KUR’AN-I KERİM’İN BELAGAT MUCİZESİ İslam öncesi Araplarda şairler önemli bir sosyal statüye sahipti. Şairler yılın belli zamanlarında bir araya gelir, kalabalıkların önünde şiirlerini okur ve yarışırlardı. Arap edebiyatının başköşesinde şair otururdu. Kur’an’ın indirilmesinden itibaren, şiirin önemli şehri Mekke’de insanlar art arda şaşkınlık dalgası yaşadılar. Mekkeliler ümmî bir adamın söylemesine imkân olmayan bu sözler karşısında ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Hayret içindeydiler çünkü Hz. Muhammed’in (sas) söylediği sözler sıradan şeylere benzemiyordu! Devrin mevcut şiir ve nesirlerinden çok ötede, harika bir dizayn ve üsluba sahipti. Kur’an Arap dili ve üslubuyla konuşuyor, muhataplarının anlaması için hükümlerini sadelik içinde izah ediyor, itiraz edeceklerin itirazlarını daha başından çürütüyor, kâinattan misaller veriyor, insan psikolojisine dair çarpıcı tespitlerde bulunuyor ama daha da ilginç olanı, bütün bunları o güne kadar görülmemiş bir ifade sanatı ve belagat kudretiyle gerçekleştiriyordu. Diyanet İşleri Başkanlığı
Zihin Toparlamaca
Bel fıtığı ameliyatımın üzerinden bir ay geçti. Zannettiğimden, beklediğimden daha yavaş olsa da bedenen toparlanırken zihnen de toparlanmam gerekiyor, diyerek kitabın kapağı açıldı. Aslında bir diğer sebep de; arada bir gelen, acaba fıtık tekrarladı mı, ameliyat başarısız mı oldu, diye beni siterese sokan ağrılarımın olmadığı zamanlarda, oturmam
Reklam
#ayet
Diyanet Takvimi Ön Yüz: “...Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme...” (Bakara, 2/286) De ki: Andolsun, bu Kur’an’ın bir benzerini ortaya koymak üzere ins ü cin bir araya gelseler, birbirlerine destek de olsalar, onun benzerini ortaya getiremezler. (İsrâ, 17/88) Diyanet Takvimi Arka Yüz: KUR’AN-I KERİM’İN BELAGAT MUCİZESİ İslam öncesi Araplarda şairler önemli bir sosyal statüye sahipti. Şairler yılın belli zamanlarında bir araya gelir, kalabalıkların önünde şiirlerini okur ve yarışırlardı. Arap edebiyatının başköşesinde şair otururdu. Kur’an’ın indiril- mesinden itibaren, şiirin önemli şehri Mekke’de insanlar art arda şaşkınlık dalgası yaşadılar. Mekkeliler ümmî bir adamın söylemesine imkân olmayan bu sözler karşısında ne yapacaklarını bilemiyorlardı. Hayret içindeydiler çünkü Hz. Muhammed’in (sas) söylediği sözler sıradan şeylere benzemiyordu! Devrin mevcut şiir ve nesirlerinden çok ötede, harika bir dizayn ve üsluba sahipti. Kur’an Arap dili ve üslubuyla konuşuyor, muhataplarının anlaması için hükümlerini sadelik içinde izah ediyor, itiraz edeceklerin itirazlarını daha başından çürütüyor, kâinattan misaller veriyor, insan psikolojisine dair çarpıcı tespitlerde bulunuyor ama daha da ilginç olanı, bütün bunları o güne kadar görülmemiş bir ifade sanatı ve belagat kudretiyle gerçekleştiriyordu. T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı
walter lewin hakkında kitaptan alıntılar
Fizik Aşkına
Fizik Aşkına
Vücudunu bir deney ekipmanı gibi kullanır. Her zaman dediği gibi, "Ne de olsa bilim fedakârlıklar gerektirir." Kesik çizgileri çizme yöntemi bazı öğrencileri o kadar kendin- den geçirmiş ki, "Some of Walter Lewin's Best Lines" (Walter Le- win'in En İyi Çizgilerinden Bazıları) başlıklı komik bir YouTube vi-
Kültürel düzeyde yok edicinin kadınların ışığını çalmak amacıyla fikir ve duyguları nasıl şekillendirdiğine dair birçok örnek verebiliriz. Doğal algılamanın yitirilmesiyle ilgili en çarpıcı örneklerden biri, kuşaklarca kadında annelerin kadın olmanın en temel ve fiziksel yönü olan aybaşı kanamasını öğretme, buna hazırlama ve hoş karşılama geleneğini kızlarına aktaramamasıdır. 30 Hem bizim kültürümüzde hem de başka birçok kültürde, İblis mesajı öyle değiştirmiştir ki, ilk kan ve ardından gelen bütün kan döngüleri hayranlıktan çok aşağılanmayla kuşatılmış bir hale gelmiştir. Bu, milyonlarca genç kadının mucizevi bedenle ilgili miraslarını yitirmesine ve onun yerine ölmekte, hastalanmış ya da Tanrı tarafından cezalandırılmış oldukları korkusuna kapılmalarına neden olmuştur. Kültür ve kültürün içindeki bireyler İblisin değiştirip çarpıttığı mesajı sorgulamadan almış ve onu çok daha fazla etkili olacak şekilde aktarmış ve böylece kadının duygusal ve cinsel olarak duyumlarının arttığı bu dönemini, bir utanç ve cezalandırılma dönemine çevirmişlerdir.
