Burhan zordur, bilirim, gördüm birkaç, ama sen dedi, durup Azizin yüzüne yumuşakça bakarak, sen iyi bir çocuk olduğundan günlerin de iyi geçiyor dedi. Bak yüzün değişmedi, onların yüzü hep değişirdi, sertleşirdi, kararırdı. Sen gönüllü olduğun için gönlün kırılmadı, onlar iddia peşinde olduklarından Allah da iddiayı sevmediğinden, iddianın hırsını yüzlerine tersinden yapıştırdı. Geldiklerinden hep daha kötü gittiler, iddia ile inat ile geldiler, Allaha yol öğretmeye geldiler ,beni gör demeye geldiler, kör olup gittiler, daha düzelmezler. Sen iddialı değilsin, yapıyorsun, iyi bir çocuksun, senden razıyım dedi.
Sayfa 335Kitabı okudu
gelecekteki hayatının nasıl şekille­neceğini şimdiden görmesi mümkün olmayan bir çocuksun sen daha. ve hayal dünyanda geleceğinle oynamamalısın!
Reklam
Bir çocuksun sen, bedeviler gibi ezberindeki şiirlerle bulmak zorundasın çölde yitirdiğin yolu...
Susan bir çocuktan daha büyük tehdit Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada
Yalnız kendisini kumral saçlar, yeşil gözler arkasında saklıyordu. Sonra arada sırada bu güzel akşam simasıyla görünmeye başladı. Şimdi tamamen bu çehresi, bu daha çok sevdiğim çehresiyle yanımda kaldı. Öteki çehresi varken bazı kendi onun arkasına saklanıp beni bırakıyordu. Şimdi hep beraber, fakat o çehresini de ne kadar sevdim. Gel, dua edelim, Refik Cemal. Bugün pek fenalıklar yaptık. Eminim, eminim, yıldızlar şimdi solacak, gel şurada el açalım. Pencere açık, elini ver! Zarar yok, Allah bizim beraber olduğumuzu görsün. Eğer senin günahların benden çoksa ikimizinki bir olsun, olmaz mı? Fakat ne küçüksün! Elim belinde duruyor, başın omzumda, sen bir çocuksun. Halbuki sen, bu sabah büyüktün ve saçların, ziyası görünmez zulmetler gibiydi. Gözlerin, karşıki sevgili kestanelerin sevimli kabuklarına benziyordu. Şimdi yemyeşil gözlü bir çocuksun.
BABA UNUTUR W. Livingston Larned Dinle oğlum, Bunları sana sen uyurken söylüyorum. Küçücük elini yanağının altına sokmuşsun, nemli alnındaki sarı lülelerin yapış yapış ıslak. Odana bir hırsız gibi süzülerek girdim. Birkaç dakika önce kütüphanede oturmuş gazetemi okurken vicdan azabım nefes kesen bir dalga gibi üstüme geldi.
Sayfa 42 - Kitabın içinden küçük bir hikâye.Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.