Sen gittikten sonra da şiir okudum ben. Çok şiir okudum. Çoğu zaman seni anmak için.
Uzun zaman sonra ilk kez anlaşıldığımı hissediyordum. Bu kabul etmesi güç bir histi, neticede çoğu zaman ben bile kendimi anlamıyordum.
Sayfa 17 - Olimpos, Aurora, RussKitabı okuyacak
Reklam
“Ben yaralıydım, paramparçaydım, o zaman beni eve alıp bana baktı, yemek pişirdi. O şekilde bağlamaya çalıştı beni. Çoğu insan o şekilde bağlanır. Minnet duyarlar, borçlu hissederler kendilerini; kelepçenin en berbatı da budur.”
"Sinir benim en sevdiğim duygu.Vücudumun en az yüzde yetmişi sinir. Ben çoğu zaman sinirimin refakatçisi olarak yaşıyorum. "
Çoğu zaman ben
Ya da kitaplar dinlemek isterseniz size ilginç öyküler anlatır kitaplar.Ama insanlarla konuşurken durum başka,öylesine tuhaf şeyler söylerler ki,konuşmayı nasıl sürdüreceğinizi bilemezsiniz.
"İnan bana, gringa, çoğu zaman ben kendi kendim olmuyorum ki."
Sayfa 200
Reklam
"Peder Feliciano saf iyilikten ibaret. Ben iyi değilim. Ona göre her şey iyi. Tamam Peder Ambrósio, unutacağım, unutmaya çalışacağım. Çünkü affetmeye inanmıyorum." "Unutmakla affetmek arasında ne fark var?" "İnsan affedince her şeyi unutur. Ama sadece unutursa çoğu zaman sonradan o şeyler tekrar su yüzüne çıkar."
Sayfa 124
Gün içinde ve gece ve çoğu zaman ve her zaman, ben :/
Sizi dinlemiyorum aslında dinleyemiyorum. Kafam çok karışık. Allak bullağım. Sanırım bir sarsıntı geçiriyorum ve bunu bile belli edemeyecek kadar yığılmış, çökmüş durumdayım.
Sayfa 4 - Everest YayınlarıKitabı okuyor
Ben gençliği birçok cömertçe duygulara kapıldığına ama bunların çoğu zaman sürekli olmadığına inanıyorum. Bu duygulardan hele bazıları, doyum sağlanınca hemen uçup gider.
"Çok mutluyum, haklısınız. Ama bu mutlulukla ne yapacağım? Yalnız başıma benim için biraz fazla bu. Ben daha mütevazı mutluluklara alışkınım - çoğu zaman akşamları bir kitabım olur, bir arkadaşım, güzel bir mektubum, biraz da müziğim. Aslında bunlardır benim mutluluk diyebileceğim şeyler. Çoğaldıkları zaman onlarla ne yapacağımı bilemiyorum - başkalarıyla paylaşmak istiyorum. Bunca mutlulukla ne yapacağım?
Reklam
Şüphesiz, bazı yerlerde rüşvet alan, çalıştıkları hastanelerden en çok bu bakımdan faydalar sağlayan, hastalarını ihmal eden, hatta mesleğini unutan doktorlarımız da vardır. Doğru, böyleleri var; ama ben çoğunluktan, daha doğrusu zamanımızda hekimlik dünyasını kaplamaya başlayan havadan, tutulan yeni yoldan söz ediyorum. O meslek hainleri, o koyun postuna bürünüp sürüye karışmış kurtlar, kendilerini aklamak için ne derlerse desinler, mesela çevrenin baskısından şikâyet etseler, her zaman, her zaman haksızdırlar; hele bunların yanında bir de insancıllıklarını kaybetmişlerse… Çünkü insancıllık, şefkat, hastaya karşı kardeşçe merhamet göstermek, hasta için çoğu zaman ilaçtan daha gereklidir.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Vefa
Biliyor musun Süleyman?.. O gün bambaşka bir gündü. O gün, mümin ile münafıkın belli olduğu Uhud günü gibiydi, Sultan Alp Arslan’ ın Uhud’u… Sultan düşmüş, ben düşmüştüm. Yediğim hançer ciğerimi delmiş, gözümün ferini söndürmüştü. Kolumu bile kıpırdatamıyordum. Birileri “ Sultan öldü.. Sultan öldü.." diye bağırıyor, kaçışıyorlardı. O an sanki Uhud’daydım. Okçular, birbirlerine bakıp “ganimet , ganimet” diye bağırıyor, tepeyi terk ediyorlardı. Atlılar, piyadeler kaçmış, müşrikin bir Peygambere taş atıp yüzünü başını yaralamıştı. Mübareğin dişi kırılmış, ağzı kan dolmuştu. “ Canım sana feda olsun” diyenlerin çoğu kendi canlarının derdine düşmüş “Peygamber öldü.. Peygamber öldü” diye bağırıyor, kaçışıyorlardı. Ben o an Abdullah bin Cübeyr gibiydim, tepeden inen okçuları tutamıyor, yerimden bile kımıldayamıyordum. Birden bir ses duydum. Sanki Uhud’un eteklerinden Enes’in sesi, Esma’nın haykırışı çınlıyordu kulaklarımda… “ Bre, siz niye ölmediniz, niye hala yaşıyorsunuz?..” İşte son hatırladığım buydu. Sonra bayılmışım…
Sayfa 34 - Kronik Yayınları
Okul disiplininden bahsettiğimde bana genellikle şu soru sorulur: "O zaman, sen olsan ne yapardın?" Eğitim alanında çalışan kişilerin çoğu, bunun farklı bir biçimde yapılmasının çok zor olduğunu söylerler. Ben de buna katılıyorum. Az sayıda öğretmenin çok az destekle, devletin çok fazla talebiyle ve çok fazla çocukla çalışması çok zor. Ama olanaksız değil.
"Evde çoğu zaman yemekleri ben yapıyorum." "Öyle mi?" dedi şaşırmış gibi. "Neden ki?" “Çünkü ben tek kızım," diye mırıldandım. "Ev işlerinin çoğu be nim üstüme kalıyor." "Yani?" diye karşılık verirken hâlâ sırtı bana dönük bir şekilde yemekle uğraşıyordu. "Bir vajinaya sahip olmak seni otomatik olarak bi ocağa ya da lanet bir süpürgeye dönüştürmez," dedi başını iki yama sallayarak. "Tanrım, anneme bu saçma cinsiyetçiliği yapmayı aklımdan bile geçirsem hayalarımı keserdi." "Bu hayata karşı düzgün bir bakış açısı," dedim sözleriyle heyecanlanırken. "Hayata karşı olması gereken tek bakış açısı bu," diye düzeltti Johnny.
Sayfa 402 - Martı Yayınları, Shannon ve JhonnyKitabı okuyor
İnsanlar çoğu zaman benim düzenbaz olduğumu düşünürler. Oysa ben her zaman dürüstüm. Ama öyle bir şekilde dürüstüm ki çoğu zaman kimse bana inanmaz.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.