Suç milletin değil, liderin!
Nasıl Yönetilirseniz Öyle Olursunuz! Toplumsal sıkıntıların ve kaynağının neler olduğunun dile getirildiği, tartışıldığı birçok mecliste genelde ifade edilen bir sözdür; “Nasılsanız öyle yönetilirsiniz.” Bu söz, toplum olarak karşı karşıya kaldığımız sıkıntıların kaynağının kim ya da ne olduğunu ortaya koyan bir muhtevaya sahiptir. Bu söz
Reklam
Bu kitapta geçmişe uzanan bir yolculuğa çıkıp İslâm öncesi Türk tarihi ve töresinde kadının sosyal statüsünden Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasına katkı sağlayan Bâciyân-ı Rûm’a, Türk tarihinde kadın velîlerden modernleşme sürecinde Osmanlı kadınına değin pek çok çarpıcı gerçekliğe tanıklık edeceksiniz. Öyle ki Alay’ın taçsız kraliçesi Kırgız kadınlarının simgesi Kurmancan Datka’dan Uygur tarihinin meşhur kadın kahramanı Dilşad Hatun’a, Milli Mücadele döneminin sembol kadınlarından Şerife Bacı’dan Osmanlı’da musikinin en önemli kadın bestekarlarından biri olan Dilhayat Kalfa’ya, Buhara Melikesi Kabac Hatun’dan Türk-İslâm tarihi boyunca anne ve kızlarımızın adlarını taşıyarak şerefyâb oldukları Hz. Hatice’den Hz. Fâtıma’ya, Osmanlı tarihinin en güçlü ve en etkili kadınlarından olan Hürrem Sultan’dan Osmanlı hânedanı mensupları arasında yetişen tek kadın şair Âdile Sultan’a, maarifperver bir Türk kadını olan Hanife Hanım Melikova’dan Rusya Türkleri arasındaki kadın hareketinin önderi Şefika Gaspıralı’ya, Aziziye Kahramanı Nene Hatun’dan II. Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemi edebiyatının önemli temsilcilerinden Halide Edib Adıvar’a kadar Türk tarihinde iz bırakan kadınların hikayesini bu arşivlik çalışmada görebileceksiniz
Arthur Schopenhauer
Arthur Schopenhauer
Yazarlar; meteorlar, gezegenler ve sabit yıldızlar olarak sınıflandırılabilirler. Bir meteor bir an için çarpıcı bir etki yapar. Yukarıya bakar ve "Orada” diyerek bağırırsın ve ardından sonsuza dek görmezden gelirsin. Gezegenler ve gezgin yıldızlar daha uzun bir süre kalırlar. Genellikle sabit yıldızların ışığını yansıtırlar ve daha önceden tecrübe edilmemiş halleriyle hayrete düşürürler; ama bu sadece yakın olmalarındandır ve bulundukları yerdeki verimlilikleri çok uzun süreden beri devam etmekte değildir; hayır, verdikleri ışık sadece yansıtmakta olduklarıdır ve etki alanları sadece yörüngeleri ve çağdaşları arasındadır. Etkileri bir değişiklik ve bir hareket için ve ancak birkaç yıl anlatılacak bir dönem içindir. Sabit yıldızlar gökyüzündeki yerlerini sürekli olarak güvenle koruyanlardır; kendilerinden olan bir ışıkla parıldar, etkilerini bugün de dün olduğu gibi sürdürürler, genellikle çok yıllar öncesinden bu yana bu yeryüzündekilerce ışıkları görülebilmektedir.
