38 syf.
5/10 puan verdi
"İnsan ölmek için doğar." Emıle Zola'dan okuduğum ilk eser. Yazarın dili sade ve akıcı. Eserin sayfa sayısı bir hayli az. Toplamda 38 sayfadan oluşur. Bu kitapta 5 olağan ölüm öyküsü var. Tüm hikayeler kısa. Kahramanlar, hayatlarının ölüm levelinde mercek altına alınmış. Süreç; başkahraman tanıtımlarının ardından karakterin sade bir şekilde ölmesi şeklinde ele alınıyor. Bu insanlar farklı statülere, finansal kaynaklara, evlatlara ve eşlere sahipler. Fakat benzer bir yaşam gerçeğiyle yüzleşiyorlar. Ölümle! Hikâyelerde dikkatimi çeken ölen kişilerin yakınlarının umarsızlıklarıydı. Ölen küçük oğullarının yanında içki içen bir aile, karısının öldüğüne değil de dükkânının bir gün kapalı kalmasına içerleyen bir eş! Başta çok şaşırdım, her ölüme nedensiz ağlayan ben bile bir hikâye hariç hiçbir duygu hissetmedim. Emıle Zola, bu basit kurgunun arkasına kesinlikle güçlü bir ana fikir saklamış olmalı! Bence ana fikir ölümün olağanlığında saklı. Yazar ölümün olağanüstü koşullar gerektirmediği, herkesin bir gün öleceği ve ölüm bedeni sardığında başka nedenlere sığınmak yerine kabullenmek gerektiğini basit hikâyeler silsilesiyle anlatmış. Kitapta ilgimi çeken bir nokta var. Toprağın insana randevu vermesi... İnsan doğunca aynı zamanda toprağa dönmek için ondan bir nevi randevu alırmış. Çok garip!
Nasıl Ölünür
Nasıl ÖlünürEmile Zola · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202415,9bin okunma
320 syf.
·
Puan vermedi
Bilimin sıkıcı olacak derecede ciddi ve imkânsıza yakın derecede zor bir uğraş olarak görülmesi yaygın bir durum. Bu yüzden çoğu zaman en iyisinin bilimi bilim insanlarına bırakmak olduğu düşünülür. Çoğu insan siyaset üzerine az çok fikir yürütür, pek çok insan kendince şiir ya da öykü yazarken bilim genellikle girilemeyecek ya da girilmemesi
Hınzır Bilimcinin Laboratuvarı
Hınzır Bilimcinin LaboratuvarıSean Connolly · NTV · 20118 okunma
Reklam
80 syf.
·
Puan vermedi
Fikir üretme konusunda çok kısa ve öz bir kitap. Hatta uzun bir makale olarak bile düşünülebilir. Büyük bir fikri olan kısa bir kitap - fikir üretme ve geliştirmede adım adım süreci takip etmek mümkündür. Young bir reklamcıdır ve kitap öncelikle reklam verenlere yöneliktir, ancak yaratıcı bir alanda fikir üretme sürecine odaklanmak isteyen herkes için yararlıdır. Yazar, yeni fikirler üretmenin ardındaki iki ana ilkeden bahseder (a) bir fikir, eski bileşenlerin bir birleşimidir ve (b) eski unsurları bir araya getirme kapasitesidir. yenisi ilişkileri görme yeteneğine bağlıdır ve bunu başarmak için beş yöntem sunar. Süreç beş adımdır: 1) fikirler için materyal toplayın; 2) ilişkilere bakmak için malzemeyi çiğnemek; 3) malzemenin süzülmesine izin vermek için her şeyi bir kenara koyun; 4) fikrin ortaya çıkmasını bekleyin; 5) fikri gerçek dünya koşullarına uydur. Bu teknik basit ama etkilidir ve fikir edinmekte zorlanan herkes için faydalıdır. Bunun bilimsel bir kitap olmadığını bilmelisiniz. James Webb Young, yaratıcılığın nasıl çalıştığına dair herhangi bir bilimsel çalışma yürütmedi. Deney yok, rastgele deneme yok, istatistiksel anlamlılık yok, hiçbir şey yok. Kitabı kendi deneyimlerine ve iç gözlemlerine dayanarak yazdı. Bunu aklınızda tutmalısınız. Onun yöntemi herkes için işe yarıyor mu? Bilmiyorum. Mantıklı geliyor? Bu yine bir kanıt değil, ama kitaba bir göz atmanızı öneririm. Okumak bir saatten az zamanınızı alır. Buna değer olabilir. Bu güzel küçük kitabı okuyun ve tekniği deneyin.
İyi Fikir Bulma Tekniği
İyi Fikir Bulma TekniğiJames Webb Young · Mediacat Yayınları · 2007161 okunma
“Maaşın ve iaşen ne kadar asker?” “Maaş on üç lira yirmi yedi kuruş, iaşe yirmi dört lira seksen altı kuruş” “Cevap doğru ama tekmil vermedin!” Miktarını ezberlememiz gereken bir maaşımız bile vardı. Ama bu gururumuzu incitiyordu. Evet, küfürler, hakaretler ve aşağılamalardan arta kalan birkaç gram gururumuz kalmıştı. İncinecek kadar vardı. Çünkü
Bu adamların hepsi büyük bir tezat ve ikilik içinde çırpınıyorlar. Hiçbiri sırtında taşıdığı ve muhafazaya mecbur olduğu mevki veya payeyle ahenk hâlinde yaşamıyor. Kafaları, zekâ itibarıyla olsun, yarım yamalak bilgileri itibarıyla olsun, merhamete muhtaç bir hâlde. Şahsiyetleri kırpıntı bohçası gibi. Her şeyleri iğreti, her vasıfları, her kanaatleri iğreti... Basit bir insan, mesela hiç okuması yazması olmayan bir köylü, bir amele, lalettayin bir adam bunlardan çok daha mükemmel bir bütündür. Çünkü o adam, mesela Hasan Ağa, Hasan Ağa olarak düşünür, böyle yaşar. Hükümleri hayatın verdiği birtakım tecrübelerin neticesidir ve kendine göredir. Konuşurken karşında Hasan Ağa'dan başka kimse yoktur. Fakat bu efendilerin hiçbiri kendisi değildir. Fikir diye ortaya attıkları her şey, kafalarına rastgele doldurdukları hazmedilmemiş, acayip, birbirine zıt bilgilerin tahrip edilmiş şekillerinden ibarettir.
Sayfa 254 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
480 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitabımız katil ağzından başlıyor, ilk kurbanıyla birlikte kasabada yaşanan olayları birer birer okuyoruz. Kitap, iki kişi ağzından anlatılıyor. Katilin kim olduğunu bilmiyoruz ama onun ağzından kurbanlarını neye göre seçtiğini, ne tür duygular hissettiğini okuyoruz. Sanırım konu, içerik bakımından söyleyeceklerim bu kadar. Gel gelelim
Oyuncak Müzesi
Oyuncak MüzesiEmre Gül · Guardian Yayınları · 202461 okunma
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.