Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Biraz yorgunum, kavgaları birikiyor insanın Her uzvundan ayrı ayrı taşıyor acısı zamanla Yaşımdan yorgun, yaşımdan telaşlıyım bugünlerde Kaç yaşındayım sahi saymadım, bilmiyorum Belki kırklarımdayım belki otuzlarımda Belki de doksan sene yuvarlandım bu dünyanın sırtında Hiç bilmiyorum Hayat taviz vermediği hızı ve kavgasıyla akıp gidiyor Baharın rahiyasından akıp coşan çiçeklerle hatırlıyorum lise yıllarımızı Kimimize kış, kimimize bahar olup canıyla değen babalarımızı Bu memlekette insanlar belki de en çok baba sancısıyla inliyor, en çok baba deyince aklımıza gelir çocukluğumuz Mazinin araladığı perdeden sızıyor eski günler Onlarla kavgalı onlarla sevdalı olduğumuz En çok baba yokluğunun hüsranıyla kızıyormuş zaman ayrılığın yarasını İnsan baba olunca anlıyormuş babasını
Dil ve Bilinç Dilsel iletişimimiz her zaman bir bağlama sahiptir. Bu bağlam, en başta anne ve çocuk arasındaki duyumsal iletişimdir, bunun yerini daha sonra toplumsal örgü alır. Yetişkin insanın dil merkezi çoğunlukla beynin sol yarısında yerleşmiştir. Küçük çocuklarda ise durum farklıdır. Asimetri ancak yaşamın üçüncü ve yedinci yılları
Reklam
Nostalji
"Eğer bir maniniz yoksa, annemler bugün size gelecek." Ne de çok duyardık bu sözü! Hepimiz, o dönemlerdeki çocukluğumuz boyunca annelerimiz tarafından haber vermek üzere komşuya mutlaka en az birkaç kez gönderilmişizdir. Haber vermek için gönderildiğimiz o kapının açıldığı ana kadar çektiğimiz heyecan belki de hâlâ hepimizin aklındadır.
Sayfa 10 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
Her şey akıyor...Çocukluğumuz, gençliğimiz, yaşlılığımız dostlarımız, düşmanlarımız. İçinde yaşadığımız dünya, nehirler, dağlar, bulutlar, gezegenler, yıldızlar, bütün alem...Hiçbir şey durmuyor...Durduramadığımız, asla durduramayacağımız bir yolculuk devam edip gidiyor. Herşey ayarlanmış, her varlık program dahilinde akıyor, birşeye, biryere gidiyor...
Nostalji
Leblebi Tozu Güzeldi leblebi tozu... Manyakçaydı evet, tehlikeliydi evet, ama güzeldi işte! Aslında ya sarı tozlar güzeldi ya da çocukluğumuz onu güzel kılıyordu. Hangisi olduğununa karar vermek çok zor... Öyle ya da böyle bayıla bayıla yerdik. Kaç defa boğazımıza kaçarak ölme tehlikesi geçirdik kimbilir... Birçok çocuk, leblebi tozu yerken ölümden dönmüştür. Amma çok eğlenceliydi işte, gerisi hikaye!...
Sayfa 44 - Birharf YayıncılıkKitabı okudu
Ve sessiz harfler. Çocuklar. Çocukluğumuz. Onlara müteşekkiriz. Saklı kitabı kalplerinde taşıdıkları için.
Sayfa 6 - Timaş yayınları
Reklam
içimde büyüttüm çocukluğumu çocukluğumuz yapıyorum artık yüzüm thales'in yüzü ufalana ufalana eski bir aşkı örtüyorum yeni ayrılıklarla yeniden merhaba diyorum nasılsın diye soranlara yeniden sıkıyorum uzatılan eli pençelerimle..
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.