Dördüncü beşinci altıncı Ve en nihayetinde geldi işte Yedinici yargı reformu paketi Ama siz kendinize yine de bir avukat bulundurun Mahkemelere düşmeyin Olaylara karışmayın. Aynısı biz insanlar için de geçerli. Olaylar ve zamlar içimizden geçse de Hissetmemişliğie vererek Biz küskün yalnız biz yanlış anlaşılmalardan muzdarip konuşası kaçık
Bence dünyanın en güzel kargosu kitap kargosu :)) 🥰 Saygın Ersin beni hayrete düşüren bir yazar. Özellikle Piri Lezzet’den sonra bu üç seri olan kitabını çok merak ediyorum. Masalsı , harika bir üslup biraz İhsan Oktay Anar tarzını anımsatıyor ama kendine has betimlemeleri insanın zihninde çarpıcı bir olay örgüsü yaratıyor.. Okuyalım :)
Reklam
"İnci Küpeli Kızın" Gizemi ve Vermeer'i Anlamak…
"Kuzeyin Mona Lisa'sı" lakaplı İnci Küpeli Kız muhtemelen Johannes Vermeer'in en ünlü eseridir.. Tablo, tarih boyunca pek çok insanı büyüledi ve şu anda bulunduğu Hollanda'nın Lahey kentindeki sanat müzesi Mauritshuis'e benzeri görülmemiş kalabalıklar çekiyor. Eser, kızın farklı duruşu, esrarengiz bakışı, renkleri
"Batı İran'ı ezmek istemez, hatta sever" Ş.Teoman Duralı Daha önce "Lübnan bataklık olur" diyerek uyarmıştı. Felsefe profesörü Teoman Duralı şimdi de "Lübnan savaşı İran'a saldırının ön hazırlığı mı" sorusunu yanıtlıyor. "Yahudilerin en çok sevmeleri gereken millet Fars milleti olması lazım"
Aşiretcilik
Bütün topluluklar, belirli bir biçimde örgütlenirler. Toplumsal örgütlenmenin temeli kültüre dayanmaktadır. Kültürün temel gerçeği, insanların, sürekli gruplar halinde örgütlenmesidir. Aşiret, dil ve kültür yönünden büyük bir türdeşlik gösteren birçok sülaleden yapısındaki ailelerarasında köken, ekonomi, din, kan veya evlilik bağları bulunan göçebe veya yerleşik nitelikteki topluluk, oymaktır.( tanım Vikipedi) Aşiret olgusu bugün yaşadığı büyük çözülmeye rağmen, kültürel etkilerinin çarpıcı bir şekilde hissedilmesi dayandığı tarihsel miras nedeniyledir. toplumsal yaşamdaki etkileri derinlere uzanan bu form, şimdiye kadar etkilerini ve varlıklarını koruyabilmiştir. Ancak gelişen sanayi ve teknolojik gelişmeler kültürel yozlaşmayı beraberinde getirmiştir. Bundan en çok etkilenen belli başlı forumların başında Aşiretçilik gelmektedir. Aşiretcilik varlığını ve misyonunu tarihsel ve kültürel mirasa dayanmasıyla hala varlığını sürdürmektir. Yoksa etkisini ve varlığını sürdürmesi imkansızdır…
Latife Hanım ile Mustafa Kemal’in sırrı: Kanlı yelpaze
Latife Hanım-Mustafa Kemal evliliğinin gergin anlarından biri... Sinirini yelpazesini avucuna vurarak gidermeye çalışan Latife Hanım, elini kanatır. Atatürk, tokat atmaya yeltenir. Fakat Latife Hanım kendini müdafaa için elini siper etmeye kalkınca kanlı parmaklar Atatürk’ün yüzüne isabet eder... Mustafa Kemal Atatürk’ün hayatına giren
929 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.