştü çünkü Corien, bin yıl önce Rielle ile başaramadığı yükselişi Eliana’nın güçlerini kullanarak başarmak niyetinde.Corien’in planına göre, Eliana’nın gücü sayesinde Simon zaman ipliklerini örebilecek ve böylece zamanda geriye gidip Rielle’i geri getirip planını kaldığı yerden devam ettirebilecek ve böylece hem savaşı hem de kaybettiği aşkı geri kazanabilecek.Ancak işler Corien için hiç de öyle düşündüğü gibi yürümeyecek, ne bin yıl önce Rielle ile ne de bin yıl sonra Eliana ile.
Böylece, yanlış bir zamanda yapılan yolculukla başlayan macera, doğru bir zamanda yapılan yolculuk ile daha da efsanevi bir maceraya dönüşüyor.
Mükemmeldi, süper ötesiydi ne desem az.Bu iki güçlü kadını çok özleyeceğim.Sadece Rielle ve Eliana’yı değil Simon, Audric, Zahra, ve Ludivine’ı da.Corien her ne kadar kötü ve başına gelenleri haketmiş de olsa onu da ayrı bir sevdim.İyi ki okumuşum, çok güzel bir final kitabıydı.Yazar ve seri favorilerime girdi.Empirium üçlemesi, Gölge ve Kemik serisini hatırlattı bana çoğunlukla, bir ara tekrar okumasını yaparım belki.