Kafeste korkudan aklını kaçırmak üzere olan çocuğun, bir anda milyonlarca insanı öldürmeye yetkili olması, ölümü bile anlamsız, sıradan ve olağan kılmıştı.
"Şimdi buradayım. Her şeyin uzağında. Hiçbir savaşım yok. Hiçbir görevim yok. Hiçbir şeyi de doğrulamaya çalışmıyorum. Duruyor, odanın yarı karanlığına bakıyor, bekliyorum. Kocaman bir düğmeyi kendine dar gelen bir ilikten geçi..."
Siz hiç ölmeye yattınız mı? Dem vurup uykunun kollarında aradınız mı kardeşi ölümü?
Her şey Aysel'in şafak
Ah, sen keşke sen olsan !
Ne var ki değilsin, canlar canı,
Değildik üstelik tanıdığım da değilsin
Dilerim böyle yaşamaktan ölümü yeğlersin
Bu güzel yüzünü başka birine vermelisin.
Şu emanet güzellik böylece son bulmazsa,
Benliğin, sen öldükten sonra yaşatır seni;
Bir çocuğun olursa sürdürür, hiç olmazsa,
O tatlı varlığıyla senin güzelliğini,
Kimse canım bir evi bırakmaz çürümeye
Görkemini şerefle ayakta tutmak varken,
Kış günlerinde azgın bora öldüresiye,
Sonsuz ecel ayazı, onu yaman sarsarken.
Ah! Bu israf sevgilim. Sen kendinden bilirsin
Babam var diyosun ya; bırak oğlunda desin.