SEVGİLİM HAYAT Yüzüme bak ve yüzümü hırpala yüzümü değiştir, dağlı bir anlatım bırak sen her hafta oglunu legende yıkayan hayat yaban, diri memelerinden ısırmak
Anne-babaları kendini kötü hissettiğinde çocuklar ciddi biçimde cezalandırılır, iyi hissettiğinde ise evin altını üstüne getirseler bile yakayı sıyırabilirler. Yani ceza, çocuğun ne yapmış olduğuyla değil, ebeveynin kendini nasıl hissettiğiyle ilintilidir.
Reklam
SU’YLA DANS EDEN / Erdal Doğan
yollar geçiyor içimden, “gitmek” üstüne kurulmuş yaşamlar... hep bir yolda buluyorum kendimi bu yüzden, hep gitmek diyorum, dursam da, beklesem de hep gitmek diyorum yalnızlığına gitmek... sonra ağaçlarından geçiyorum çocukluğumun; yeşil, kırmızı, mavi renkli günlerinden sarı gecelerine ulaşıyorum; öfkeyle yağan yağmurlarından geçiyorum, korkuyorum, korkumu gizliyorum kendimden, “yapma çocuk” diyorum, çocuk yapıyor ama, o beni dinlemiyor, beni dinlemeyen çocuğu seviyorum, ellerimde sıcaklığı kalıyor, bölerek söylüyorum, baba anne, diyorum, “kışlalar doldu bugün”ü söylesene diyorum... baba anne söylüyor, mahalle dinliyor, kışlalar boşalıyor... kara bakışlı, güler yüzlü, parmakları ince, yürekleri kederli kadınlar geçiyor içimden sonra. birbirlerine benziyor bu kadınlar. aslında hepsinin aynı kadın olduğunu düşünüyorum. acılarımızı, acılarında biriktiren ve böylece çoğalan kadınlar. tanrım diyorum, güneşi ve çocuklarını esirgeme onlardan, diyorum. sonra koşarak bir yokuşu geçiyorum. su’yun sesini duyuyorum. bir çeşme akıyor kendince. ve bağıra çağıra çocuklar geliyor, su’yun sesi kayboluyor. aslında su kaybolmak istiyor. çocuklara bakıyorum, kendimi görüyorum aralarında. ıslanmayan yerim kalmamış. su’yla dans etmişim yine, diyorum. ve su’yla dans edenin yalnızca ben olmadığını fark ediyorum. seni görüyorum, su’yla dans eden seni. deniz geçiyor içimden diyorum, dans ederek...
Sayfa 72
Ne yaparlarsa yapsınlar da, beni lanet bir mezara tıkmasınlar. Pazar günleri millet gelip karnınızın üstüne bir sürü çiçek filan koyacak, daha bir sürü zırvalık. Öldükten sonra çiçeği kim ne yapsın? Yani...
Çamaşırcı Cennet
Çamaşırcı Cennet, kirli bir yatak çarşafına doldurduğu bekâr çamaşırlarının yükü altında eve ağır ağır gelirken, yeni icat çamaşır makinelerini düşünüyordu: Bu gâvur icadını memlekete ne diye sokmuşlardı sanki? Eskiden ne iyiydi. Güm güm gümleyen zengin konaklarından haber haber üstüne gelir de, bin ricadan sonra, nazla giderdi.
528 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Öyle güzeldi ki her bir sayfası, bir çırpıda bitti. Son sayfalara geldiğimde bitmesin diye yavaş yavaş okumak için elimden geleni yaptım ama kitabın akışı buna izin vermedi. Sanki bir filmin ortasına düşmüşüm gibi hissettim. Yazarların önceki kitaplarını okumuştum, kalemlerinin çok iyi olduğunu bildiğim için Kefen'i okumakta acele etmedim.
Kefen
KefenŞehnaz Haşimoğlu · Dokuz Yayınları · 2020740 okunma
Reklam
1.000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.